TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Eskişehir Şubesi Başkanı Orkun Kılıç şu ifadeleri kullandı;

"Odunpazarı İlçesi’nin Aşağıçağlan ve Kayapınar Mahallelerinde TOKİ tarafından yapılan imar planı kapsamında, gelişme konut alanı (müstakil ve müşterek) ile diğer sosyal donatı alanları olarak planlanan bölgede; 8.217 kişinin barınacağı müşterek 3.000’den fazla konut ile 8.366 kişinin barınacağı müstakil arsalar üzerinde yapılacak konutlarda toplam 16.583 kişinin yaşaması öngörülmektedir. Ticaret, eğitim ve benzeri dinamik nüfuslar da eklendiğinde bu sayının önümüzdeki yıllarda 20.000 kişiye ulaşacağı tahmin edilmektedir.

Bu rakamlar değerlendirildiğinde, söz konusu alanın yalnızca bir konut projesi değil, yeni bir ilçe ölçeğinde bir yerleşim alanı olduğu açıkça görülmektedir. Ancak böylesine büyük bir yerleşim alanı planlanırken, ne yazık ki hem ekonomik hem de sosyal açıdan Eskişehir’in geleceğini olumsuz etkileyecek bir tabloyla karşı karşıyayız.

Her şeyden önce bu projede Eskişehir’in kendi mühendisi, mimarı, malzemecisi ve müteahhidi görev almamaktadır. Böylesine büyük bir yatırımın şehir ekonomisine hiçbir katkısının olmaması kabul edilemez. Yerel firmalar, mühendisler ve üreticiler bu süreçten tamamen dışlanmış; Eskişehir’in emeği bu projenin dışında bırakılmıştır. Dolayısıyla proje, ekonomik açıdan şehrimize değil, dışarıya hizmet etmektedir.

Diğer yandan TOKİ tarafından seçilen bu bölge, şehrin oldukça uzağında ve tamamen altyapısız bir noktadadır. Bugün alanda hafriyat kazıları başlamış, kule vinçler kurulmuş; ancak ilgili belediyeden yapı ruhsatı dahi alınmamıştır. Bölgede yol, içme suyu, kanalizasyon, doğalgaz, elektrik, internet gibi hizmetler mevcut değildir. Bu altyapıların sonradan götürülmesi milyonlarca liralık yatırım ve uzun süreli çalışma gerektirecektir. Sonuçta bu maliyetlerin tamamı dolaylı olarak Eskişehirli vatandaşların cebinden çıkacaktır.

Ayrıca, sosyal konut adı altında yapılan bu projede tek tip gelir grubuna ait konutların tek bir noktada yoğunlaşması, şehirde ciddi bir sosyal ve ekonomik ayrışma tehlikesini de beraberinde getirmektedir. Bu anlayış, “Dar gelirli vatandaş şehrin bu kısmında yaşasın; imkânı olan merkezde veya yeni popüler cazibe noktalarında otursun” şeklindeki ayrımı derinleştirmekte ve uzun vadede bölgesel gettolaşma riskini doğurmaktadır. Bu durum, kent bütünlüğüne ve sosyal adalete açıkça zarar verir.

Oysa bu soruna, Eskişehir’e yakışır, akılcı ve adil bir çözüm mümkündür. Bizim önerimiz, TOKİ’ye sağlanan fırsat ve imkânların Eskişehirli yerel müteahhit firmalarına da sağlanmasıdır. Hâlihazırda altyapı sorunu bulunmayan Huzur, Erenköy, Fevziçakmak ve Yeşiltepe mahallelerinde; iki katlı eski yapıların bulunduğu bölgelerde ayrık nizam 4-5 katlı yeni binalar yapılarak sosyal konut ihtiyacı bu şekilde karşılanabilir. Böylece hem şehir merkezindeki atıl alanlar yeniden canlanır, hem Eskişehirli firmalar üretim yapar, hem de vatandaşlarımız sağlıklı ve erişilebilir konutlara kavuşur. Sosyal konutu Eskişehirli müteahhitlerin eliyle üretmek, hem ekonomik hem de sosyal olarak şehrimize değer katacaktır.

TOKİ’nin şehirden uzak, altyapısı bulunmayan bir bölgeye yönelmesi; Eskişehir ekonomisine katkı sağlamadığı gibi kentte uzun vadeli bir sosyal ve altyapısal yük oluşturacaktır. Bizim temel düşüncemiz, Eskişehir’i geleceğe taşıyacak olan; kentte yaşayan tüm kesimlerin bir arada ve eşit koşullarda yaşadığı, planlı ve adil bir şehirleşme anlayışıdır."