Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt şu ifadeleri kullandı;
“Şaibe iddiaları partimize atılan en büyük iftiralardan biridir. Cumhuriyet Halk Partisi kurultayında bir şaibe iddiası dile getirmek bile, partimizin tarihindeki namuslu ve dürüst kurultay delegelerine büyük bir hakarettir. Ben yıllardan beri kurultay delegeliği yapıyorum. Kurultayların siyasi kulislerinin içinde oldum. Hiçbir kurultayda, kurultay delegelerimizin para ya da menfaat alışverişine girdiğini ne duydum ne de gördüm. Bu tür bir yakıştırmayı şiddetle reddederim. Bunu kim söylüyorsa söylesin...
Eski genel başkan, açıkça dile getirmese de bazı tavırları sanki bu şaibeyi destekliyormuş gibi bir algı oluşturuyor. Bu algının mutlaka düzeltilmesi gerektiğini düşünenlerdenim. Sayın Kılıçdaroğlu, 10 yıldan fazla Cumhuriyet Halk Partisi'nde genel başkanlık yapmış, tüm kongreleri ve seçimleri organize etmiş bir kişidir. 38. Kurultay’da Kurultay Divan Başkanı seçilinceye kadar olan tüm işlerden Sayın Kemal Kılıçdaroğlu sorumludur. Kurultayın düzenlenmesi, salonun belirlenmesi, kimlerin hangi otelde kalacağı, nerede yemek yiyeceği gibi detayların tümü mevcut yönetimin sorumluluğundadır.
Divan oluşunca bu görevler biter. Divan çalışma süreci de yaklaşık 3 saattir. Ardından divan görevini seçim kuruluna devretmiştir. Dolayısıyla bu 3 saatlik sürede divan başkanlığını yapan Sayın Ekrem İmamoğlu’nun kurultayın düzenlenmesine veya oluşumuna bir şaibe karıştırma ihtimali yoktur.
İddiaların bir kısmında “delegeleri yönlendirdi”, “basını yönlendirdi” gibi söylemler var. Ama kongrelerde zaten siyaset böyle yapılır. Kulislerle, yönlendirmelerle, insanları ikna ederek yapılır. Ama asla ve asla bir parasal alışveriş söz konusu olmaz. Nitekim bu iddialarda da kimse “ben para aldım”, “para verdim”, “parayı gördüm” demiyor; sadece “duydum” diyor. Bu tür söylentilerle Cumhuriyet Halk Partisi’nin tartışmalara çekilmesi yanlıştır.
Sayın Genel Başkan’a defalarca bu işlerde şaibe olmadığını açıkça ifade etmesi çağrısı yapılmasına rağmen, hâlâ böyle bir açıklama yapılmadı. Bu tutumun iyi niyetli olmadığını düşünüyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi’ne bir kayyum atanması söz konusu olursa, ben ve benim gibi düşünen birçok kişi genel merkeze giderek o kayyumu oraya sokmamak için direnç göstereceğiz. Çünkü bu girişimlerin arkasında kimlerin olduğu bellidir. CHP içinden birileri, “ben kayyum olarak gelip partiyi yeniden dizayn ederim” düşüncesine kapılıyorsa, o kişi bizim cesedimizi çiğnemeden partiye giremez.