Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt şu ifadeleri kullandı;
"Bu yıl yatırım programı ve bütçe hazırlanma tekniğiyle ilgili çok ciddi bir değişiklik oldu. Artık alıştığımız usulden vazgeçip farklı bir yönteme dönüştürdük. Ancak bu değişimi kendi isteğimizle değil, yasal zorunluluk nedeniyle yaptık. O yasayı ya da düzenlemeyi değiştirenler kimseye sormadı. Kendi kendilerine, “Bundan sonra böyle olacak” dediler. Şimdi de böyle oluyor.
Bunun bir eleştiri olarak tutanaklara geçmesini istiyorum. Çünkü bizler, katılımcı demokrasi ilkesinden söz ediyorsak, merkezi hükümetin yerel yönetimleri ilgilendiren bir konuda yasal düzenleme yapmadan önce mutlaka yerel yönetimlerin görüşünü alması gerekir. Avrupa Birliği’nin Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nın en önemli maddelerinden biri budur. Yani yerel yönetimlerin görüşünü almadan “Şöyle bütçe hazırlayacaksınız, böyle yatırım programı yapacaksınız, şu şekilde performans programı oluşturacaksınız” demek doğru bir yaklaşım değildir.
Bizim demokrasiye ve hukuka ihtiyacımız var. Eğer bunu yok sayarak başlarsak sıkıntı çıkar. Sıkıntı çıktığında da biz eleştiri yaptığımızda, “Hükümeti eleştiriyorsunuz, her şeye karşısınız” gibi bir savunma içine giriliyor. Oysa mesele bu değil. Her şeyin temeli yasadır, her şeyin temeli hukuktur. Ve Türkiye’de merkezi hükümetten izin almadan hiçbir şey yapamazsınız.
Arkadaşlarımız biraz değindi ama ben de altını çizmek istiyorum. Önümüze konulan bu genelge, bizim yapabileceğimiz işlerin sınırlarını belirliyor. 11-17 Mayıs 2024 tarihli, 2024/7 sayılı Tasarruf Genelgesi, neredeyse tüm işlerimizi 2028’e kadar durduruyor.
Şimdi soruyorsunuz. Yunus Emre Kültür Merkezi’ni neden yapmadınız. Belediye Hizmet Binası’nı niye yapmadınız. Kapalı pazar yerlerini neden hayata geçirmediniz. Evet, yapmadık. Çünkü yapamıyoruz. Bu genelgede açıkça deniyor ki: Kamu kurum ve kuruluşları tarafından üç yıl süreyle yeni hizmet binaları alınmayacak, kiralanmayacak, yapılmayacak. Bu amaçla arsa veya arazi satın alınmayacak. Aynı şekilde yeni lojman, memur evi, kamp, kreş, eğitim tesisi, dinlenme tesisi ve benzeri sosyal tesisler de yapılmayacak, arsa alınmayacak, yeni kiralama yapılmayacak, inşaata başlanmayacak.
Dolayısıyla biz de bu sınırlamaları aşmak için teknik yöntemlere başvuruyoruz. Mesela bazı projelere “iz bedeli” koyuyoruz. Bu, bütçeye sembolik bir ödenek koymak demektir. Çünkü hiçbir şey koymamak daha tehlikelidir. Yarın bir izin çıkarsa, bir finansman kaynağı veya yatırımcı bulunursa, o iz bedeli üzerinden projeyi geliştirme imkânımız olur.
Örneğin kapalı pazar yeri ve kültür merkezi için bütçeye 1000 lira koyduk. Bu, projenin tamamen rafa kaldırıldığı anlamına gelmiyor; aksine yarın bir fırsat doğarsa o fırsatı değerlendirmek için zemin hazırlıyoruz. Aynı şekilde; toplama-ayırma ve geri dönüşüm tesisi, Yunus Emre Kültür Merkezi dönüşümü, gençlik merkezleri, halk merkezleri, kreşler, engelsiz yaşam merkezi gibi projelere de sembolik ödenekler koyduk. Uygun ekonomik koşullar oluşursa ya da yatırımcı bulunursa bu projeleri hayata geçireceğiz.
Tıpkı Osmangazi Pazar Yeri’nde yaptığımız gibi, özel sektör ve sanayiyle iş birliği yaparak bu işleri gerçekleştirmenin yollarını arıyoruz. Bu da tasarruf genelgesinin katı sınırlarını aşmak için geliştirdiğimiz yöntemlerden biridir.
Odunpazarı Belediyesi’nin elinde 70 bin metrekarelik yeni alan var mı? Var. Birçok alanımız var. Yapabileceğimiz yerler de mevcut. Parkların tadilatı ve onarımı için 70 bin metrekarelik bir hedefimiz var. Bunu 2026 yılına kadar gerçekleştirmek istiyoruz. Park, temizlik, imar planı gibi işler belediyenin zorunlu hizmetleri olduğu için tasarruf genelgesinin dışında değerlendirilebiliyor. Bu sayede en azından bu hizmetleri yapma şansımız var.
Araç alımlarıyla ilgili de çok eleştiri geliyor. Biz, araç alımlarında da ilgili bakanlıklarla sürekli yazışıyoruz. Ancak en az 5-6 ay süren bir bekleme süreci var. Çoğu zaman araçları Devlet Malzeme Ofisi üzerinden alıyoruz. Parayı peşin yatırıyoruz, sonra 5-6 ay bekliyoruz. Bu yüzden süreç uzuyor. Bizi aşacak bir formül bulmakta henüz başarılı olamadık.
Mal ve hizmet alımlarımız Sayıştay denetiminden olumlu şekilde geçti. Hiçbir biçimde tasarruf genelgesine aykırı veya belediyeyi zora sokacak bir işlem yapılmadı. Bu nedenle bu yöndeki eleştirileri doğru bulmuyorum.
İmar planlarıyla ilgili bütçede ayrı bir kalem ayırmadığımız söyleniyor. Evet, ayırmadık. Çünkü imar planlarını biz kendi personelimizle yapıyoruz. İmar Müdürlüğü’ndeki arkadaşlarımız son derece yetkin. Eskişehir’de örnek olabilecek bir kadromuz var. Bu nedenle dışarıya para ödemeyi doğru bulmuyoruz.
2025 yılı yatırımlarıyla ilgili görünen miktar az gibi duruyor. Ama faturalar ve hak edişler işin bitimine doğru gelir. Yani Eylül-Ekim aylarından itibaren hak edişler yağmaya başlar, yılbaşından önce de ödemeler yapılır. Şu ana kadar “Odunpazarı Belediyesi’nden alacağım var” diyen bir tek müteahhit ya da esnaf çıkmamıştır. Ödemeler düzenli yapılmaktadır.
Yatırımlar bütçenin yaklaşık %20’sini oluşturuyor. Personel giderleri %40 seviyesinde. Yani bütçenin %70’i zaten buradan gidiyor. Kalan %30 ile tüm diğer hizmetleri yürütmeye çalışıyoruz.
Bazı noktalarda farklı çözümler ürettik. Geri dönüşüm yatırımlarını belediye şirketi üzerinden yapmayı hedefliyoruz. Güneş enerjisi santralleri için Dünya Bankası kredisi kullanacağız. Bunlar da 2026 yatırım planında görünmese bile gerçekte devam eden çalışmalar.
Kenar mahallelerde yol ve altyapı sorunları var. İmara yeni açılan, yapılaşması tamamlanmamış bölgelerde asfalt ve kaldırım yapmak verimli olmuyor. Çünkü biz yaptıktan sonra müteahhit giriyor ve yolları bozuyor. Bu yüzden en az %70 yapılaşma tamamlanmadan bu tür yatırımları yapmamayı tercih ediyoruz. Bu da tasarruf mantığının bir parçasıdır.
Kurtuluş ve Gökmeydanı’ndaki kazılar ise OEDAŞ’ın çalışmaları nedeniyle sürüyor. OEDAŞ bitirdikçe biz de üst yapıyı tamamlıyoruz. Vatandaşlarımızdan biraz sabır rica ediyoruz.
Odunpazarı Belediyesi’nin yaşlı bakım merkezi var. 100’den fazla hasta kalıyor ama doktor kadrosu verilmediği için hizmet aksıyor. Alzheimer Merkezi inşaatımız bitmek üzere, altı ay içinde açmayı planlıyoruz. Ama yine doktor kadrosu verilmezse merkez işlevsiz kalacak. Biz defalarca başvurduk, yazıştık, ama sonuç alamadık.
130 yaşlı ve hastanın doktora ulaşamadığı bir kurum vicdanları yaralar. Bu, belediyenin değil, merkezi hükümetin yapısal sorunudur. 25 yıldır tek başına iktidar olanlar bu sorunu çözemediler.
Türkiye’nin dış borcu 500 milyar doları aşmış durumda. Ortalama büyüme %5 civarında. AK Parti döneminde de bu oran değişmedi. Yani büyük bir farklılık yaratılmadı. Biz bunları söyleyince “muhalefet yapıyorsunuz” deniyor. Oysa gerçekleri konuşuyoruz.
Hukukun üstünlüğü ve yargının bağımsızlığı esas olmalı. Mahkemelerin keyfi kararlarla değil, delillerle hüküm vermesi gerekir. Aksi halde demokrasi yara alır.
Eskişehirspor’a desteğimiz devam edecek. Ayrıca Odunpazarı Spor Kadın Hentbol Takımı Süper Lig’de mücadele ediyor, Ankara deplasmanında ilk maçını kazandı. Onlara da destek olacağız. Yatırım programıyla ilgili gündem maddesini oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler, etmeyenler… Oy çokluğuyla kabul edilmiştir. Bir sonraki toplantımız 1 Ekim 2025 Çarşamba günü saat 17.00’de yapılacaktır."