Atatürkçü Düşünce Derneği Eskişehir Şube Başkanı Mehmet Avci şu ifadeleri kullandı;
"Biz bu süreci aslında 19 yıl önce, Ergenekon ve Balyoz davalarında yaşadık. O zaman da birkaç subayın hedef gösterilmesiyle başlayan bir süreç, giderek genişledi. Orkun Özeller de bu konuda Türk milletinin vicdanı olarak, hayatı boyunca PKK terör örgütüyle mücadele etmiş bir Türk subayı olarak haklı bir serzenişte bulundu. Dedi ki: “Pazarlık masasında bedel ödeyenler yok, başkaları var. Bunun kararını vermek de sizin haddiniz değildir.”
Bunun üzerine, yargı sistemimizde eşine az rastlanır bir hızla hakkında gözaltı kararı çıkarıldı, ardından da tutuklama kararı verildi. Süreç çok hızlı gelişti. Biz de yakından takip ettik. Orkun Özeller komutanımız, avukatı aracılığıyla şu mesajı gönderdi:
“Tutuklansam bile biz kazandık, Türk milleti kazandı. Mutluyum.”
Bu sözü söyleyen Orkun Özeller yalnız değildir. O, Türk milletinin vicdanıdır, bu memleketin hafızasıdır, şerefli bir subaydır. Ona verilen bu tutuklama kararı, onun göğsünde bir madalya hükmündedir. Çünkü biz biliyoruz ki Kurtuluş Savaşı sürecinde de benzer örnekler yaşanmıştır. Yüzbaşı Faruk, nazırın selam vermediği için azarlaması üzerine, “Benim apoletlerim şehitlerimle doludur paşa. Ben özür dilemem çünkü o şehitlere ihanet etmem.” demiştir. İşte Orkun Özerler de aynı ruhu temsil etmektedir.
Ergenekon ve Balyoz süreçlerinde de dönemin Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur Paşa, Tolon Paşa ve birçok şerefli komutan gözaltına alındığında, “Biz bu ülkenin şerefli subaylarıyız. Doğru bildiğimiz yoldan dönmeyeceğiz.” demişlerdi. Tarih onları haklı çıkardı, o davaları açanları ise haksız çıkardı. Bugün de biliyoruz ki tarih yeniden tecelli edecektir. Orkun Özeller belli bir süre sonra tarihte kahraman olarak yerini alacak; ona bu haksızlığı yapan yargı mensupları ise tarihte karanlık birer isim olarak kalacaktır.
Dün Gaziler Günü’ydü. Emekli bir asker de gazidir. Hele ki Orkun Özeller gibi bedeller ödemiş, vücudunda yaralar taşıyan bir emekli albay için bu daha da anlamlıdır. Gaziler Günü’nde böyle bir karar alınması, toplum vicdanında unutulmayacak bir yara açmıştır. Bu yanlıştan bir an önce dönülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin her bir subayı, dünya tarihine geçmiş, emperyalizmi dize getirmiş bir ordunun mensubudur. Böyle şerefli bir subaya zarar verilmemelidir.
Demokratik bir ülkede insanların ifade özgürlüğü vardır. Biz hâlâ bu ülkenin demokratik bir ülke olduğuna inanmak istiyoruz. Orkun Özeller’in ifadelerinden dolayı yargılanmaması gerekir. Zira sözleri Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’yla çelişmiyor, tamamen siyasidir. Eğer yargılanması gereken birileri varsa, terörist başına “kurucu önder” diyenlerdir; PKK gibi bir terör yuvasını “barış güvercini” gibi göstermeye çalışanlardır.
Bizim duruşumuz nettir: Türk subayı şereflidir, onurludur. Geçmişte Ebru teğmenlerle başlayan süreçte olduğu gibi, Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ihraç edilen birçok subayın aslında ne kadar temiz, dürüst ve bu memlekete yakışır olduklarını biliyoruz. Bugün Orkun Özeller de aynı şekilde temiz ve onurludur.
Bu süreç bize bir kez daha şunu gösteriyor: Bu millet baş eğmez, itaat etmez. Ne Ergenekon’da, ne Balyoz’da, ne 28 Şubat süreçlerinde, ne de bugünkü davalarda… Her seferinde birileri çıkıp bu millete onurlu bir duruşu hatırlatmıştır. Bugün Orkun Özeller üzerinden tekrar yaşatılmaya çalışılan bu haksızlıklara karşı da aynı kararlılıkla söylüyoruz: Baş eğmeyeceğiz, yalnız bırakmayacağız."