CHP Odunpazarı İlçe Başkanlığına adaylığını açıklayan Şenol Baycan şu ifadeleri kullandı;

"Biz mücadelemize devam ediyoruz. Zaten Cumhuriyet Halk Partiliydik. Şimdi de Cumhuriyet Halk Partisi’nde bir yola çıkıyoruz. Ben kendi adıma Gökmeydan Mahallesi’nde, Cumhuriyet Halk Partisi'nin Odunpazarı İlçe Başkanlığı’na aday olduğumu açıklamaktan gurur duyuyorum. Buraya kadar emek veren tüm yoldaşlarıma, tüm Gökmeydanlılara, aileme, arkadaşlarıma, dostlarıma hepinize teşekkür ediyorum.

Bugün benim için çok değerli bir gün. Yanımda olan herkes bana büyük bir mutluluk ve cesaret veriyor. Bu yolda yürüyeceğime beni daha da inandırıyor. Ben, hayatını mücadeleyle geçirmiş bir adamım. Hep yürüdüm. Haksızlığa karşı yürüdüm.

Kaz Dağları’nda altın arayanlara karşı yürüdük. Maden Yasası’na karşı yürüdük. Bu ülkenin suyunu, toprağını kirletenlere karşı hep beraber yürüdük. Haksızlığa karşı, düşük ücretlere, toplu sözleşmesi olmayan, sendikasız yasalara karşı yürüdük. Ankara’da yürüdük, burada yürüdük. Ve bu yürüyüş hiç bitmedi, bitmeyecek.

Daha dün sahte diplomalar basılmış, insanlara dağıtılmış. Çocuklarımızın girdiği sınavların soruları bazı kişilere dağıtılmış. Cevap yok. Sadece "bilgi işlem sorumlusu" görevden alınıyor, konu kapatılıyor. İnsanlar bu ülkede güvensizlik yaşıyor. Neye güveneceğini bilmiyor. Buyurun belediye başkanları, Buyurun gazeteciler, Buyurun orman yangınları, Buyurun otel yangınları... Her gün bir felaketle uyanıyoruz. Her gün biraz daha yoruluyoruz. Bu ülke, AKP iktidarı tarafından yorulmuştur. İnsanlar yorulmuştur. Emeklilere layık görülen maaş 15 bin liradır. Ben matematik mezunuyum, bir hesap yapıyorum: Benden ve kurumdan kesilen emeklilik kesintilerini toplasalar, sadece Merkez Bankası'nın faiziyle bile ödeseler, bugün bir emeklinin alması gereken maaş 80 bin liradır. Nerede bizim 50 bin liramız? Bu paralar nereye gitti? Bir örnek vereyim: Size sorsam, Almanya’da mı emekli daha çok, Türkiye’de mi? Çoğunuz “Türkiye” dersiniz. Hayır arkadaşlar. Almanya ve Türkiye'nin nüfusu yaklaşık aynı. Almanya’da emekli sayısı 20 milyon, Türkiye’de 15 milyon. Ama Türkiye’de çalışan sayısı 15 milyon, Almanya’da 40 milyon. Bu kadar işsizin, bu kadar sorunun olduğu bir ülkede tek bir çözüm vardır. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarı.

Biz de bir gün şöyle bir sabaha uyanmak istiyoruz: "Emekli maaşlarına 30 bin lira seyyanen zam yapıldı." "Gazeteciler serbest bırakıldı." "Siyasi suçlular tahliye edildi." Böyle bir sabaha uyanmak istiyorsak, bunun çözümü Cumhuriyet Halk Partisi iktidarıdır.

Direnmek ve bu partiye destek vermek zorundayız. Bizler, tüm mahallelerdeki başta Cumhuriyet Halk Partisi üyelerine ve o mahallede yaşayan insanlara ulaşmak için yola çıktık. Onlara bu ülkeyi ayakta tutan altı oku anlatmak için yola çıktık. Cumhuriyet Halk Partisi’ne herkesi üye yapmak için yola çıktık. Bu seçimi kazanmak istiyoruz.

Ben ilçe başkanı olduğumda, bir başka arkadaş bu göreve aday olursa, onu ben tanıtacağım size. Herkes bundan emin olsun. Görev almak isteyen her Cumhuriyet Halk Partili’yi tanıtacağım, onunla gurur duyacağım. Düşünün; öyle bir ülke ki, belediye başkanları tutuklu, partimiz saldırı altında. Biz bu tabloyu tersine çevirmek zorundayız. Çocuklarımızın geleceği için tersine çevirmek zorundayız. Ben ömür boyu hak ve adalet için mücadele ettim. Hiç taviz vermedim. Hırsıza da, ihanete de taviz vermedim. Cumhuriyet Halk Partisi'nin ilçe başkanlığını layıkıyla yapacağız. Her üyeye ulaşacağız. Her mahallede toplantılar düzenleyeceğiz. Üyemiz olsun olmasın, halkın derdini dinleyeceğiz. Bunları raporlayacağız, çözümler üreteceğiz. Boş gitmeyeceğiz. Gerçekten çözümlerimiz olacak. Bu çözümleri de yukarıya ileteceğiz."