Eskişehir Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Gazi Çelik şu ifadeleri kullandı;

“Asgari ücretli, emekli veya dar gelirlinin konut alma şansı yok. Bankaların faiz oranları çok yüksek. Zaten insanların konut alabilecekleri miktarlardaki krediye ulaşması da pek mümkün değil. Bu yüzden bu insanların ev alması neredeyse hayal diyebiliriz.

Vatandaşın elinde bir miktar altın birikimi ya da araba gibi bir malvarlığı oluyor. Bu varlıklar sayesinde Emek, 71 Evler, Çamlıca gibi bölgelerde 2-3 milyon liraya ev alabiliyorlar. Daha çok birikimi olan kişiler ev alabiliyor.

Eskişehir’de Nisan 2025’te toplam 1955 konut satıldı. İpotekli satışların sayısı ise 380’de kaldı. Ancak sahada bu kadar yoğun bir satış göremiyoruz. Çünkü mirasla intikal eden taşınmazlar da satış gibi işleme giriyor. Bu tür işlemlerle birlikte sayı belki o seviyeye ulaşıyor olabilir. Ama biz, gayrimenkul danışmanları olarak baktığımızda, beklediğimiz düzeyde satışlara henüz ulaşabilmiş değiliz. Çünkü şu anda sıkı para politikası uygulanıyor ve sıcak paraya ulaşmak oldukça zor. Bu nedenle gayrimenkul satışlarında durgunluk olduğunu söyleyebilirim.

Eğer faiz oranlarında bir düşüş olursa, elbette satışlarda bir hızlanma beklenir. Ancak bu kez de gayrimenkul fiyatlarının yükseleceğini öngörüyorum. Bunun sebepleri arasında en başta inşaat maliyetleri geliyor. Çünkü bu maliyetlerin çoğu dövize endeksli. Bu da fiyat artışlarına sebep oluyor. Aslında bu artışlar henüz tam anlamıyla piyasalara yansımış değil.
Bu sene de umudumuz gurbetçiler diyebilirim. Şehrimizde TOKİ’nin bazı ihaleleri yapıldı. Yaklaşık 1800 civarında konut için ihale gerçekleştirildi. Bunların 1000 kadarı merkezde, yaklaşık 800 kadarı da Eskişehir’in ilçelerinde yer alıyor. Bu konutların da piyasaya belli bir etkisi olacaktır. Ancak vatandaşların alım gücü ya da bu konutlara erişim imkânı da sınırlı. Yani her vatandaş için bu fırsatlar uygun değil.

Bu konutlar için fiyat sınırlaması gibi yasal düzenleme yok. Yani “bir evi ederinden fazla fiyata satamazsınız” şeklinde bir kısıtlama yok. Bu da serbest piyasa şartlarında fiyatların kontrolsüzce artmasına neden oluyor. Ayrıca imar sorunu da büyük bir etken. Eğer arsa üretimi artmazsa, inşaatın en büyük maliyet kalemlerinden biri olan arsa payı düşmez. Bugün Batıkent gibi şehrimizin batısındaki semtlerde, sadece bir dairenin arsa payı 3 milyon ila 3,5 milyon lira civarında. Buna bir de inşaat maliyeti ve müteahhit karı eklendiğinde, daire fiyatları çok daha yüksek seviyelere çıkıyor. Bu fiyatların düşebilmesi için öncelikle arsa maliyetlerinin yükselmemesi gerekiyor. Alternatifli ve uygun maliyetli arsalar üretilmeli ki vatandaşlar daha uygun şartlarda konut sahibi olabilsin.”