Kanal 26'da konuşan AK Parti Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu şu ifadeleri kullandı;

Eskişehirspor şirketleşmeli. Geçtiğimiz yıllarda Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı’nın organizasyonuyla, şehrin ileri gelenleri ve milletvekilleriyle bir toplantı yaptık. Orada da anlattım. Son kongrede ise dedim ki; “Bir daha bu konuyu anlatmayacağım. Bir kere anlattım, iki kere anlattım, üçüncüde hâlâ anlamıyorsanız tekrar etmenin anlamı yok.”

Eskişehirspor şirketleşmek zorunda. Yasal bir zorunluluk yok, ancak kendi geleceği açısından bu adımı atmak şart. Şirketleşmezse, bugün karşı karşıya olduğu gibi, bazılarına göre 500 milyon, bazılarına göre daha fazla olan borç yükü her zaman kapıda olur. Çünkü bir şirket gibi yönetilmeyen kulüpler, harcama ve gelir dengesi kuramaz. Bu durum sadece Eskişehirspor için geçerli değil.

Antalya’da, Manavgat’ta yaşanan sıkıntılı bir maç sonrası Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı ile görüştüm. Şirketleşme meselesini ona da anlattım. Hangi kulüp olursa olsun, şirketleşmez ve kurumsal yönetim anlayışı benimsemezse, boyunu aşan harcamalar yapar, zararını bilmez, finans disiplinini sağlayamaz. Bir işletme nasıl ayağını yorganına göre uzatırsa, kulüpler de aynı şekilde yönetilmelidir.

Örneğin aynı sektörde bazı fabrikalar iflas ederken, bazıları kâr eder. Fark iyi yönetim ve kurumsallıktadır. Eskişehirspor’da yıllardır süregelen “ahbap-çavuş” ilişkisine dayalı yönetim anlayışı bitmelidir. İlk yöneticiliğim 2000 yılındaydı. O dönem tesislerde futbolcular UFO ısıtıcıyla bir odada toplanıp ısınmaya çalışıyordu. Yönetimlere bağlı olarak kulüp hep bu tür sıkıntılara düşebilir.

Gerçek hissedarların olduğu, yönetim kurulunun Eskişehir’de güven ve itibar sahibi kişilerden oluştuğu bir sistem kurulursa, Eskişehirspor belki bir yıl geç üst lige çıkar ama çıktığında kalıcı olur. Göztepe örneğinde olduğu gibi, şirketleşip iyi yönetilen kulüpler başarılı oluyor.

Bugün kulüp başkanı istediği kadar oyuncu transfer edip, çek yazıp, borçlanabiliyor. Hocayı anlaşıp göndermeden kovuyor, sonra tazminatlar katlanarak geri dönüyor. Bu anlayış sürdürülemez. Kulübün sahibi ve hissedarı olan kişiler, yatırımlarını korumak için sorumlu davranır.

Ben şirketleşme durumunda CHP’li belediyelere bile teklifte bulundum. “Arazi bağışlayacağım, başka iş insanları da bağış yapacak.” Belediyeler bu arazilerin imar planını yapar, Eskişehirspor bunları kat karşılığı müteahhide verir. Örneğin 1000 konutluk bir projede %30 pay alınsa 300 daire eder. Daire başı 4–5 milyon TL’den 1,2–1,5 milyar TL gelir oluşur, bu da borcu kapatıp sermaye bırakır.

Bu formülün başka şehirlerde örnekleri var. Galatasaray Riva ve Florya’da, Fenerbahçe Topuk Yaylası’nda, Beşiktaş Fulya’daki eski sahalarda imar düzenlemeleriyle ciddi gelir elde etti. Eskişehirspor için de bu model uygulanabilir.

Biz AK Parti grubu olarak bu işe hazırız. CHP belediyeleri de “parti ayrımı gözetmeden” kulübün yararına imar düzenlemesi yapmalı. Bu proje sadece Eskişehirspor’a fayda sağlar, başka kimseye değil. Eskişehirspor’un reçetesi bu. Bu reçeteyi uygulamaya hazırız."