İYİ Parti Genel İdare Kurulu Üyesi Melih Aydın şu ifadeleri kullandı;
"Hukuk, adalet hepimize lazım. Ve bu üstünlerin hukukunu uygulayan sistemden kurtulmamız lazım. Biz elbette ki bu davaların tamamına karşıyız. Demokrasi adına hiçbir partinin iç işlerine karışmak istemeyiz. Ama ülkemizin geldiği bu noktada, bu mesele hepimizi ilgilendiren bir konu haline gelmiştir. Demokrasinin uygulanması adına hızlı bir şekilde fabrika ayarlarımıza geri dönmek zorundayız.
Milliyetçiler yok, cumhuriyetçiler yok, muhafazakârlar yok söylemlerinin tamamına karşıyız. Zaten hepimiz muhafazakâr değerlerimizi taşıyoruz. İmanımız da Allah’la bizim aramızda; kulları ilgilendiren bir konu değildir. Bu artık yıpratılmış olguları bir an önce fabrika ayarlarına geri döndürmek, ortak noktada buluşmak zorundayız.
İYİ Parti merkezde duran bir partidir. Herkese kapılarını açan bir partidir. Biraz önce vekilim de söyledi; biz 4 Eylül arasında 77 ilde sokaklardaydık. Ben de kendi bölgemde Kütahya, Uşak, Afyon ve Eskişehir’deydim. Afyon’da şöyle bir olayla karşılaştık: Yanımızda Afyonkarahisar milletvekilimiz ve Manisa milletvekilimiz vardı. Programlarımızı tamamladık, ardından bir çay bahçesi gibi kalabalık bir alana gittik. Orada yaşça büyük üç-dört abimiz sırtını dönmüş, bizim kalabalığa bakıyordu. Bu dikkatimizi çekti, biz de özellikle onların yanına gittik. “Neden?” diye sorduk. Baktılar ve “Hangi partiden siz?” dediler. “İYİ Parti” dedik. Üçü de ayağa kalktı: “İYİ Partiyse buyurun. Başka parti olsaydınız buradan kovacaktık sizi.” dediler. Bu duruşun oradaki yansıması buydu.
Vatandaş artık bu işlerden bıktı. Vatandaş ayrıştırılmaktan bıktı. “Şehit ailelerini incitmedik.” diyorlar ama biz şehit ve gazilerimizi tek tek geziyoruz. Hepsi korkudan dışarıya demeç veremiyor, fakat ne kadar üzüldüklerini bize gösteriyorlar. Burada da yaşadık: Bir şehit babamız gözyaşlarını tutamadı. Kütahya’da yine yaşadık. Tehdit edilmiş; “Senin şehitlik maaşını keseriz.” demişler. O da “Lanet olsun!” dedi. O videoyu da yayınlamıştık. “Sekiz bin lira veriyorlar, neyini kesecekler zaten.” dedi. Ki o, 2024 yılında evladını kaybetmiş bir şehit babası. Daha acısı taze, kanı kurumamış. Ve bu tehdit, bir AK Parti milletvekili tarafından gerçekleştirilmiş.
Şimdi böyle bir ortamda daha neyi konuşuyoruz ki? Yani siyaset siyaset değil, demokrasi demokrasi değil, adalet adalet değil. İşte biz bunların tamamının yeniden rayına oturmasını istiyoruz. Mücadelemiz de bunun için. Bugün de milletvekillerimiz bizi kırmadılar. Söğüt’te, yani Türkiye Cumhuriyeti devletinin ata topraklarının kurulduğu yerde etkinliklerimizi gerçekleştirdik. Onlar da bizi bugün burada şereflendirdiler.
Demokrasi şenliği adı altında görüyorsunuz, ilçe delegelerimizi seçiyoruz. İnşallah yeni ve daha güçlü kadrolarıyla İYİ Parti’yi her zamanki gibi çok daha güçlü bir şekilde sahada göreceksiniz. İYİ Parti’nin bütün fertleri, çok net söylüyorum: 2025 yılında hâlâ milli mücadele kahramanlarının mirasını taşıyor. Bugün burada bu kalabalığı, pazar günü görmek bile bizi gururlandırıyor. Dışarıdaki emeklerimizin karşılıksız olmadığını gösteriyor.
Bunlar hepimiz adına, sadece partimiz için değil. Bugün Eskişehir’deyiz, Eskişehirli hemşehrilerimizle beraberiz. Yarın başka bir şehirde başka hemşehrilerimizle buluşacağız. Bu mesele 86 milyonun tamamını ilgilendiren bir konu. Biz onun için mücadele ediyoruz. Sizleri de, hemşehrilerimizi de yanımızda görmek istiyoruz."