ES TV'de konuşan Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy şu ifadeleri kullandı;
"Eskişehir'de yaklaşık 2 yılı aşan bir süre görev yaptığım bir il olarak ifade edebilirim. Biz genelde bir ili tanıyabilmek için bir yılın geçmesinde her zaman fayda var diye kendi kendimize bir değerlendirme yaparız. Çünkü her ilin kendine özgü koşulları var. Yazın eğer Muğla'da çalışmadıysanız orman yangını riskini ve turizmin sorunlarını bilemezsiniz. Eğer Doğuda bir ilde çalışıyorsanız, kışın çalışmadıysanız, karın oradaki ulaşıma nasıl olumsuz bir etkisi olduğunu bilemezsiniz. Her mevsimin kentin, kentin hareketliliği üzerinde farklı sonuçları ortaya çıkabilir. Bu bakımdan bir yıl içerisinde kenti genel olarak sorunlarıyla, özellikleriyle tanırsınız. İkinci yılın sonunda daha iyi tanımış olursunuz. Yani Eskişehir'de ben de iki yılımı doldurmuş bir yönetici olarak Eskişehir'i epeyce tanıma fırsatı buldum.
ESKİŞEHİR'İN EN İLGİNÇ ÖZELLİĞİ
Eskişehir'i diğer illerden ayıran en önemli özelliklerinden birisi, nüfusun %89'u il merkezinde yaşıyor. O özellik diğer illerde yok. Hemen hemen Türkiye'de tek diyebileceğimiz konumda ve bu özellik gerçekten öne çıkan, farklı bir özellik. Tepebaşı ve Odunpazarı ilçelerimizde yaşayan nüfus, toplam nüfusun %89'u. Dış ilçelerimizin en büyüğü Sivrihisar, kırsalıyla beraber toplam 20.000 nüfusu var. 3.000, 5.000, 6.000 gibi farklı nüfusa sahip ilçelerimiz var. Eskişehir'in bu yönüyle baktığımızda, diğer illerden ayıran en belirgin özelliği. Birçok özelliği var tabii, onlara girersek programımızın önemli bir kısmını o kapsamda harcamış olabiliriz.
Eskişehir'i bilmeden Eskişehir ile ilgili değerlendirme yapmak çok mümkün olmuyor. İşte Eskişehir'in Sakarya Nehri kenarındaki Mihalıççık ve Sarıcakaya ilçelerimizin rakımı 200 metredir. Bu, Akdeniz iklimi olan, mikroklima iklim yapısına sahip bir bölgedir. Eskişehir'de zeytin yetişiyor deseniz birçok insan "Ya, olur mu?" diyebilir. Ancak Eskişehir farklı özelliklere sahip bir şehirdir. Kent merkezi ortalama 850 rakımda iken 250 ve 200 rakımdaki yerlerimiz de vardır. Dolayısıyla Eskişehir'in bu yönüyle baktığımızda çok farklı özellikleri olduğunu söylemek mümkün.
ESKİŞEHİR'DE TRAFİK SORUNU VAR MI?
Şehirler büyüdükçe trafik sorunları oluşuyor. Her şehirde bu trafik sorunu belirli ölçüde var, Eskişehir'de de var. Dolayısıyla bununla ilgili tedbirler planlanıyor, alınıyor ve çeşitli çalışmalar ortaya konuyor. Sadece Eskişehir il merkezinde, trafik polislerimizi, jandarmayı dışında, 1 Ocak’tan itibaren 30 Eylül’e kadar trafikle ilgili yapılan ihlallerin ne kadar olduğunu ve kaç kişiye ne tür para cezaları verildiğini sizlerle paylaşayım.
Özellikle araba camına film yapıştırma nedeniyle toplam 535 kişiye, egzozunu yüksek sesle güçlendirici takanlar 562 kişiye, muayene süresi geçmiş araç kullananlar 4.533 kişiye, ehliyetsiz veya yetersiz ehliyetle araç kullananlar 3.775 kişiye ceza kesilmiştir. Kırmızı ışık ihlali 11.051, trafik ışıklarına uymamaktan dolayı 14 bin 251, tehlikeli araç kullanmaktan dolayı 365, alkollü araç kullanmaktan dolayı 2 bin 15, hız sınırını aşmaktan dolayı 115.690 kişiye ceza kesilmiştir. Park yasağı ihlali, 9 ayda Eskişehir il merkezinde 48 bin 877 kez yapılmıştır. Toplu ulaşım araçlarında fazla yolcu almaktan 185 kişiye, emniyet kemeri kullanmamaktan 8 bin 243 kişiye, sigortasız araç kullanmaktan 1.087 kişiye ceza kesilmiştir.
Kent Güvenlik Sistemi var. Bazen trafik polisi yok, burada bir şey olmuyor diye insanlar düşünebilir. Kent Güvenlik Sistemi'nde yapılan incelemeler neticesinde de 38 B132 sürücüye trafik cezası kesilmiştir. 9 ayda toplamda sadece il merkezi için söylüyorum, 241 bin 439 kişiye ceza kesilmiştir. Cezayla bu önlenebilir mi? Önlenemez. Burada herkesin trafik kurallarına uyması lazım. Yani bir yerde bir park yasağı varsa o yasağa uyulmalı. Çok acil, çok olağanüstü bir durum olur, onlar zaten hoş görülür ve herkes de bu hoşgörüyle buna yaklaşır. Ama her şeyi trafik polisinden bekleyerek bir sonuç alabilir miyiz? Alamayız. Polislerimizin 20’den fazla şehir merkezinde trafik ekibi var. Bunlar bazen 2 kişi, bazen 3 kişi, yoğun bir gayret içerisindeler.
Burada da ben özellikle Eskişehirli sürücülerden ve vatandaşlardan istirhamım, trafik kurallarına uymamızdır. Trafik kurallarına uyarsak zaten polise gerek kalmayacak, polis daha az işlem yapmak durumunda kalacak. Biz de bu kadar kişiye işlem yapmaktan memnun muyuz? Değiliz. Ama bazen uyarıya rağmen işte ikinci park yasağını ihlal edenler, başka şekillerde oralarda farklı şekillerde duranlar oluyor. Bunlar tabii polis teşkilatımızın da üzerinde hassasiyetle durmakla beraber, bu cezaları da kesmek zorunda kalıyoruz.
Burada tabii trafikte alınabilecek tedbirler nelerdir? UKOME’nin aldığı kararlar, yeni alınmış ama henüz daha uygulamaya geçmemiş olan kararlar... Bunlar da süreç içerisinde trafiği rahatlatabilecek neler olabilir, onun üzerinde ilgili birimler hep birlikte çalışıyor. Tabii kentler önce bir planlama yapılırken, belirli bir nüfus öngörülerek ona göre yapılıyor ama süreç içerisinde kentler gelişiyor, büyüyor ve o yollar o trafiği kaldırmıyor. Bir de Eskişehir, Türkiye’de ilk hafif raylı sistemlere sahip olan kentlerden birisidir. Hafif raylı sistemin olması nedeniyle öncelik hafif raylı sistemdedir. Bazı yerlerde 3 dakika, 5 dakika belki karşılıklı hafif raylı sistem geçerken beklemek durumunda kalabiliyorsunuz. Böyle bir, hafif raylı sistemin hem artısı var ama trafiğin de akışına zaman zamanda belki bir ekside bulunabilir diye yorum da yapmamız gerekiyor.
YENİ YAPILAN OKULLAR
Okul inşaatlarımız hızlı bir şekilde devam ediyor. Milli Eğitim Bakanlığımızın yatırım programına aldığımız okullarımızın inşaatları devam ediyor. Hayırseverlerimizin katkılarıyla yaptırdığımız okullar da hızlı bir şekilde devam ediyor. Son 2 yılda 25 tane okul yaptırdık. Son dönemde okul açılışları fazla oldu. Bunun nedeni, daha önceden okul açılışlarını yapmayıp Sayın Cumhurbaşkanı gelince toplu açılışlarda biriktiriyorduk. Şimdi ise zaman zaman bir farkındalık yaratılsın ve eğitime olan vatandaşlarımızın duyarlılığı biraz daha artsın diye okul açılışlarını yapıyoruz. Hâlâ faaliyete geçip açamadığımız okullarımız da var, ama fırsat buldukça haftada bir veya on beş günde bir okul açılışlarını yapıyoruz. Yarın da yine bir okul açılışımız olacak. Bunlar yatırımları bitmiş ancak resmi açılışları yapılmamış okullardır. Okul eğitim öğretime devam ediyor ama resmi açılışı yapılmamış.
Yatırım programımızda olan devam eden okullarımız var. İhalesini yaptığımız fakat yüklenicinin tamamlamakta zorlandığı birkaç tane okulumuz da var. Geçtiğimiz günlerde üç tane böyle okulumuzu tasfiye etmek zorunda kaldık; bitiremediği için. Tasfiye edeceğiz ve yeniden ihaleye çıkacağız. Bu, okullarımızın eğitim öğretime yetişmesini biraz geciktirecek ama devletin kuralları belli; süresi içerisinde yapamayanlara bu işlemi yapmak zorundayız.
Eğitimde ciddi bir atılım içerisindeyiz. Hem depremsellik anlamında yeni yapılarla, hem de güçlendirme çalışmalarıyla ve ihtiyaç duyulan noktalarda yeni okullar yaparak ilerliyoruz. Örneğin, Emek Mahallesi'nde özellikle lise ihtiyacı vardı; onlar yapıldı, bitmek üzere ve önümüzdeki süreçte onları da hizmete alacağız. İhtiyaç olan her noktada bunları yapıyoruz. Eğitimi önemsiyoruz. Çocuklarımızın en iyi şekilde yetişmeleri için fiziki ortamlarının iyi olmasını önemsiyoruz. Bu bakımdan eğitim yatırımlarımız devam edecek. Depreme dayanıksız olduğu tespit edilen okul olursa hemen tahliye ediyoruz. Yani 'Bu okul risklidir' diye bir rapor elimize geldiği an o okulu boşaltıyoruz. Yani o konuda hiçbir velimiz endişe etmesin. Bazen ikili eğitime geçiyoruz, başka bir okula alıyoruz. İşte bildiğiniz üzere Eskişehir Anadolu Lisesi, bu anlamda depremsellik riski oluştu. Biz önce onu bir başka okula aldık, fakat orada iki okul birlikte çok sağlıklı bir ortam olmadı. Biraz da dışarıdaydı ve buraya da çok iyi puanla giren öğrencilerimiz vardı. Yeni yaptığımız bir ilkokulu, yeni okul yapılıncaya kadar bu Anadolu lisemize tahsis ettik ve şimdi orada eğitim öğretimi görüyor. Yatırım programına girdi, ihale hazırlıklarını yapıyoruz, önümüzdeki günlerde ihaleye çıkacağız. Yani Eskişehir Anadolu Lisesi de Milli Eğitim Bakanlığımızın yatırım programına alındı ve orada okul binası, yurt binası, spor salonu ve bir de konferans salonu olacak şekilde, mükemmel bir lise binasının önümüzdeki süreçte ihalesine çıkacağız.
ESKİŞEHİR'DE HİÇ OKUMA YAZMA BİLMEYENLER VAR
Görev yaptığımız bütün illerde okumaz yazmaz bu kadar kişi var diyoruz. Türkiye İstatistik Kurumuna (TÜİK) "Bu verileri bize verin, biz bu kişilere ulaşalım" diyoruz. Ancak, kişisel verileri koruma kapsamında bu verilere ulaşmakta bazı zorluklar oluyor. Bir dönem belirli bir kısmını aldık. Bunların bir kısmı çok yaşlı veya yatalak olabilir; yani o durumda olanlar da var. Ama bir kısmının da alandaki karşılığını, alana indiğimiz zaman görüyoruz. İl ve ilçe milli eğitim müdürlüklerimiz ve halk eğitimi müdürlüklerimiz bu taramayı yapıyor. Kaymakam arkadaşlarımıza yaptırıyoruz. "Okumaz yazmaz ne kadar kişi varsa bunları mutlaka okuryazar hâle getirelim ve üzerinde çalışalım" diyoruz. Fakat alanda bulmakta zorlanıyoruz. Eskişehirlilere ben buradan bir çağrıda bulunayım. Çevrelerinde okumaz yazmaz diye bildikleri kişiler varsa lütfen bize bildirsinler. Biz onlara ulaşırız ve onların okuryazar hâle gelmesi konusunda her türlü imkânımızı sonuna kadar kullanırız.
SOKAKTA DİLENDİRİLEN ÇOCUKLAR
Okul çağında olup okula devam etmeyen hiçbir öğrencimizin kalmaması gerekiyor. Kaymakam arkadaşlarımıza, il ve ilçe millî eğitim müdürlerimize talimatımız bu. Kayıtlarını yaptırıyoruz. Bir de kayıt olduğu hâlde okula devam etmeyen öğrenciler var. Bunları biz her ay her okul türüne göre takip ediyoruz: ilkokul, ortaokul, lise. Liselerin de Anadolu Lisesi, Endüstri Meslek Lisesi gibi alanlarında okul bazında, sınıf bazında izliyoruz. Bana bunun raporu her ay İl Millî Eğitim Müdürlüğünden geliyor ve ben de bunu bütün kaymakam arkadaşlarımıza aktarıyorum. Bugün de yine Millî Eğitim ile ilgili toplantımız vardı, konumuz gündemimizdeydi, bunu konuştuk. Çünkü okula devam, hani bir gün, 2 gün, 3 gün, 5 gün çocuk hastadır, özel nedenleri vardır, gelebilir ama çocuk eğer belirli bir süre okula gelmiyorsa bunun neden gelmediğini sorgulamak, çocuğu bulup velisini bulup onu okula kazandırmakla ilgili yoğun bir gayretimiz var.
Devam etmeyen çocuğun suça bulaşma ihtimali olabilir. Suça bulaşan çocuk da çok daha farklı bir sonuçla karşımıza çıkabilir. Onun için biz özellikle çocuklarımızın okula devamını ve okul çağında olanların okula gitmesini istiyoruz. Bazen de çocuk okul çağını geçirmiş oluyor. Bu defa da Açık Ortaokul, Açık Lise var. Diyoruz ki yine eğitim dışında kalmasın. Bu çocuğumuzu biz Açık Ortaokula, Açık Liseye alalım ve bunların eğitimlerini tamamlayalım. Bu konuyu biz hassasiyetle takip ediyoruz çünkü eğitimsiz olan her çocuğumuz yarın toplumun karşısına çok daha farklı sorunlarla çıkabilir. Çocuklarımızı eğitme konusunda büyük bir hassasiyet ve kararlılıkla devam ediyoruz. Bu, çocukların özellikle sokakta çalıştırılması ve dilendirilmesi ile ilgili Eskişehir'de biz valilik olarak bir karar aldık. Sokakta çocukların çalıştırılması ve dilendirilmesi kabul edilebilir değil, dedik.
Bunu yasakladık. İlk defa çocuğu bulduğumuzda, çocuğun ailesine teslim ediyoruz. Diyoruz ki, senin çocuğunu sokakta bulduk. Eğer ikinci kez çocuğunu gene dilenirken, çalışırken, bir şey satarken bulursak size idari para cezası uygulayacağız ve hakkınızda Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunacağız. Bu çalışmaları başlattık. Şimdi biz sokakta çocuğu bulduğumuz zaman "Yasak, bir daha burada seni görmeyelim," deyip konuyu bitirmiyoruz. O çocukları alıyoruz, isim listelerini Millî Eğitime iletiyoruz. Diyoruz ki, "Bunlardan okul çağında olan çocuklar varsa bunları okula alın ve kazandırın."
Gençlik Spor İl Müdürlüğüne iletiyoruz. Diyoruz ki, "Bunların sizin gençlik merkezlerinizde, spor kulüplerinizde bunlara yönelik aktiviteler varsa onların yapılmasını sağlayın." Sağlık Müdürlüğüne iletiyoruz. "Aşısı yapılmış mı? Sağlık açısından bir sorunu var mı?" diye taramalarını yapıyoruz ve bunların eksikleri varsa gideriyoruz. Ailelerine sosyal inceleme yaptırıyoruz. "Gerçekten bu çocuk sokakta neden çalışıyor? Çalışma ihtiyacı var mı? Ekonomik anlamda çocuğun bir sorunu var mı?" diye bakıyoruz. Eğer gerçekten bir sorunu varsa biz aileye ekonomik destek de veriyoruz. Bu ve buna benzer çalışmalarla ilgili o sayılar varsa bunları da ben sizinle paylaşayım. Biz ilk uygulamaya 1 Kasım 2023'te başlamışız, yani yaklaşık 2 yıl daha olmadı.
Toplam 283 çocuğu sokaktan toplamışız. İl dışından gelen de 12 çocuk var; diğerleri Eskişehir'den. Bunların okul öncesi 33, ilkokul çağında olan 90, ortaokul çağında olan 124, lise çağında olan 35 tane çocuk var. Bunlara Millî Eğitimde çeşitli kurslar açıldı, Gençlik Sporda açıldı. Aşıları kontrol edilen ve tamamlanan çocuk sayısı 134, eksik olanlar vardı. "Ekonomik yönden ihtiyacı var mı?" dediğimiz 283 ailenin ancak 46'sının ihtiyacı var, yani konu istismar edilen bir noktada çocukların bunu kullanma durumu var. Eğitime kazandırılan çocuk 172. Yani biz müdahale etmesek bu 172 çocuk okula gitmeyecekti. Biz bu konuda böyle bir çalışmayı ortaya koyduk. Çocuğunu ikinci kez, üçüncü kez dışarıda bulduğumuz için 33 aileye de idari para cezası uygulamışız. Bu konuda tabii Eskişehir halkına da teşekkür ediyoruz. 112'ye ihbarlar var, polise, jandarmaya ihbarlar var. Bir de bu mücadeleyi topyekûn yaptığımız zaman başarılı olabiliriz. Sokakta bir şey satan çocuktan bir şey almamalıyız. Cam silmek istiyorsa sildirmemeliyiz. Dolayısıyla bu konuda Eskişehir halkının da bize destekleri oldukça kıymetli. Eğitimi çok önemsiyoruz ve bunun üzerinde de hassasiyetle duruyoruz.
YAZLIK KONUTUN SATILIP OKUL YAPILMASI
Aydın Valiliği'ne ait Didim'de Altınkum'da bir yazlık konut vardı. O yazlık konutun satış kararını verdik ve onu satışa çıkardık. Ve şimdi yanlış hatırlamıyorsam 8,5 milyon lira civarında bir bedelle satışı gerçekleştirildi.
Ben de bir anaokulu yaptırabilir miyiz, nerede yaptırırız diye, nerede ihtiyaç var diye araştırma yaparken, Aydın merkezde Efeler ilçemize bağlı Fatih Mahallesi'nin muhtarı var, bir hanım muhtarımız. Özellikle geldi, 'Benim mahallem yeni bir mahalle ve burada ilkokulumuz yok, ortaokulumuz yok. Bize illa okul lazım' dedi. Milli Eğitim yatırım programına teklif ettiklerimizde yer almadı. Yer almayınca bu muhtarımızın talebini de görünce ona kayıtsız kalamadık. Gerçekten o mahallede bir ihtiyaç vardı.
Biz dedik ki, bu parayla biz bu okul inşaatına başlayalım. Eksik kalan kısmını da Millî Eğitim Bakanlığımız tamamlar. Dolayısıyla böyle bir süreci ben oradayken ihalesini yapmıştık. Geçtiğimiz yaz itibarıyla tamamlanmış ve bu yıl eğitim-öğretime açılmış. Evet, ben de basından okudum. İnşallah fırsat olursa gideriz ziyaret ederiz. Eğitim gerçekten benim üzerinde hassasiyetle durduğum bir alan ve eğitimdeki ihmaller yarın çok büyük bir faturayla toplumun karşısına çıkabilir. Ona fırsat vermemeliyiz. Her çocuğumuza ulaşmalı ve onların eğitim dışında kalmaması adına gayret içerisinde olmalıyız.
OKUL ÇEVRELERİNDE DENETİMLER
Özellikle okullarda çocuklarımızın güvenliğinin sağlanması adına, yine bir valilik emri yayınladık. Yani 5442 sayılı yasadan kaynaklanan yetkimize dayanarak diyoruz ki, şu şu konular yasaktır. Bunu ihlal edenlere Kabahatler Kanunu'na göre idari para cezası uygulayacağız. Eğer konusu ayrıca Türk Ceza Kanunu açısından suç oluşturuyorsa zaten cezai işlem de yapılacaktır. Çocuklarımızın güvenliğini sağlanması için böyle bir karar aldık. Burada neler yapıyoruz?
Okullarımızın önünde seyyar satıcılığı yasakladık. Dedik ki okulların önünde seyyar satıcı olmayacak. Eğer bulursak, buna işlem yapacağız. Çünkü "Orada meyve satacağım" derken, çocuklara başka bir şey de satabilir endişesi taşıdık. Dolayısıyla seyyar satıcıları yasakladık. Okul civarında büfelerde, bakkallarda tek dal sigara satışı yasak. Tespit ettiğimiz zaman işlemlerini yapacağız.
Biraz önce konuştuk, çocukların okula devam konusu çok hassas bir konu. Dedik ki okul civarındaki internet kafe, oyun salonlarında ders saatinde eğer çocuk internet kafedeyse, o oyun salonunun sahibine işlem yapacağız, çocuğu almayacak. Ha, ders saati dışında gelebilir, herkesin en temel hakkı. Ama ders saatinde eğer biz, iddiamız ve Milli Eğitim teşkilatımız, Allah'a şükür geçen yıl hiç önemli bir kazamız olmadı.
Biz eğitim-öğretim yılında bütün eğitimin paydaşlarıyla, yani okul aile birliklerinden tutun okul müdürlerine kadar, servis odasından diğer boyutlara kadar toplantı yaptık ve bu denetimleri kesintisiz bir şekilde sürdürmelerini istedim. Çünkü en küçük bir ihmal bir kazaya sebebiyet verebilir ve çocuklarımızın bu kazalar neticesinde can ve mal kayıpları da ortaya çıkabilir.
Okul çevrelerinde yaptığımız denetimleri de ben kısaca sizinle paylaşayım bu vesileyle. Yani trafik denetimleri yapmışız. İdari para cezaları yine yapılan noktalarda, eksik olanlar varsa, delici, kesici alet taşıyan 12 kişiye işlem yapmışız bu karara uymayan. Okul çevresinde ha bir de şunu da dedik: Okul civarında, genelde zaman zaman bu lise çağındaki çocuklar için daha var, işte mahallenin gençleri gelip oradaki çocukları rahatsız edebiliyor veya başka bir durum ortaya çıkabiliyor. Akran zorbalığı ortaya çıkabilir. Dedik ki eğer okulun civarında okulun öğrencisi veya velisi değilse hiçbir kişi ve grubun okul civarında bulunmasını yasaklıyoruz. Böyle bir şey de olamaz. O kapsamda da dolayısıyla uyguladığımız, 105 kişiyi ihtar etmişiz, bir kişiye de ceza uygulamışız.
Seyyar satıcılarda 19 kişiye işlem yapmışız. Okul civarında yine metruk binalar varsa bunların ortadan kaldırılması için ciddi şekilde çalışmalar yapmışız ve özellikle de trafik denetimi konusunda da çok hassasız. Ben her toplantımda bunu özellikle söylüyorum. Hatta bu toplantımızda teşekkür de ettim arkadaşlarımıza. Dedik ki yani bu denetimlerimizi iyi yaptık ki geçmiş yıllarda bu kazalarla karşı karşıya gelmedik. Aynı hassasiyetle bu denetimleri yapmaya devam edeceğiz. Tespit ettiğimiz, eksiği olan araçlara da işlem yapıyoruz, hiç taviz yok. Şimdi kış lastiği uygulaması gelecek. Kış lastiğinde de kış lastiğini takmayan varsa onun da gereğini yapacağız. Yani herkes hangi kurallara uyması gerekiyorsa onların sağlanması konusunda kararlıyız.
ESKİŞEHİR'DE YASAKLI MADDE İLE MÜCADELEDE SON DURU
Yasaklı maddenin kullanım yaşı şu kadara düşmüş söylentileri çıkınca hemen güvenlik birimlerimize soruyorum. Diyorum ki: "Bu yaş grubu nedir, bunları bize mutlaka bildirin." Bu konuda şu ana kadar böyle bir tespit gelmiş değil. Bunlar tamamen özellikle bir algı yaratmak amaçlıdır. Yani Eskişehir'de uyuşturucu çok yaygın algısı var. Şimdi bizim üniversitemizde geçtiğimiz yıl 65.000 olan toplam öğrenci sayısı şimdi 72.500 civarındadır. 3 üniversitede bu sayıda öğrencimiz var. Üniversite öğrencileriyle ilgili olarak biz tabii üniversite güvenlik toplantısı yaptık. Uyuşturucudan işlem yapılan 72.000 öğrenciden toplasanız 10 ile 20 arasında bir rakamdır. Çok az. Ama algıya baktığınız zaman, sanki öğrencilerin büyük bir kısmı bu işi yapıyor, bu işle iştigal ediyor ve böyle bir alan varmış gibi. Hâlbuki hani bir yakalanmazsın, iki yakalanmazsın ama yakalanırsın. Biz sadece geçtiğimiz yılı değil, geçmiş yılları da hepsini masaya yatırdık ve üzerinde hassasiyetle duruyoruz. Uyuşturucuyla mücadele bizim en önemli alanlarımızdan birisi.
Ben yine bazı bilgileri sizlerle paylaşayım. 1 Ocak ile 30 Eylül arasında toplam 1195 operasyon yapmışız uyuşturucuya yönelik olarak. 9 ayda 1582 kişi gözaltına almışız. Bunların 182'si tutuklanmış, 50'sine adli kontrol verilmiş, diğerleriyle ilgili de adli işlemler devam etmektedir.
Ele geçirilen malzemelere baktığımızda; 2 kilo 364 gram kokain, 7 kilo 431 gram esrar, 8 kilo 769 gram metamfetamin, 12 kilo 544 gram bonzai, 2 kilo 288 gram skank, 32,20 gram eroin, 206 kök kenevir, 271.408 adet sentetik ecza ve 4032 adet ekstazi ele geçirilmiştir. Çalışırsanız bunları yakalarsınız ya da yok da diyebilirsiniz. Güvenlik birimlerimiz hem Emniyet Teşkilatımız hem Jandarma Teşkilatımız büyük bir hassasiyetle bu çalışmaları ortaya koydular ve büyük bir titizlikle de bunu yürütüyoruz. Uyuşturucuyla mücadele bizim en önem verdiğimiz alanlardan birisi.
Bu konuda NARVAS projesi var. Onun üzerinden vatandaşlarımızın ihbar etme noktasında ihbar yapabilecekleri bir mekanizma var ve buradaki bilgiler gizli tutulmakta, kimseyle paylaşılmamaktadır. Vatandaşlarımızın da NARVAS'la ilgili ihbarları var. Ben bunları her ay güvenlik bilgilendirme toplantısında NARVAS üzerinden gelen ihbarları da paylaşıyorum. Vatandaşlarımızın da bu konuda bize yaptığı ihbarları oldukça kıymetli buluyorum.
VATANDAŞLARLA İLETİŞİM
Ne kadar çok iletişim kanalınız açık olursa, sorunların size intikali de o derece sağlıklı oluyor. Her görüştüğünüz sohbette, her görüştüğünüz kişiden size bazı sorunlar gelebiliyor ve onları tespit etme, onlara nasıl bir çözüm üretebilirim noktasında gayret içerisinde oluyoruz. Ben Eskişehir'de göreve başladıktan sonra muhtarlarımızı Eskişehir'e davet edip burada da toplantı yapabilirdik. Ama biz muhtarlarımızı Eskişehir'e çağırmıyoruz, biz muhtarların ayağına gidiyoruz. Sadece ben değil, bütün il ve bölge müdürleri; yani Emniyet müdürümüz, Jandarma, Sağlık, Milli Eğitim, Tarım, DSİ, her ne varsa bütün arkadaşlarımızla beraber her ay bir ilçeye gidiyoruz. Yerel seçim olan dönemde bir ara verdik birkaç ay. Onun dışında her ay düzenli olarak gidiyoruz ve muhtarlarımızı dinliyoruz. Onlardan bize gelen sorunları bize aktarıyorlar. İlgili müdürlerimize sorunlar aktarıldıktan sonra söz hakkı veriyorum. O konuyla ilgili elinde bir bilgi varsa, yapılacak, yapılmayacak, şundan dolayı veya şu zaman yapacağız hemen bilgilendiriliyor. Yoksa da biz yazılı olarak onların hepsi kayıt altına alınıyor. Daha sonra muhtarlarımıza dönüyoruz, şu tarihte yapılacak veya şundan dolayı yapılamıyor diye. Muhtarlarımızı dinleyerek onlara çözüm üretiyoruz.
Vatandaşımızla ilgili olarak da halk günümüz var. Vatandaşımızın özellikle konusu nedir, hangi sorunla ilgili bizi ziyaret etmek istediğini önceden arkadaşlarımız, bizim açık kapı birimimiz kendilerinden alıyor. Diyelim sağlıkla ilgili bir sorunu varsa, Sağlık Müdürümüz de bizim o toplantımızda oluyor. Ben onu dinlerken Sağlık Müdürümüz de orada. Güvenlikle ilgili bir endişesi veya sorunu varsa, Emniyet Müdürlüğümüzden ilgili birimin temsilcisi. Belediyelerle ilgili bir sorunu varsa hangi belediye ilgilendiriyorsa o belediyemizin ilgili temsilcisini oraya davet ediyoruz. Anında vatandaşı dinliyoruz, "Şu yapıldı, yapılacak veya şöyle bir katkıda bulunabiliriz." diyoruz ve ondan sonra da o işi çözmek için ilgili birimlerdeki bütün arkadaşlarımız gayret içerisinde çalışıyor. Yani biz toplumun her kesimini kucaklamaya, bizim zaten varlık nedenimiz o, valilik olarak toplumumuzun bütün sorunlarını varsa dinlemek, onlara çözüm üretmek, bizim yapamayacaklarımız varsa onları bakanlıklar düzeyinde aktarmak ve onlara çözüm üretmek adına çalışacağız.
Her kesimi dinlemek, herkesle istişare içerisinde olmak, empati yapmak; yani birisi size bir konu aktardığı zaman onun yerine kendimizi koyup ben olsaydım nasıl aktarırdım veya ben bu konuda ne yapabilirim? Bu ve buna benzer birçok konuyu ifade edebiliriz. Tabii burada elimizden geldiğince işimizi en iyi şekilde yapmaya gayret ediyoruz. Büyüklerimiz de bunu takdir ediyor ve bu anlamda bize görev veriyor. Biz de o güvenlerini boşa çıkarmamak için daha hassas, daha titiz çalışmaya devam ediyoruz.
Toplumun her kesimiyle açık iletişim içerisinde olmak oldukça önemli. Çünkü iletişim kanallarını kestiğinizde bazı şeyleri bilemiyorsunuz. Bazı sorunlar çok küçükken belki müdahale edip onu çözme imkanı varken büyüyerek karşınıza geliyor. Ben 2014-2017 Diyarbakır Valiliği görevi yaptım ve kamuoyunda hepinizin yakından takip ettiği Sur olaylarında Diyarbakır Valisiydim. Her kesimle orada kanallarımız açıktı. Sivil toplum örgütleriyle de, siyasi partilerle de, sanat dünyasıyla da; hani bize bir konu aktarılacaksa onu dinliyoruz. Haklı bir talepse gereğini yapıyoruz ve bu konuda o operasyonları bu hassasiyet içerisinde, hukuk dışına çıkmadan, insan hakları ihlali yapmadan terörle mücadele konusunda büyük bir hassasiyet gösterdik. Bu, bu iletişim kanallarının açık olması, toplumun size güven duyması oldukça önemli. Biraz da samimiyet önemli galiba.
TURİZM ÇALIŞTAYI VE ESKİŞEHİR SEMPOZYUMU
Turizm çalıştayını geçtiğimiz yılın Şubat ayında gerçekleştirdik. Sektörün tüm paydaşlarıyla bir araya gelerek turizmi 9 ayrı başlık altında tartıştık. Eleştiriler, öneriler ve turizmden daha fazla pay alabilmek için neler yapılabileceği konuları ele alındı. Bu konular, üniversitedeki değerli hocalarımızın moderatörlüğünde her birim tarafından rapor haline getirildi. Dile getirilen bu hususları, "sadece yazıp rapor olarak bir kenara bırakalım" demek yerine, uygulamaya geçirelim istedik. Bu dile getirilen konuların takibi için görev dağılımı yapıldı: A kurumu koordinatör kurum olarak belirlendi, ilgili kurumlar ise B, C, D oldu. Koordinatör kuruma, "Böyle bir öneri var, bu sizin koordinasyonunuzda. Bununla ilgili çalışmalar yapılsın ve süreç içinde sonuçları bizimle paylaşın," dedik. Bu konuda yapılan görev dağılımı, ilgili vali yardımcısı arkadaşımız tarafından büyük bir hassasiyetle takip edilmektedir.
Temel amacımız, Eskişehir'in mevcut turizm potansiyelini nasıl daha fazla hareketlendirebileceğimizdir. Eskişehir, özellikle iç turizmden ciddi pay alan illerden biridir. Bu payı dış turizmden nasıl daha fazla alabiliriz? Ayrıca, Eskişehir iç turizmde daha çok günübirlik turlarla ziyaret edilmektedir. Bunu konaklamalı turlara nasıl çevirebiliriz, bu konuda neler yapabiliriz? İnönü'den Sakarya'ya bir rota belirlenmesi de dahil olmak üzere, birçok farklı konuda önemli öneriler sunuldu. Bu önerilerin hayata geçirilmesi, ancak uygulamayı yapacak birimlerin sahip çıkmasıyla mümkündür. Dolayısıyla Eskişehir'in topyekün, tüm kurumlarıyla buna sahip çıkmasıyla belirli bir aşamaya ulaşabiliriz. Bu süreci yakından takip ediyor ve üzerinde duruyoruz.
Bir diğer konu ise "Eskişehir Sempozyumu" yapma kararımızdır. Bu sempozyum, Eskişehir'i bütün yönleriyle tartışacağımız bir platform olacaktır. 42 ana başlık belirledik. Öneri gelmesi halinde bu başlıklar genişletilebilir, sayı sınırlı değildir. Duyurusunu özellikle yaklaşık bir yıl öncesinden yapalım istedik ki hazırlık yapacak olanlar ve bildirisini bu sempozyuma taşımak isteyenler olsun. Akademik anlamda, her bir konu başlığının lideri bir akademisyen olacak ve ilgili bilim kurulları kurulacaktır. Ancak sunum yapacak kişinin akademisyen olması şart değildir.
Eskişehir'le veya Eskişehir'in sorunlarıyla ilgili sunum yapmak isteyenler için belirlenen tek bir kriter var: sunumun bu kritere uygun olması beklenmektedir. Bu kritere göre, bilim kurulundan "bu sunum yapılabilir" onayı alındıktan sonra, sempozyumu şehrin her tarafına yayarak yapacağız. Belki yüzlerce, binlerce sunum gerçekleştirilecektir.
Ticaretle ilgili olanları Ticaret Odamızın salonlarında, turizmle veya ekonomiyle ilgili olanları farklı noktalarda yapacağız. Tarihi, arkeolojisi, ekonomisi, mimarisi gibi her konu başlığı, ayrı ayrı konuşulacak ve tartışılacak; daha sonra da tüm bu içerikleri bir kitap haline getirmeyi hedefliyoruz. Bu doğrultuda hazırlıklarımız tamamlandı ve internet sitesi belirlendi. Şubat ayına kadar bildiri özetlerinin derlenmesi planlanmaktadır.
Eskişehir Sempozyumu'nun açılışını 14 Mayıs olarak planladık ve 3 gün sürmesini öngörüyoruz. Dışarıdan gelen misafirlerimize Eskişehir'i gezdirmek amacıyla son gün özel bir program düzenleyeceğiz. Özel davetlilerimiz ve çağrı üzerine gelecek davetlilerimiz olacak. Konularında uzman olan ve Eskişehir'le ilgili çalışması bulunan kişileri Eskişehir'e davet edeceğiz. Kentin tüm dinamikleri olarak, düzenleme komitesinde valiliğimizin koordinasyonunda yerimizi aldık.
Hep birlikte inşallah bu Eskişehir Sempozyumu'nu gerçekleştireceğiz. Eskişehir'in tüm yönleriyle tartışılacağı, eleştiriler ve öneriler ışığında, önümüzdeki dönemde yapılacak çalışmalar için bir yol haritasının da ortaya çıkabileceği verimli bir sempozyum olmasını temenni ediyoruz. Daha önce görev yaptığım Mersin, Samsun ve Diyarbakır'da bu sempozyumları gerçekleştirmiş ve oldukça yararlı sonuçlarını görmüştük. İnşallah burada da bunu tekrar hayata geçirmiş olacağız. Sempozyumdaki sonuçları kamuoyuyla paylaşacağız. Üniversitenin o anlamda bir mahremiyeti var mıdır, teknik bilgiye sahip değilim ama onların da açık olması gerektiğini düşünüyorum. Sonuç olarak Eskişehir ile ilgili yapılmış bir çalışmaysa, internet ortamlarında, sanal ortamlarda da paylaşılması gerektiği kanaatindeyim. Eğer bu konuda yasal bir zorunluluk yoksa, açık olması gerektiğini düşünüyorum.
ESKİŞEHİR'DE ÖĞRENCİLERİN BARINMA SORUNU VAR MI?
Eskişehir'de barınma sorunu yok. Yurt anlamında söylüyorum, bu yıl KYK yurtlarına müracaat eden kız ve erkek öğrencilerin bugünden itibaren hepsini yerleştirdik. Hatta boş kontenjanlarımız var, yani erkeklerde de kızlarda da alabileceğimiz ek öğrenci kontenjanımız var. Yeni yaptığımız bir yurt inşaatımız henüz bitmedi, Eskişehir Teknik Üniversitesinin arkasında. Onun da zannediyorum birkaç aya bitecek olmasından sonra, ciddi şekilde yurt anlamında daha da rahatlayacağız. Yine Osmangazi Üniversitemizin içerisinde, 3 bin kapasiteli bir yurt yapımıyla ilgili bu sene yatırım programına giriyor, onu da inşallah önümüzdeki dönemde yapacağız. Bizim toplam KYK yurtları olarak baktığımızda, toplam kapasitemiz 16 bin 437, Şu anda KYK yurtlarında 15 bin 940 öğrencimiz barınıyor. Talep geldiği takdirde onları karşılama imkanımız var. Hele yeni yurtlarımız da devreye girince ki, zannediyorum yılbaşına kalmaz, o yurdumuz da devreye girer. Girdikten sonra çok daha fazla bir kapasite olacak.
Genel anlamda bazen insanların evi buradayken, başka bir ile gönderdiği zaman ekstra masraf olmasın, göndermeyeyim, evde kalsın, biraz daha ekonomik olsun diye düşündüğü durumlar oluyor, bu her il için geçerli. Ama Eskişehir'i ben tanımlıyorum tabii, Eskişehir'in özelliklerini zaman zaman soruyorsunuz. Eskişehir öğrenci dostu bir şehir diye ben tanımlıyorum. Kiralar diğer illerle kıyasladığımızda yüksek değil. Kafeteryalar, lokantalar, gittiğiniz zaman yemek fiyatları diğer benzer illerle kıyasladığınız zaman yüksek değil. "Öğrenci nasıl olsa var, bu parayı verir." diyerek fiyatları yükseltmeyen bir esnafımız da var. Bu durumda onlara da teşekkür etmek istiyorum. Çünkü bu uzun vadeli bir şeydir. Bir sefer kazanırsın ama ondan sonraki yıllar kaybedersin. Bu bakımdan öğrenci de kent ekonomisi üzerinde oldukça önemli katkısı olan bir süreç ve yapıdır. Dolayısıyla 72 bin 500 öğrencinin Eskişehir ekonomisine çok ciddi bir katkısı da var. Bunun Eskişehir farkında ve Eskişehirliler de öğrenciyi burada rahatsız edecek hiçbir davranış içerisinde olmamaya gayret gösteriyor. Benim zaman zaman çeşitli sohbetlerde edindiğim intiba şu: Diyelim ki daha iyi bir üniversite gibi bilinen üniversiteye başka bir şehirde puanı tutsa bile gençler Eskişehir'i tercih ediyor ve buraya geliyor. Buranın öğrenciler ve gençler arasından daha cazip görünen bir boyutu var. Bu yönüyle Eskişehir bir öğrenci şehri diyebiliriz.
Erkeklerde ilk aşamada biraz yedeğimiz vardı, onlar da dediğim gibi bir hafta öncesine kadar eridi ve şimdi boşluğumuz oluşmaya başladı. Bazen müracaat ediyor, gelmiyor. Bazen de arkadaşlarıyla ara sınıflardayken eve çıkacaktır, eve çıkmıştır. Genelde öğrenciler etrafı bilmediği için, özellikle ilk yıl KYK yurtlarını tercih ediyor. Sonra sosyal çevresi oluşuyor, arkadaşı oluşuyor ve beraber, birkaç kişi eve çıkabiliyorlar. Bu da bir sektördür. Eskişehir'de evlerini kiraya veren insanlar var, özel yurtlar var. Onlar da bu anlamda hizmet veren önemli noktalarımız."