Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanı Fesih Bingöl şu ifadeleri kullandı;

“Geçtiğimiz günlerde Eskişehir Ticaret Odası Başkanı Metin Güler, Eskişehir’de imar problemi olduğunu, bu nedenle ev kiraları ile konut fiyatlarının çok yükseldiğini ve yeni imar alanları açılmadığı sürece bu sorunun çözülemeyeceğini söyledi. Güler, belediyeleri imar çalışmaları yapmaya davet etti. Bu konu Eskişehir’in önemli bir problemlerinden biri.

Benim öteden beri ifade ettiğim bir cümle var. Kentsel gelişme = imar x mutluluk. Burada “imar” fiziki gelişmeyi, “mutluluk” ise sosyal gelişmeyi ifade ediyor. Şehrimiz bu anlamda bütünlük içinde gelişememiştir. İmar, altyapı, ulaşım ve sosyal açıdan çözüm bekleyen ciddi sorunlarımız vardır.

Eskişehir’de özellikle 1/25 binlik, şehrin ana esasını oluşturan planlar yakın tarihte onaylandı. Ancak şehir zaten büyük ölçüde yapılaşmıştı. Bu nedenle Eskişehir’de yeni arsa üretmek mantıklıdır ve konut maliyetlerini düşürür. Fakat yeni arsa üretilebilecek geniş alanlarımız yok.
TÜİK raporlarına göre Eskişehir’in 35-40 bin konuta ihtiyacı var. Benim yaptığım sağlıklı çalışmalara göre, sadece 6-7 mahallede ada bazlı, emsal ve kat artışlı kentsel dönüşümle 40 bin konut üretilebilir. Dolayısıyla yeni arsa açıp altyapı götürmek maliyetlidir. Mevcut altyapısı olan bölgelerde ada bazlı dönüşüm yapmak daha doğru olacaktır.

Eskişehir’in 40 bin konuta ihtiyacı var. Bu dönüşümle kira ve konut maliyetlerinin yarı yarıya düşeceğini düşünüyorum.

Tabii müteahhitler para kazanmalıdır ama makul şartlarda. Arsa üretilemediği için “kat karşılığı” oranları çok arttı. Örneğin Aşağı Söğütönü Mahallesi’nde 10 dairelik bir projede arsa sahipleri 6 daire isterse, müteahhite sadece 4 daire kalıyor. Bu da projeyi ciddi şekilde zorlaştırıyor.
Eskişehir’in gelişimi de sınırlı. Ankara istikametinde OSB var, Seyitgazi yönünde mezarlık, Sarıcakaya, Mihalgazi yönünde Bozdağ engel teşkil ediyor. Tek gelişen bölge batı aksı, yani Bursa yönü. Ancak burada da tarımsal alanlar nedeniyle kısıtlamalar var. Yine de dağ yamaçlarının değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Hem depremsel açıdan güvenli hem de daha modern konutlar yapılabilir.

Bu durumda hafif raylı sistemlerle ulaşım sağlanırsa, şehrin yoğunluğu da dış mahallelere aktarılabilir.

Bir de Kızılyer konusu var. Öncelikle fiyatları o bölgede çok pahalı. İnsanlar bu sebeple çok tercih etmiyor. 4 kat yerine 6-7 kat yapılaşma olsaydı maliyetler düşer, talep de artardı. Bugün ise inşaat maliyetleri çok yükseldi, kat karşılığı oranları arttı. Artık 20 yıl çalışan bir insanın ev alabilmesi neredeyse imkânsız. Emekli olduğunda da aynı şekilde. Kira fiyatları da çok yüksek.

Bunun çözümü için Türkiye genelinde enflasyonun ve inşaat maliyetlerinin düşmesi, ayrıca arsa üretiminin artması gerekiyor. Eğer arsa üretilebilirse, kat karşılığı oranı müteahhide %25 seviyesinde verilebilir. Böylece hem maliyetler düşer hem de Eskişehir’in konut sorunu çözülür.

Bu, ortak bir irade ile çözülebilecek bir sorundur. Ticaret Odası, Sanayi Odası, sivil toplum kuruluşları, resmi kurumlar ve belediyeler bir araya gelip “Şehrimiz nasıl gelişebilir?” sorusuna ortak cevap aramalıdır.

Bir dönem Eskişehir’in “butik şehir” olarak kalması istenmiş, nüfus artışına engel olunmaya çalışılmıştı. Ben o zaman da karşı çıkmıştım. Şehirler büyümelidir. Havadan baktığınızda bahçeler, yollar, parklar ve sosyal alanların yoğun olduğu bir kentleşme olmalıydı. Bu olmadı.
Örneğin Çankaya, Ihlamurkent, Vadişehir şehir taraflarındaki yapılaşmalar yeterince planlı değil. Tarla içinde yapılan binalar var. İnsanları cezbedebilecek sosyal dokular gerekliydi.

Son olarak ben su meselesine de değinmek istiyorum. Eskişehir 2030’da ciddi bir su problemiyle karşı karşıya kalacak. Bugün su fiyatları da çok pahalı. Bir kişinin günlük su ihtiyacı 75 litre. Dört kişilik bir aile için bu 10 tona denk gelir. Ailelerin ilk 10 ton su kullanımından ücret alınmamalı, 10 tondan sonrası için artan oranlı tarife uygulanmalıdır. Böylece hem tasarruf sağlanır hem de maliyetler düşer.
Eskişehir’in imar ve konut sorunu kentsel dönüşüm, arsa üretimi, maliyetlerin dengelenmesi ve ortak irade ile çözülebilir.”