19 Mart 2025 günü İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu gözaltına alındı. Bu olaydan sonra Türkiye’nin birçok şehrinde olduğu gibi Eskişehir’de de insanlar barışçıl protestolar yaptı. Herhangi bir taşkınlık yaşanmadı. Yürüyüşler ve gösteriler olaysız geçti.

Ancak protestolara katılan bazı üniversite öğrencilerine disiplin soruşturmaları açıldığı ortaya çıktı. Eskişehir Barosu İnsan Hakları Komisyonu bu gelişmeler üzerine bir açıklama yaptı. Komisyon, gözaltılarla başlayan süreçte bazı öğrencilerin kolluk kuvvetlerine çağrıldığını, bazı şehirlerde öğrencilerin gözaltına alındığını ancak Eskişehir'de böyle bir durumun yaşanmadığını belirtti. Buna rağmen öğrencilerin üniversite yönetimleri tarafından disiplin süreciyle karşı karşıya kaldığını vurguladı.

Baro yetkilileri, protestolar sırasında sahada gözlemci olarak bulunduklarını, hak ihlallerini takip ettiklerini ve bu konuda rapor hazırlayıp kamuoyuna sunduklarını söyledi.

Komisyon açıklamasında, insanların toplantı ve gösteri yapma hakkının Anayasa’nın 34. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 11. maddesiyle güvence altına alındığını hatırlattı. Açıklamaya göre, herkes izin almadan barışçıl şekilde toplanabilir, yürüyüş düzenleyebilir ve bu yürüyüşlere katılabilir.

Ancak üniversitelerin aynı anda çok sayıda öğrenciye disiplin soruşturması açması endişe yarattı. Komisyona göre bu durum, hem temel haklara aykırı hem de öğrenciler üzerinde baskı oluşturan bir uygulama.

Baro ayrıca disiplin süreçlerinde hukuk kurallarına dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Soruşturma sırasında öğrencinin kendini savunabilmesi, neyle suçlandığını bilmesi ve sürece katılması gerektiği belirtildi. Disiplin işlemleri yapılırken ceza hukukunun temel ilkelerinin gözetilmesi çağrısı yapıldı.

Üniversiteler, soruşturma sonucunda öğrencilere uyarı, kınama, uzaklaştırma veya okuldan çıkarma gibi cezalar verebiliyor. Bu kararlara karşı üniversite yönetim kuruluna itiraz edilebildiği gibi, isteyen öğrenciler doğrudan idari mahkemeye giderek dava da açabiliyor.

Açıklamada, mahkemeye başvuran öğrencilerin yürütmenin durdurulması talebinde bulunabileceği ve adli yardım isteyebileceği ifade edildi. Maddi durumu yeterli olmayan öğrencilerin barolardan destek alabileceği belirtildi.

Disiplin cezalarının öğrencilerin eğitim hakkını doğrudan etkilediğini vurgulayan Eskişehir Barosu İnsan Hakları Komisyonu, karar verirken hakkaniyetli davranılması gerektiğini söyledi. Cezaların, öğrencilerin ailesiyle sorun yaşamalarına neden olmaması ve öğrencinin eğitimine zarar vermemesi gerektiği kaydedildi.

Komisyon, yetkilileri uluslararası hukuk kurallarına uygun şekilde davranmaya davet etti ve sürecin yakından takipçisi olacaklarını belirtti.