Gelecek Partisi Eskişehir İl Başkanı Hüseyin Durmazlar şu ifadeleri kullandı;

"Türkiye'de TOKİ'ye başvuran insan sayısı 5.3 milyon olarak açıklanmış. Biz bu sayıyı 6 milyon olarak bekliyorduk. Şu an AK Parti iktidarındaki TOKİ süreçlerine baktığımızda, hepsinin şartları birbirinden farklıydı. Gerek daha önceki TOKİ projeleri, gerekse en son yapılan Mamuca TOKİ olarak baktığımızda, hepsinin başvuru şartları veya sonraki süreçlerin ödeme şartları hep farklı farklıydı. Şimdi ise 500 bin TOKİ gündemde.

Şu ana kadar ne yaptılar, ne yapmadılar, zaten yetiştirdiler, şu kadar yaptılar, bunu yapamazlar gibi spekülasyonlara girmeyeceğim. Ben net olan, kendimizin gördüğü, halkımıza söyleyebileceğimiz, gördüğümüz veya iktidara yanlış olarak, eksiklik olarak gördüğümüz konuları değerlendirmek üzere bu basın açıklamasını gerçekleştireceğiz.

Şu an bu 500 bin TOKİ'de %10 peşinat ve 240 ay vade öngörülüyor. Şu an başvurular alınıyor, devam ediyor. Bunun sonrasında kura çekimleri olacak. O da Şubat 2026 olarak düşünülüyor. Kura çekiminden sonra hak sahiplerinin belirlenmesiyle beraber taksitler başlıyor. En son yapılan Mamuca TOKİ'de bu taksitlerin başlaması, evlerin teslimatından sonraydı. Ancak şu anda sözleşme imzalandıktan hemen sonra, yani tahminimize göre Mart 2026'da başlayacak. İnsanlar, ellerinde evleri olmadan, hâlâ kiradayken hem taksit ödeyip hem de kendi kiralarını ödemeye devam edecekler. Bu süreç böyle olacağını gösteriyor.

Şimdi şöyle de başka bir konu var. 1+1'ler 55 metrekare ve 6.750 TL taksitle olacak. Eskişehir'de ortalama kiranın 20.000 TL olduğunu varsayarsak, bu kişilerin 26.750 TL'lik en düşük bir ödemesinin olacağı, en yüksek ise 29.000 hatta 30.000 TL'lara varan bir taksit ödemelerinin, aylık giderlerinin oluşabileceği gündemde. Şu an asgari ücret konuşuluyor, emeklilik, emekli hakkındaki zamlar konuşuluyor. Bunların da, bu kriterlerin de dikkate alınması gerektiğini düşünüyoruz.

Bu %10 peşinat meselesi. Bu %10 peşinat da aynı, talihliler belli olduktan sonra, sözleşmeler imzalandığı anda isteniyor. Yani insanlar Mart 2026'da, pardon Şubat 2026'da, bundan iki ay sonra 265.000 TL'lık peşinatları ödemek zorunda kalacaklar. Şimdi insanlar daha ev kiralarını ödeyemezken, kendilerine ev alamazken bu 265.000 TL'yi nereden bulacak? Bu, Anadolu illerindeki projeler için de geçerli. Bu miktarı nereden bulacak?

Şimdi biz soruyoruz. Bir de ayrıca şöyle bir sorun var. 2027 yılının Mart ayında bu evlerin teslim edilebileceği söyleniyor. Yani Mart 2027'den başlayarak teslimatlar yapılacak. Şimdi bizim sorumuz şu. Hangi TOKİ, hangi binalar Mart 2027'de teslim edilecek? En az sayıdaki konutlar mı yani 30, 40, 50 adet yapılan konutlar mı yoksa Eskişehir'deki büyük, binlerce yapılan konutlar mı? Şimdi bu süreç belli değil. Hangi şehirdeki projeler ne zaman bitecek? Yani buradaki sormamızdaki amacımız: Hak sahipleri hem kira ödeyip hem proje taksitlerini ne kadar ödemeye devam edecekler?

Ayrıca bir dar gelirli vatandaşın 295.000 TL'ye varan peşinatları iki ay içerisinde bulması, bizim açımızdan doğal bir şey değil. Şimdi bu durumun ortadan kaldırılması için hak sahiplerine kamu bankalarından faizli veya faizsiz veya düşük faizli bir kredi imkanı sağlanacak mı? Yoksa bu hak sahipleri tamamen bankaların eline, yüksek faizlerle tekrar borçlandırılmaya mı yöneltilecek?

Şimdi böyle bir durum ortaya çıkarsa, şu an ihtiyaç kredileri %3.69'dan %4.69'a kadar değişiyor. Bu emlak kredisi olarak da geçmiyor, çünkü daha elde bir tapu yok veya bir proje yok. 265.000 TL'lık, 85 metrekare 2+1 için bir peşinat ödemesi için krediye başvurduğunuzda, aylık 30.250 TL bir bedel ortaya çıkıyor. Yani siz, eğer bankaya giderseniz bu peşinatı çekmek isterseniz 30.000 TL'lık daha bir külfetle karşılaşmış olacaksınız. Bu, kendi kirası ve projeyle birlikte aylık 60.000 TL'lık bir ödeme ortaya çıkıyor.

Bunun haricinde, daha önce gördüğümüz daire teslimleri sırasında KDV oranı ne olacak? Şu an evet biliyoruz ama 3065 sayılı KDV Kanunu değişirse, bu oran değişirse hak sahipleri bundan teslimat sırasında etkilenecek mi, etkilenmeyecek mi? Şu an %10, %20 olan KDV, Mehmet Şimşek'in bir anlık tasarruf tedbirleri veya kaynak aktarma, kaynak bulma çabalarıyla %35'e çıkarsa bu miktar, bu hak sahipleri için değişecek mi? Bu bedeller üzerinden bu ne olacak?

Her ay ödenen, yani bu projelerde belirlenen taksitler 6 ayda bir memur maaş oranında artacak. Burada, 1+1 en küçük 55 metrekare daire aylık taksiti 6.750 TL. Bu taksit, bizim öngördüğümüz yılda %15'lik (memura en düşük verilebilecek, refahını en düşük sağlayabilecek maaş artış oranı olarak değerlendirdiğimizde) 18.-24. ayda 11.850 TL'ye, 60. ayda 27.000 TL'ye, 120. ayda ise aylık 110.000 TL'lık bir ödemeye tekabül ediyor. Bu en düşük daire için. Peki, 80 metrekare 2+1 olarak düşünürsek, 9.938 TL'dan başlayan bu bedel, %15'lik yıllık artışla 24. ayda 17.000 TL'ye, 60. ayda 40.000 TL'ye yükseliyor. En sonunda ise, son 6 ayda 162.000 TL'lık taksitlerle ödemeye dönüşüyor.

Şimdi bu şartlar sürdürülemez. Hiçbir kimse 10 yıl sonra veya hiçbir ekonomik koşulda aylık 162.000 TL'lık bir ödemeye zorlanamaz. Bu iktidarın ilk önce bunu da değiştirmesi lazım. %15 memur maaşları için gayet normal bir rakam, olması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü memur maaşları dediğimizde bunların içinde polislerimiz var, askerlerimiz var, hemşirelerimiz var. Bunların ekonomik şartları, ekonomik refahı artması lazım ki devletimizin işleyişi ve insanların devlete bağlılığı artsın, zedelenmesin.

Eğer %15'lik bu artış hala devam ederse ve bu şart da kalkmazsa, insanların yıllar sonra çok büyük meblağlarda kredi veya taksit ödemelerine neden olacak. Bir an önce bunun sabit bir vade imkanına dönüştürülmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Şurada gösterdiğimizde, aylık 162.000 lira bedel oluyor. Şimdi biz Marmaray Toki'de bunu da gördük. 6 ayda bir ücret arttığında, 55 metrekare için 1.800.000 lira bugün bir bedel belirlenirken, bu toplam KDV oranı hangisinden ödenecek? Evet, en son sorumuz bu olacak.
KDV oranı şu anki şartlarda anahtar teslimlerinde ödeneceği söylendi. Peki bu KDV oranı hangi bedelden ödenecek? Sorumuz bu. Şu an 55 metrekare için 1.800.000 lira belirlendi. KDV oranı bu bedelden mi olacak, yoksa bu toplanan toplam bedel üzerinden mi, yani 5-6 milyonu bulacak bedeller üzerinden mi KDV ödenecek?

Bunlar havada kalan sorular, bunlar şu anda belirlenmesi gereken sorular. Biz biliyoruz ki, eğer bir alışveriş yapılıyorsa bir alışverişte her şartın belirli olması lazım. Biz böyle gördük. İnsanların şimdiden ne ödeyeceğini bilerek bu işe girmelerini düşünüyoruz. Bir hükûmetin, bir devletin yapması gereken de budur.

Ayrıca hükûmete bir tavsiyemiz daha var. Bu kadar yoksulun olduğu, bu kadar ihtiyaç sahibinin olduğu, bu kadar evsizin olduğu bir zamanda, lütfen bu umut projesi olarak satılmasın. Buradan gelen para, şu an biraz önce bahsettiğimiz gibi 5.300.000 kişinin ücretleri, lütfen önümüzdeki bir şey için, seçim için bir gelir kapısı olarak görünmesin. İnsanların devlete olan sadakatleri sarsılmasın. Bizim iktidara olan tavsiyelerimiz bu açık alanların, bu gri alanların, bu flu alanların biraz önce belirlenmesi, insanların şartlarını bilerek bu borçlanmalara girmesidir."