ES TV'de konuşan Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt şu ifadeleri kullandı;
"Şöyle bir olayı kabul etmediğimi söyleyerek başlamam lazım, bakış açımı bilsinler diye. Biz valiliğe başvuruyoruz. Valiliğe diyoruz ki bize şuradan arsa ver, barınak yapalım. DSİ'ye başvuruyoruz. Şuradan bize kanala izin ver, bir iş yapalım. Tarım İl Müdürlüğüne başvuruyoruz. İşte köy yerleşim alanlarını genişletelim, bize destek ol. Cevap, AKP İl Başkanı'ndan geliyor. "Biz verdik," diyor. "Biz verdik, almadı," falan diyor. "Biz yazdık," diyor." Bize AKP İl Başkanının yazdığı bir yazı yok. Bunu, bunu bütün Eskişehir bilsin. AKP İl Başkanının bize verdiği bir bilgi notu da yok.
Bize gelen yazı şöyle bir yazı. Eskişehir Valiliğinden gelen bir yazı. Vali Yardımcısı diyor ki, nüfusu 10 bin ve daha az olan ilçelerde ilçeler için en az 100 konut, nüfusu 10 binden fazla olan ilçeler için ise en az 500 konut yapımı için yeterli büyüklükte, öncelikle hazine ya da belediye mülkiyetinde bulunan taşınmazların belirlenmesinin gerektiği, 100 konut için imarlı yaklaşık 10.000 metrekare, imarsız yaklaşık 20.000 metrekare büyüklüğünde alan gerekeceği, ancak arazi yapısı, eğimi, arazinin yerleşime uygunluk durumu ve benzeri etmenlerle bu büyüklüklerin artabileceği göz önünde bulundurulması gerektiği bildirilmiştir.
Bu kapsamda, belediyeniz mülkiyetinde bulunan altyapı ve ulaşım olanaklarına yakın, arazi topografyası açısından konut yapımına uygun, planı olan ya da plan yapılması durumunda herhangi bir olumsuzluk taşımayacağı düşünülen, tarım, orman, sulama bölgesi, sit alanı ve benzeri içermeyen arsa ya da arazilerin tespit edilerek ilgili yazıda belirtilen bilgi ve belgeler ile 12.02.2025 tarihine kadar Valiliğimize gönderilmesi hususunda gereğini rica ederim. 13 Şubat 2025'te gelmiş. Bu yılın başında.
Biz de anlatmışız gerekçesini. "Odunpazarı Belediyesi adına kayıtlı taşınmazlar üzerinde yapılan incelemelerde yukarıda bahsedilen niteliklere uygun taşınmaz mallar bulunmamaktadır." Şimdi ne var bunda? Burada kim istiyor? Niçin istiyor? TOKİ istiyor. Öyle diyor. TOKİ üzerinden yapacağız diyor. Şimdi TOKİ Eskişehir'de başarılı olmamış. Eskişehir'in planlamasını, Eskişehir'in geleceğini karartmak üzere sanki çalışan bir kurum hâline gelmiş.
Bazı konularda hemşehrilerimizin bilgi sahibi olmasında yarar var. Belediyenin arsası, arazisi olmaz. Hele böyle 10 bin, 20 bin, efendim planlı yerde, planlı yerde en az 20 bin. Nerede o şey? Öyle bir şey söz konusu değil. Planı yapılacak ya da plan yapılmasına uygun tarım dışı arazileri planlayalım diye 5 yıldır uğraşıyoruz, 5 yıldır. Bu beyefendilerin yönettiği, o il başkanı pozisyonundaki il müdürleri sayesinde bu işi yapamadık. Köy yerleşim alanlarını genişletemiyoruz. Sonra da bizden diyor ki konut yapmaya elverişli arsa yok. Kaldı ki bütün arsalar, bütün tarlalar, bütün boş araziler devletindir, hazine arazileridir. Devletindir. Yani şimdi devletin arazisini belediye olarak ben şuraya alayım ya da buraya getireyim falan diyemem. Bizim ancak tapulu arazimiz olur.
Şimdi size bazı şeyleri okuyacağım buradan. Yani bu arkadaşlar daha iyi anlaşılması açısından gerçekten yavaş yavaş anlaşılabilir gibi anlatmamız lazım ki anlasınlar. Bakın, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ülke genelinde hazine arazilerinin yoğun olduğu bölgelerde 775 sayılı Gecekondu Önleme Bölgesi Kanunu'nun 19. maddesine göre gecekondu önleme bölgesi ilan etmek suretiyle konut üretebilmektedir. Yani işte nereyi yaptılar? Çağlan yolu'nu yaptılar, Vadişehir Ihlamurkent bölgesini yaptılar. Dediler ki burası gecekondu önleme bölgesi, bitti. Bütün yetki onlara geçti. Yine aynı kanun kapsamında geçici 9. maddeye göre hazine taşınmazları başkaca bir işleme gerek olmaksızın bedelsiz olarak Toplu Konut İdaresi Başkanlığına devredilerek anılan başkanlığın talebi ve Maliye Bakanlığının onayı ile tapuda Toplu Konut İdaresi Başkanlığı adına tescil edilir. Kendileri ediyor zaten. Yani biz yokuz. Bütün arazi hazinenin, hazine arazisi de TOKİ yazı yazdı mı onun adına tescil ediliyor. Niçin size soruyorlar? İşte AKP İl Başkanı çıkıp konuşsun diye. "Ben arazi istedim vermedi." diye savunma yapacak ya da bize iddiada bulunacak. Şimdi bütün mesele bu. Belediyeler üzerindeki vesayet kalkmadığı sürece Türkiye'de belediyelerin özgürce yapabileceği ne bir planlama vardır ne bir iş vardır ne hiçbir şey yoktur.
Mesela biz plan yapacağız. Hazine arazisine yapamayız. İzin vermez. Biz program yapacağız. Örneğin özel mülk olan yerlerde planlamayı yaptık. Bu planlamalar içinde yol için, cami için, okul için falan yerler ayırmamız gerekiyor. Bunları ayıracağız. Kim kamulaştıracak? Parasını kim verecek? Cami bizim işimiz mi? Cami Müftülüğün işi. Gel öde, ben ödemiyorum. Vatandaş ondan sonra bize dava açıyor. Bedelini alıyor. Sağlık ocağı, kim yapacak? E, yapmıyor. Biz planı yapınca hop bizden tazminatını istiyor. Daha da şey, en son, bakın: 2025'e 4 sayılı Tapu ve Kadastro Genelgesi'nin 29. maddesinde bir değişiklik yaptılar, ne zaman? Mayıs ayında falan, bu Mayıs. Daha önceden belediye adına tescili gerçekleştirilen tescilsiz alanlar artık hazine adına tescil ediliyor. Yani biz planı yapacağız, burası yol fazlası, yol fazlası olunca belediyeye kalıyordu. Efendim, bir işte farklı bir arazi ihdas ediliyordu, belediyeye kalıyordu. Belediyeler de oradan biraz arsa üretimi yapıp işte satıp veyahut bir işe yarayıp gelir elde ediyordu. Şimdi Mayıs ayından itibaren bunu da alamıyoruz. Planı biz yapacağız, çizeceğiz, yol fazlası artacak, o arazi hazineye. Şimdi dolayısıyla da bu meselede biz çok sıkıntı çekeceğiz, müzdaribiz. Yani izinler yetmediği gibi bundan sonra bizim yaptığımız çalışmalarda da çıkardığımız arsalar hazine adına tescil edilecek. Hazine bize verirse verecek, vermezse kendi bilir. Yani buradan, yani Gürhan Albayrak Bey'in keyfi gelirse hazine bize verecek, gelmezse vermeyecek."