ES TV'de konuşan Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt şu ifadeleri kullandı;
"Gürhan Albayrak'ın barınak konusundaki açıklamaları hem olayları kavramakta zorlandığını hem de bilmediğini gösteriyor, çok net söyleyeyim. Kim akıl veriyorsa yanlış akıl veriyor. Doğru yerden danışmanlık alması lazım.
Şimdi, belediye arsasını ister satar, ister başka iş yapar. Buna kimse karışamaz. İkincisi, biz bu arsayı sattığımız zaman, şöyle bir kanun yoktu: Siz topladığınız sokak hayvanlarını barınakta ölünceye kadar tutacaksınız diye bir kanun yoktu. Mevcut barınak bize yetiyordu. Biz can dostumuzu alıyorduk, tedavisini yapıyorduk, kısırlaştırmasını yapıyorduk. En fazla 15 günde iyileşiyordu, aldığımız yere geri götürüyorduk.
Bize sormadan, kendi kendine Ankara'daki beyefendiler bir kanun değişikliği yaptı. Sokak hayvanları sorununun tamamını belediyelerin sırtına yükledi, kendileri kurtuldu.
Şimdi, bizim barınak arazisini genişletmeye ihtiyacımız doğdu. Yoksa, biz bunlara muhtaç değiliz. Biz gerekirse yaparız. Nitekim, bizim tüm başvurularımıza uygun olmayan yerler gösterdiler. Bir kere, başvuru sırasında öncelikle Hazine arazisinin verilmesi gerekiyor. Öncelikle Hazine arazilerinden belediyelere tahsis yapılması gerekiyor. Bu yapılsın ki, belediyeler iştahlansın diye bir öneri var.
Ne diyor? 5199 sayılı Kanunun 6. maddesini değiştirmiş, saymış bazı şeyleri: "Hayvan bakımevleri ve hastanelerin kurulması amacıyla Hazineye ait araziler öncelikle tahsis edilir." Biz bu hakkımızı istedik. Yani, şimdi bu hakkı, atıyorum, Adalet ve Kalkınma Partili artık belediye de kalmadı, hangisiyse adı aklıma gelmiyor diyelim Konya Belediyesi başvuracak, alacak. Cumhuriyet Halk Partili Odunpazarı Belediyesi başvurunca "Kendi arsan var, onu yap." diyecek. Böyle bir adalet olur mu? Olmaz. İhtiyaç ne zaman doğdu? İhtiyaç doğduktan sonra biz barınağı genişletmemiz gerektiğini düşünerek istedik.
Şimdi, her türlü olumsuzluğa rağmen işte biliyorsunuz, mevcut barınak yerine davalar açtık falan filan, bunların hepsini unuttuk. Biz şimdi bu hareketten sonra, bizimle beraber Tepebaşı'na da tahsis yapılmıştı. Ancak, orada da henüz ne olacağı belli değil şu anda. Ama, işlem de tam tamamlanmış değil, öyle bir şey var. Şimdi, biz tabii acilen yatırmış olduğumuz ot bedelini geri istiyoruz, versinler. Vermezlerse, açarız davamızı. Efendim, işte o projeler için yaptığımız masraflar var, onları versinler. Bunlar bu hayvanlar için harcarız hiç değilse. Bunları istiyoruz. Vermezlerse davayı açarız, almaya çalışırız.
İkincisi, bu şartlarda biz üç belediye başkanı düşündük, değerlendirdik, taşındık. Bize yardım etmeyecekleri belli. Büyükşehir Belediyemize bir 250 dönüm yer tahsis etmişler. İnşallah onu da bu programdan sonra kaldırmazlar. Kıravdan tarafında. Orayı Büyükşehir'imiz bir doğal yaşam merkezi haline getirirse biz de alt ilçe belediyeleri olarak birlikte bir ortak çalışma planlamayı düşünüyoruz. Umarım Valilik de bu konuda destek olur. Barınak sorununu da böylece çözmüş oluruz. Ama ben şunu çok rahatlıkla ve net olarak söylüyorum: Belediye kendi arazisini ihtiyaç duyduğu takdirde satar.
Ama kanun, hayvan barınakları için öncelikle hazine arazisi diyorsa bunu da ister. İsterim, hakkınızdır diyorsunuz. Hakkımdır. Niçin vermiyor bize? Yani Konya’nın Meram’ına verdiği hakkı Odunpazarı’na niçin vermiyor? Üstelik ben bunları Tarım İl Müdürlüğü’nden, Vilayet'ten, efendim Hazine’den istiyorum. AKP İl Başkanı’na ne? O niye cevap veriyor? Gördüm ben sizin orada. Harita çıkarmış, "Şurayı verdik, burayı verdik." Sen kimsin ya? Kim AKP İl Başkanı kim? Niçin bana veriyor? Ben ondan bir şey istemedim. Ben başkalarından istedim ama bu engelledi. Bütün mesele bu."