Eskişehir’de semt pazarında Anahtar Parti Eskişehir İl Başkanı Çağlar Ölce ile pazarcı esnafı Mehmet Yıldırım arasında yaşanan uzun ve dikkat çekici sohbet, tarımda yıllardır çözülemeyen sorunları bir kez daha gündeme taşıdı. İl Başkanı Ölce, vatandaşın ve esnafın sorunlarını yerinde görmek için çıktığı pazarda, Yıldırım ile ayaküstü yaptığı konuşmada hem üretim sürecini hem de fiyatların neden bu kadar yükseldiğini sorguladı.

“200 dönüm ekti, cebinde sigara parası yok”

Pazarcı Mehmet Yıldırım, büyük ölçekli üretim yapan çiftçilere sert sözlerle yüklendi. Yıldırım, “200 dönüm biber ekmiş, cebinde sigara almaya parası yok. Tepki olsun diye gidiyor orada burada bir şeyler dağıtıyor. Batmış zaten. Ekmesin. Kim diyor ona ‘ek’ diye? Ama niye ‘ekeceğim’ diyor biliyor musun? Fide vadeli, gübre vadeli. Tarla parasına para vermiyorlar, işçiye para vermiyorlar, kaçıyorlar. Sonra yüzlerce dönüm ekiyorlar. Ben enayi miyim? Ben beş dönüm ekiyorum” dedi.

Yıldırım, üretimdeki bu dengesizliğin pazara da yansıdığını anlatarak, “Git pazara, dolmalık biber 10-15 lira. Domates 10 lira. Ama markette aynı domates 50 lira. Vatandaş niye markete gidiyor? Akşam işten geç geliyor, karı koca çalışıyorlar, pazara uğrayamıyorlar. Mecbur marketten alıyorlar” diye konuştu.

“Devletin planlama yapması lazım”

Bu sözler üzerine Anahtar Parti İl Başkanı Çağlar Ölce, sorunun yalnızca çiftçide olmadığını belirtti. Ölce, “Peki bir şey söyleyeceğim. Bunu ölçeklendirmeyen, planlama yapmayan hükümet de burada suçlu değil mi? Devletin bunu düzenlemesi lazım. Sen 100 dönüm ekersin, başkası 1200 dönüm ekerse olmaz. Devlet planlamalı. Senin ne kadar ekeceğini, ne kadar satacağını hesaplamalı. Harman zamanı geldiğinde ellerin yanlara düşmemeli. Biraz öngörülü olunmalı” dedi.

Yıldırım ise bu noktada yine çiftçileri işaret ederek, “En büyük suçlu yine çiftçi. Herkesin aklı var. Ben niye ekmiyorum? Ben niye kendimi batırmıyorum? Şimdi tarlalar alıcı bulamıyor. Planlayamayan adam piyasayı bozuyor. Ben ona acımam” ifadelerini kullandı.

“Borçla ekim yapan piyasanın dengesini bozuyor”

Pazarcı Yıldırım, üretimdeki yanlış stratejilerin tarımın geleceğini kararttığını söyledi. “Herkes normal ekse her şey dengeli olur. Ama gidip 1200 dönüm domates eken var. Neyine güveniyorsun da ekiyorsun? Çok kazanacağını sanıyor. Üç ay çalışacak, altında lüks arabayla gezecek. Hesap yanlış. Sonra da piyasayı bozuyor. İşçiyi dolandırıyor, gübreciyi dolandırıyor, tohumu vadeli alıyor. Sonra da ‘Ne yapacak, canımı mı alacak’ diye çıkışıyor. İşte bu yanlıştır” dedi.

“Her yıl başka ürün vuruyor”

Ölce’nin “Geçen sene ile bu seneyi kıyasladığında ne görüyorsun?” sorusu üzerine Yıldırım, tarımın doğa koşullarına bağlı kırılgan yapısını anlattı. “Geçen sene salatalıktan para kazandım, domatesten kazanamadım. Bu sene domatesten kazanıyorum ama salatadan kazanamadım. Mesela fasulye… Bu sene çok sıcaktı, 45 dereceyi gördük. Fasulyenin çiçeği döküldü. Şimdi fasulye 70-80 lira. Niye? Çünkü yok. Ben ektim, fasulyem olmadı. Bu Allah’tan gelen bir şey. Aynı şekilde güneşten domatesler yandı. 50 dereceyi görse bütün mahsul yanardı” dedi.

“Sorunun kaynağı sistem”

Anahtar Parti İl Başkanı Çağlar Ölce, sohbetin sonunda özetle şu değerlendirmeyi yaptı: “Burada mesele yalnızca çiftçi ya da pazarcı değil. Devletin tarımı yönlendirmesi lazım. Planlı üretim yapılmadan hem çiftçi batıyor hem vatandaş pahalıya alıyor. Bizim anlayışımız şu: Tarım düzelmeden ekonomi düzelmez. Çiftçi emeğinin karşılığını almadıkça, vatandaşın mutfağı şenlenmedikçe bu ülke ayağa kalkamaz.”

Eskişehir’de bir semt pazarında geçen bu konuşma, aslında tarımda yaşanan tabloyu net bir şekilde özetledi. Bir yanda “ben beş dönümle kendi hesabımı biliyorum” diyen pazarcı, diğer yanda “devlet planlamazsa her şey bozulur” diyen siyasetçi… Ortada ise ürününü tarladan hale götürdüğünde kazanamayacağını anlayıp biberini ücretsiz dağıtan üretici örneği.

Çiftçinin borçla ekim yapması, pazarcının daralan kazancı, vatandaşın market ve pazar fiyatları arasında sıkışması… Semt pazarında başlayan tartışma, aslında tarım politikalarının eksikliğini ve ekonomideki bozulmayı tüm yönleriyle açığa çıkardı.