ES TV'de konuşan Eskişehir Ticaret Odası Başkanı Metin Güler şu ifadeleri kullandı;
"Enflasyon meselesi aslında ekonominin en önemli, en önemli olgularından biri. Hı hı. Yani enflasyonla eğer başa çıkabilirseniz aslında birçok şeyi de çözer hale gelebiliyorsunuz. Tabii uzun yıllardan beri, pandemi döneminden beri aslında başlayan bir hikâye var burada. O günden bugüne de enflasyonla mücadele noktasında sürekli yeni bir planlama, sürekli yeni bir çalışma, sürekli yeni bir hedef ile buraya kadar geldik.
%32,87 yıllık, aylıkta %2,55 gibi bir rakam telaffuz ediliyor. Şimdi tabii bu neyi etkiliyor? Eğer bu açıklanan rakamlar toplumu ikna edebiliyorsa ona göre plan yapıyorsunuz. Şimdi gelişmiş toplumlarda bir hedef konuyor. Bu hedef atıyorum %3 şaşar, %5 şaşar, %1 şaşar ve böyle gider. Herkes de bunu bilir, buna göre hareket eder yani.
Uzun yıllardan beri bunu hedeflerde de bir şaşma söz konusu. O yüzden öncelikle bizler işletme olarak şu an itibarıyla bizi etkileyen o kadar çok şey var ki. Şimdi dükkân kirasında artışlar, örnek veriyorum, bir eğer işletmeciyseniz. Hele hizmet sektörü çok yaygın, biraz ondan da bahsetmek lazım.
Şimdi sanayici tarafına bakıyorsunuz. O kadar çok girdi var ki içeride. Asgari ücret meselesi geliyor gündeme. Açıklanan bir rakam var. O rakamla eleman çalıştıramıyorsunuz. İşte enflasyona göre bir planlama yaptırılıyor ama siz işletmenizde, üretiminizde veya kendi yapmış olduğunuz iş kolunuzda yani çalışanınıza bunun üstünde bir maaş verme zorunluluğu çıkıyor ortaya, bugün de olduğu gibi. Bugün hiçbir işletmemiz bizim asgari ücretle adam çalıştırmıyor bugünkü şartlara göre. Ama enflasyon olarak yapılan hesaplamalarda bir gerçek var ortada.
Onun dışında bizleri tabii etkileyen, maliyetlerimizi etkileyen unsurların başında bir finans maliyetleri inanılmaz. Şimdi Türkiye'deki finans maliyetleri enflasyon miktarıyla eşit gitmiyor maalesef. Hep bunun en az 20 puan üzerinde hareket ediyor. Şunu ki bir yandan açıklanan rakam %32 küsur. Siz bir yandan eğer %40-45'le borçlanıyorsanız bunun plansız bir enflasyon etkisi olacaktır ve oluyor. Niye? Sonuçta o bir maliyettir. Siz birim başı maliyetlerinize, çalıştığınız iş kolu itibarıyla yansıtıyorsunuz.
O yüzden bu ortamda yatırım yapmak vesaire, yani dengeli bir iş tutmak kolay bir iş değil. Şimdi yani bakın etrafımıza, benim Organize Sanayi'de işletmelerim var, farklı farklı iş yapıyorum. Yatırım yapmış ama binayı yapmış bitirememiş. Veya kendine göre plan yapmış, bir matematik yapmış. E matematik tutmamış, yarıda bırakmış. Veya ben etrafımda şu an duymuyorum ki, "Ben şöyle şöyle bir hayalle şöyle şöyle bir iş yapacağım, şöyle şöyle bir yatırım planlaması yapıyorum ve bunları hayata geçirmek istiyorum," arzusu çok kıymetli ve değerli. Böyle bir handikap var şu anda. Soğuk kalmamak lazım. Mesele şu: Hepimiz yaşıyoruz, yani Mart ayında yaşadığımız o olağanüstü bir günlük olay, ekonomiye öyle bir yansıdı ki, yani bizde ekonomi reel gitmiyor. İşte siyaseten alınan bir karar da oraya işleniyor, yansıyor. Bir başka alınan karar da oraya yansıyor. O yüzden o kadar çok faktör var ki bizde, ekonomiyi ve işte bunlarla beraber enflasyonu etkileyen. Neyi doğru yapacağız? Orada çok doğru ve stratejik kararlar vermek lazım burada ki o güven ortamını oluşturalım. Bence en önemli nokta bu. Ve maalesef şu an itibarıyla da açıklanıyor rakamlar ama biz hiçbir zaman için açıklanan rakamlara göre plan yapma şansını oluşturamıyoruz.
Türkiye'yi bir bütün olarak değerlendirmek lazım. Yani atıyorum bir işte Güneydoğu Anadolu'da enflasyon şu an, reel olarak söylüyorum, %45 ise Eskişehir'de %44 olur, %46 olur yani. Genel itibarıyla çok anormal fark olacağını düşünmüyorum burada. Yani İstanbul'daki fiyatlar işte atıyorum kira fiyatı yüksektir, ona göre ürün fiyatı yüksektir ama açıkladığı rakamlardan belki bir iki puan altındayızdır. Ama 20 puan altında değiliz yani bakıldığı zaman. Aşağı yukarı aynı. Aynı seyirde gider, 2 puan aşağıda gider, 2 puan yukarıda gider yani, öyle değerlendirmek lazım."





