TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Eskişehir Şubesi Başkanı Orkun Kılıç şu ifadeleri kullandı;
“İkinci İnşaat Mühendisliği Kurultayı öncesi Eskişehir Çalıştayını şu an gerçekleştiriyoruz. Diğer illerimizden ciddi bir katılım var. Biz sorunlarımızı, ilgi alanlarımızı ve başlıklarımızı altı ana başlığa ayırdık. Bunların içerisinde geleceğin inşaat mühendisliği nasıl olmalı konusundan mühendislik eğitimine, çalışan meslektaşlarımızın sorunlarına, müteahhit meslektaşlarımızın sorunlarına ve mesleğimizin toplumla iç içe olması nedeniyle kamu politikalarına kadar pek çok konuyu kapsayan altı ayrı masa oluşturduk.
Meslektaşlarımız kendi ilgi alanlarına ve uzmanlıklarına göre bu masalarda yer alarak gün boyunca hem sorun tespitleri yapacaklar hem de her sorun için çözüm önerileri geliştirecekler. Bu raporlar kurultayda tekrar tartışılmak üzere hazırlanacak. Bu açıdan bugün yoğun bir gün geçiriyoruz diyebiliriz. Konular arasında kentsel dönüşüm ve deprem de var.
Deprem ve kentsel dönüşüm aslında devlet politikası olması gereken, özellikle deprem ülkesi olan Türkiye için en önemli konulardan biridir. Çünkü öncelikle insan hayatını tehdit eden bir durum söz konusu. Bunun yanında ekonomik açıdan da çok büyük yıkımlara sebep olabiliyor. Deprem olduktan sonra hem konutlarınız hem fabrikalarınız yıkılıyor. Bir yandan büyük harcamalar yapmak zorunda kalıyorsunuz, diğer yandan gelir kaynaklarınız kesiliyor. Ve en önemlisi, insanlar hayatını kaybediyor. Dolayısıyla deprem ve kentsel dönüşüm politikaları en önemli devlet politikası haline getirilmeli ve üzerine kararlılıkla gidilmelidir.
Buna rağmen ülke genelinde finansal dönüşüm konusunda istenilen düzeyde çalışmalar yapılamıyor. Bunun farklı sebepleri var; ciddi yasal düzenlemeler gerekiyor. Bu konu yerel belediyelerin tek başına üstesinden gelebileceği bir mesele değil, gücünün çok ötesinde. Şu anda mevcut binaların bulunduğu alanlardaki imar kanunlarıyla yeni açılacak alanlardaki imar kanunları aynı. Yani mevcut bölgelerde farklı bir kanun üzerinden inisiyatif alıp bir şeyler yapmak mümkün değil. Bu nedenle devlet politikası olarak acilen çözülmesi gereken bir mesele.