AK Parti Eskişehir Milletvekili Fatih Dönmez şu ifadeleri kullandı;
"Son yıllarda ülkemiz, küresel sistemin değişen dengelerinde sadece izleyen değil; yön veren, sorunları açıklayan değil; çözüm üreten, bölgesel değil; küresel ölçekte barışın, diplomasinin ve adaletin taşıyıcısı bir aktör haline gelmiştir.
Yakın çevremize şöyle bir bakacak olursak, adeta ateş çemberi içerisinde yaşıyoruz. Güneyimizde, daha düne kadar Suriye’de yaşanan iç savaşı hep birlikte hatırlıyoruz. Libya’daki gelişmeleri, Irak’ta yaşananları da unutmadık. Geçtiğimiz yıllarda Karabağ’daki savaş, halen devam eden Ukrayna-Rusya Savaşı hepimizin malumu. Afrika’da insani krizler sürüyor. Hâlâ yüreklerimizi burkan Filistin’deki katliamı görüyoruz.
İşte buralarda, geçmişte atalarımız nasıl üç kıtaya, yedi iklime adalet, barış ve huzur götürdüyse; bugün de Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde bu bölgelerde barışı, adaleti, huzuru kalıcı olarak tesis etmeye çalışan bir Türkiye var. Tüm bu süreçlerde Sayın Cumhurbaşkanımızın dirayeti, liderliği, kriz yönetimindeki kararlılığı ve sizden aldığı güç belirleyici olmuştur.
Bugün artık İstanbul, uluslararası camiada Cenevre gibi anılıyor. Geçmişte barış görüşmeleri tarafsız olduğuna inanılan Cenevre’de yapılırdı. Bugün ise bir gelen bir gidiyor İstanbul’a. Elbette böylesine etkili bir pozisyon sadece devletin değil, bu ülkeyi omuzlayan her ferdin, her kurumun ve özellikle bizler gibi milletin önünde sorumluluk taşıyan kadroların daha yüksek bir şuurla hareket etmesini gerektirir.
Küresel adaletsizliklere karşı ses çıkaran bir Türkiye varsa, bu sesin içeride de hakkaniyetle yükseltilmesi gerekir. Eğer mazlum coğrafyalar Türkiye’ye umut bağlıyorsa, bizlerin burada birlik ve beraberlik içinde, davaya her zamankinden daha fazla sadakatle, milletin menfaatine odaklı bir anlayışla hareket etmemiz bir zaruret, bir seçenek değil; bir mecburiyettir.
Çünkü dünya sahnesinde öncülük eden bir ülke, içeride ancak sahici, bu işe inanmış kadrolarla, sizin gibi davasına samimiyetle bağlı teşkilat mensuplarıyla ve istikrarlı bir duruşla yoluna devam edebilir.
Sayın Bakanım, değerli dava arkadaşlarım,
Unutmayalım ki bizler bir dava hareketinin, millet iradesinin ve bir inanç mücadelesinin temsilcileriyiz. Teşkilatlarımızın her bir kademesinde görev alan kardeşlerimiz yalnızca görev yapmıyor, aynı zamanda omuzlarında büyük bir vebal, yüreğinde sorumluluk, dilinde de hakikat taşıyor.
Bu dava, makam arayanların değil; yük almaya talip olanların davasıdır. Bu teşkilat, şahsi menfaatlerini değil; milletin selametini önceleyenlerin ocağıdır. O yüzden diyoruz ki, bizim yolumuzda, bizim davamızda kibre yer yoktur. Bu harekette asıl olan samimiyettir, mütevazılıktır.
Biz bu davaya inanarak yola çıktık. Bu yol, mazlumun duasıyla beslenen, milletin teveccühüyle büyüyen, istikamet üzere yürüyenlerin yoludur.
Bizim siyasetimiz, milletin derdine derman olma gayesiyle yapılan bir hizmet seferberliğidir. AK Parti, yıllardır bu milletin umudu olmuştur. Çünkü lafla değil, icraatla konuşmuştur. Söz verdik mi tuttuk, mücadele ettik mi sabrettik, başardık mı tevazu gösterdik.
Bugün Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde hayata geçen “Türkiye Yüzyılı” vizyonu, sadece bir siyasi program değil; milletin hayalini kurduğu büyük Türkiye hedefinin yol haritasıdır. Bu vizyonla birlikte Türkiye, hem içeride hem de dışarıda daha adil, daha güçlü, daha bağımsız bir gelecek inşa etmektedir.
Bu vizyon sadece diplomasi masalarında değil; üretim tesislerinde, bilim merkezlerinde, şehir hastanelerinde, yollarda, köprülerde, barajlarda, tünellerde ve insana dokunan her projede vücut bulmaktadır.
Bugün Sayın Cumhurbaşkanımızın görüşleri, küresel ve bölgesel gelişmeler hakkında dünya liderleri tarafından dinleniyor. Bir başka ifadeyle; Cumhurbaşkanımızın sözü dinlenirken, ana muhalefet lideri batıdaki siyasi görüşüne yakın parti liderlerine yalvarıyor. “AK Parti sizin lehinize bir iş yapmaz” diyor. Daha geçenlerde, İngiltere Başbakanı’na, hem de milletin huzurunda şöyle dedi: “Ben sizin sözünüzü dinlerim.
Artık liderini bulmuş bir ülke var. Bu açıdan, kimden medet umarlarsa umsunlar, muvaffak olamayacaklar. Geçenlerde yine bir sosyal medya hesabında şöyle bir hadiseye rastladım. Moda olmuş. Duydum ki Eskişehir’de de aynısını yapıyorlarmış. Bir sanatçı çıkıyor, konser veriyor; “Zıplamayan Tayyipçi” diyorlar. Sonra duydum ki imza topluyorlarmış. Ne yapacaklarmış? Bu imzalarla hırsızları cezaevinden çıkartacaklarmış.
Bakın, hoplasanız da zıplasanız da o lideri deviremeyeceksiniz. Topunuzla, tankınızla devirebildiniz mi? İmza toplayarak da hırsızları cezaevinden çıkartmanız mümkün değil. Bir kere onlar, milletin temiz vicdanında mahkûm olmaya mahkûmdurlar.
Evet, adalet ne zaman ve nasıl tecelli edecek bilmiyoruz. Ama sabırla bekleyeceksiniz. Her gün yeni bir belge ortaya çıkıyor. Bu davanın başında biz yokuz. İtirafçıları var, şikâyetçileri var. Tanıklar kendilerinden, sanıklar kendilerinden.
E savcı, bu kadar bilgi ve belge kendisine geldikten sonra yerinde oturup bekleyecek hali yoktu. Dedi ki: “Burada bir şeyler oluyor herhalde.” Pamuk ipliği gibi bir kördüğüm yumağını açar gibi, savcılarımız da gayet hassas ve dikkatli bir şekilde olayın üzerine gidiyorlar.
Geçtiğimiz dönem, yani 2023 seçimlerinde, hep birlikte siyaseti yakından takip ettik. Adaylık süreçlerinde, son ana kadar Millet İttifakı adayını belirleyemedi ya da belirlemedi. Aday ancak son günlerde belli oldu. Peki şimdi ne oldu da üç yıl önceden aday belirliyorlar? Bunun sebebini siz de biz de gayet iyi biliyoruz: Acaba bu defa yırtabilir miyiz? diye…
Bakın, Fransa’da da benzer bir durum yaşandı. Bir usulsüzlük, bir yolsuzluk nedeniyle orada da ana muhalefet liderine ceza verildi. Oradakilere ses çıkarmayanlar, buradakilere ses çıkarmak istiyor. Bu ülkede artık adalet tecelli edecek. Herkes hak ettiğini görecek.
Değerli dostlar, elbette konuşulacak çok işimiz var. Yapılmış işler çok. Enerji alanında da birçok önemli çalışma var. Ama şimdi Sayın Bakanımız burada, bayrağı bizden devraldı. Hiç şüphesiz, kendisi de anlatacaktır. Ben sadece bir noktaya temas edip sözü kendisine bırakmak istiyorum.
Bakanlığı döneminde de, öncesinde ve sonrasında da şahit olduğum, milletimizin de dikkatle izlediği bazı önemli hadiseler yaşandı. Biz ne zaman iyi bir eser, iyi bir hizmeti vatandaşımıza takdim etsek, bir müjdeyi milletimizle paylaşsak, milletimiz sevindi ama onlar hep üzüldü. Karadeniz’de doğal gaz bulduk dedik, inanmadılar; milletimiz sevindi. Gabar’da petrol bulduk dedik, yine inanmadılar; milletimiz sevindi, onlar üzüldü. İHA’mıza, SİHA’mıza, milli savaş gemilerimize milletimiz sevindi, onlar yine üzüldü.
Ama şunun sözünü bir kez daha veriyoruz: Biz milletimizi sevindirmeye devam edeceğiz. Varsın onlar üzülmeye devam etsin.
Türkiye Yüzyılı’nı, inşallah Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde ve liderliğinde hep birlikte inşa edeceğiz. Eskişehir’imiz, bugüne kadar kendisine yapılmış yatırımları ve hizmetleri nasıl aldıysa, bundan sonra da daha fazlasını almaya devam edecek.
Geçtiğimiz günlerde Ulaştırma Bakanımızı kentimizde misafir ettik. Bize yeni müjdeler verdi. Yapılan çalışmalar ve yürütülen faaliyetler hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Bugün de Sayın Enerji Bakanımız burada. Hiç şüphesiz, onun da size ve bize vereceği güzel haberler vardır."