İYİ Parti Eskişehir Kadın Aile ve Sosyal Hizmetler Başkanı Leyla Çam şu ifadeleri kullandı;
"İYİ Parti Kadın Aile ve Sosyal Hizmetler Başkanlığı olarak; Ülkemizin en can yakıcı gündem başlıklarından olan, iktidar ve ortaklarının ellerindeki tüm iletişim aygıtları ile oluşturdukları yapay gündemlerin gölgesinde unutturmaya çalıştıkları, sorunu ve tedbirlerini de göz ardı ederek kadınların göz göre göre katledilmesine seyirci kaldıkları “kadın cinayetlerini” gündemde tutmak ve çözüm önerilerimizi kamuoyu ile paylaşmak için huzurlarınızdayız.
2025 yılının ilk 7 ayında; şüpheli ölümler dahil olmak üzere 342 kadın öldürüldü.
Sadece son 13 gün içinde bile 15 kadın öldürüldü.
Ve bu 15 kadından sadece 3 tanesi, kağıt üzerinde kalan “koruma kararlarına” sığınmışlardı.
Bu rakamlar, hiçbir tedbir almayan, aldığı sözde tedbirleri de uygulamaktan aciz olan iktidarın utanç vesikasıdır.
Hayattan ve aramızdan kopartılan 15 kadın, 15 hayat, 15 hayal, 15 umut, 15 Türkiye gerçeğinin isimlerini sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Cinayete Kurban Giden Kadınların İsimleri:
• Nazlı Söylemez uyurken çocuklarıyla birlikte kocası tarafından öldürüldü.
• Sinem Topaloğlu boşanma aşamasında olduğu eşi tarafından öldürüldü.
• Yasemin Budak Diyarbakır’da aile meclisi kararıyla öldürüldü.
• Didem Örs Alacı eşi tarafından çocuğuyla birlikte öldürüldü.
• Saliha Akkaş boşanma aşamasındaki eşi tarafından öldürüldü.
• Fatıma Rahmani erkek arkadaşı tarafından öldürüldü.
• Gonca Avcı boşanma aşamasındaki eşi tarafından öldürüldü.
• Tuğba Sağlam eşi tarafından öldürüldü.
• Neşe Karakaya kocası tarafından öldürüldü.
• Nilüfer Tuzlulu oğlu tarafından öldürüldü.
• Songül Perçem bir erkek tarafından öldürüldü.
• Doktor Semra Derya, Sedanur Bağdigen, Ezgi El, Teslime Hanedan ise “şüpheli ölüm” olarak kayıtlara geçti.
2020 yılında 21 yaşındaki Ceyda Yüksel’i katleden Serkan Dindar’a verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası; dün Yargıtay tarafından “suçun elem ve öfke ile işlendiği” gerekçesiyle 18 yıla indirildi.
Üzülerek ifade etmeliyiz ki; hukuk sistemimiz, kadınları değil failleri koruyan, hatta kayıran bir hale gelmiştir.
Kamuoyuna hatırlatmak isteriz:
22 yıllık iktidarlarının sonunda; AK Parti tarafından TBMM’de “Kadına karşı şiddet ve ayrımcılığı araştırma komisyonu” kurulmuş, başına da erkek bir milletvekili getirilmişti.
9 ay süren çalışmalar 3 Temmuz’da tamamlandı, rapor TBMM Başkanı Sayın Kurtulmuş’a sunuldu.
O tarihten bu yana 76 kadın daha öldürüldü.
23 yıllık AK Parti iktidarı ülkemizi giderek artan bir karanlığa sürüklerken, bu karanlıkta en çok kadınlar ve çocuklar kayboluyor.
İktidarın her kadın cinayetinden sonra tekrarladığı “Sıfır Tolerans” sözünün sahadaki karşılığı; “Sıfır Tedbir”, “Sıfır Koruma”, “Sıfır Adalet”tir.
“Aile Yılı” sloganıyla kadını ev, çocuk ve mutfakla sınırlayan zihniyet, kadını birey olarak değil aile kurumunda bir figür olarak konumlandırarak şiddetin cüret alanını yaratmaktadır.
Toplumsal cinsiyet eşitsizliği de bu şiddetin yol taşlarını döşemektedir.
Suudi Arabistan, BAE ve Endonezya bile 2025 yılı “Cinsiyet Eşitliği Endeksi”nde Türkiye’nin önünde yer almaktadır.
Bu tablo, kadının yaşam hakkı dahil tüm haklarında ülkemizin karanlığa sürüklendiğini göstermektedir.
Kadınların iş gücüne ve siyasete katılımı alt seviyede tutulmakta; ekonomik bağımlılık arttırılmakta, eşitlik vurgusu ise samimiyetsiz biçimde kullanılmaktadır.
Kadını mülk gibi gören, haklarını gasp eden, failleri koruyan, şiddeti cezalandırmayan zihniyetin siyasi sorumlusu doğrudan AK Parti iktidarıdır.
Çözüm Önerilerimiz:
• 6284 sayılı Kanun tavizsiz uygulanmalı,
• Tüm birimler ve kamu görevlileri eksiksiz denetlenmeli,
• Uygulayıcının inisiyatif alanları ortadan kaldırılmalı,
• İstanbul Sözleşmesi yeniden yürürlüğe girmeli,
• “Haksız tahrik” ve “iyi hal” indirimine son verilmeli,
• Şiddet izleme ve önleme merkezleri ile sığınma evleri yeterli sayıda ve etkin şekilde hizmet vermeli,
• Kadınlar eşit birey olarak her alanda yer almalı.
Çünkü biliyoruz ki;
Kadın özgür değilse hiç kimse özgür değildir.
Kadını güçlü kılmayan milletler güçlü değildir.
Kadının öldüğü toplum, değerlerini öldürmüştür.
Kadınlar ölmek istemiyor; özgür, demokratik ve eşit bireyler olarak yaşamak istiyor.
Bunu sağlamak İYİ Parti’nin sorumluluğudur ve bu mücadele her platformda sürecektir."