Odunpazarı İlçe Başkanı Gürol Yer şu ifadeleri kullandı;

“Gündem ve güncel üzerinden değerlendirmelerimize devam edeceğiz. Çok Değerli Genel Başkanımız Liderimiz Müsavat Dervişoğlu’nun Eskişehirli Hemşehrilerimize selam ve muhabbetlerini vasıtanızla iletmek istiyoruz.

Geçtiğimiz hafta teşkilat olarak bizimde katıldığımız iktidar yanlısı Cengiz Holdinge peşkeş çekilip siyanürle altın arama izni verilerek peşkeş çekmeye çalışanlara direnen Mihalgazi İlçemizin cennet köşesi Alpagut’un beyaz yaşmaklı her biri bir Nene Hatun olan kadınlarını ve özellikle ön saflarda mücadelesini tek başına veren, şirket elemanlarınca ölümle tehdit edilen Çalışkan Mustafa Öğütçü Amcamızı saygıyla selamlıyor ve yalnız olmadıklarını yanlarında olduğumuzu vasıtanızla bir kez daha iletmek istiyoruz.

Değerlendirmemize şehrimizdeki üniversitelerde yaşanan ve tarafımıza yoğunlukla iletilen ve ısrar ile gündeme getirilmesi üniversite çalışanlarınca istenen bazı olumsuzlukları paylaşarak kamuoyuna duyurmak istiyoruz.

Geçtiğimiz hafta eski günlerde Eskişehir’in en tanınmış markalarından olan ancak siyasetin el atmasıyla tanınırlık ve bilimsel kimliğinden hızla uzaklaşan ve siyasetin arka bahçesi, bir anlamda oyun alanına dönüştürülen Anadolu Üniversitesinden bahsetmek istiyoruz. Üniversitede yapılan idari atamaların tamamında liyakat ilkesi ve kurumsal hafıza ile inisiyatif terk edilmiş ve tamamen siyasetin emri talimatları doğrultusunda hakkaniyet, liyakat ve etik dışı bir yol açılmıştır. 
Üniversitede sendikal faaliyette bulunan yani çalışanların yanında olması gereken bir sendikanın başkanı göreve yeniden atanan rektör tarafından sanki yeniden rektör atanmış olmasına diyet ödermişcesine Sağlık Bilimleri Fakülte sekreterliğine atanmış bulunmaktadır.

Sabah üniversite kapısından sendikacı olarak giren vatandaş rektörün imzasıyla akşam yönetici olarak kapıdan çıkmış bulunmaktadır.

İddia ile söylüyorum kırsalda bir çiftlikte bile böyle bir usul mümkün değildir. Çiftlikte bile işi bilen, sicili temiz, liyakate uygun insan aranır ve hak etmişliği varsa görev ile emanet teslim edilir. 

Yani ilim bilim yuvası marka üniversite bir çiftlikten bile kötü yönetiliyor ve hak etmiş hakkını bekleyen çalışanların kul hakkı Rektörün imzasıyla yenilmiş durumdadır.

Buradan hatırlatalım Sayın Rektör bu yaptığınızı bir düşünün, vicadanen sorgulayın bu kul hakkımı ve karşıma çıkar mı diye? Bu durum bizim yabancı olduğumuz bir durum değildir.

Geçtiğimiz yıllarda aynı uygulama Eskişehir Osmangazi Üniversitesinde yaşanmış ve zamanın hukukçu Rektörü yine aynı sendikanın başkanını üniversitenin en mahrem yeri personel dairesine başkan atamış ve çok kısa bir süre sonra atadığı eleman yaptığı ağır cezalık işler ile her şeyi eline yüzüne bulaştırmış ama hakkında hiçbir işlem yapılmadan başka bir daire başkanlığına kaydırılarak korunup kollanmıştır. Yine aynı sendikanın başkan yardımcısı ilginçtir ESOGÜ Sağlık Bilimleri Fakülte sekreteri yapılmış ve teslimiyet orada da devam etmişti.

Değerli arkadaşlar üniversitelerimiz ilim ve bilim yuvası, gurur kaynağımız  olması gerekirken maalesef siyasi parti il başkanlarından talimat alan, unvanlı akademisyen yöneticiler olmalarına rağmen iradesiyle adım dahi atamayan yöneticiler tarafından daha da dip yapacak bir duruma doğru gitmektedir. 
ESOGÜ Tıp Fakültesi Hastanesi ve yönetimi de uzun süredir hem kamuoyunda hem basında izlediğimize ve bize iletilen belge ve verilere göre daha facia bir durumdadır.

4/D çalışanlarını kapsayan işçi sendikalarının yetki günleri olduğu bu günlerde daha öncede defalarca gündeme gelen rakip sendika üyelerine baskı ve yıldırma had safhaya çıkmış bulunmaktadır. Konuya hastanede yetkili memur sendika başkanı da müdahil olup toplantılar düzenlemekte ve Öz Sağlık İş Sendikası yetkiyi kazansın diye insanlara baskı yönünde toplantılar ve müdahalelerde bulunmaktadır. 

Bu duruma hastane yönetimi sesiz kalmış ve çoktan iradesini ve yönetme kabiliyetini teslim etmiş durumdadır.

Buradan muhatap rektörlere seslenmek istiyoruz. Sayın Hocalar bakın bu dönem geçer göreviniz biter ve sonrasında liyakate saygıydı, emeğe değer verirdi, hakkaniyete dikkat ederdi denilsin ve iyi insan olarak anılınız. Kul hakkı yemiş, siyasete teslim olmuş ve unutulan Rektör Hoca olarak hatırlanmayın diyoruz.

Sözlerimi Genel Başkanımızın Anadolu Topraklarından sağ yumruğunu kaldırıp haykırdığı inanç ile bitirmek istiyorum. Haksızlığa susmayacağız, mücadele edeceğiz ve başaracağız, başaracağız, başaracağız. Yaşasın Büyük Türk Milleti, kahrolsun bu Büyük Milletin evlatlarının hakkını gasp edenler, başını eğenler.” 
 

Editör: Akif Yer