Eskişehir'de konuşan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ şu ifadeleri kullandı;
"Hiç kimse bizden, vatanımızı savunmamamızı, Türkiye Cumhuriyeti'nin İstiklal Harbi ile atılmış temellerinden vazgeçmemizi beklemesin. Vatanımızı, milletimizi ve devletimizi kararlılıkla savunacağız.
Bu Cumhuriyetimizin kırılma anı bize dayatılmak istenirken, ülkemiz ağır bir ekonomik buhrandan, yedi yıldan bu yana devam eden bir ekonomik buhrandan geçiyor. 2025 son aylarına geldiğimiz 2025, çok ama çok zor geçti. Dar gelirliler için çok zor geçti. 16 milyon emekli, dul ve yetim için çok zor geçti. 6 milyon asgari ücretli için çok zor geçti. Milyonlarca işsiz için çok zor geçti.
Yüzde 50 faizle yatırım yapmanın mücadelesini veren ve pahalılaştırılmış TL'den dolayı ihracatla dünyayla rekabette zorluk çeken sanayici için zor geçti. Ekonominin omurgasını oluşturan, istihdam yaratan, vergi veren, parayı ve malı çeviren esnaflarımız için çok zor geçti.
Her geçen gün artan girdi maliyetlerinden ötürü artık her gün zarar eden çiftçi için çok zor geçti. Ama bu 2025 yılı da 2024, 2023, 2022, 2021, 2020 ve ondan öncesi gibi, bazıları için de çok kolay ve çok verimli geçti.
Kimdir o çok kolay ve verimli geçenler? Kur korumalı mevduatla milyarlarca dolar rant geliri elde edip 0 lira vergi ödeyenler için çok iyi geçti. İktidara yakın oldukları için bütün ihaleleri alan şirketler için çok iyi geçti. Vergi muafiyetleriyle kendilerinden bu sene 3 trilyon Türk lirasına yakın vergi alınmayanlar için çok kolay geçti.
Bir ailede her birisinin bir işte olup ayrıca dört beş işten maaş, hakkı huzur alan o küçük azınlık için çok iyi geçti. Ama bunların hepsini toplasanız oranları yüzde 10 bile değil.
Yüzde 90, fakirlik ve sefalet içerisinde. Bunun bir bölümü sosyal yardımlarla ayakta durmaya çalışırken, bu umutsuzluk ortamında gençlerimiz yurt dışında istikbal arayışı içerisine girdiler. 8 yıldan bu yana dar gelirlilerin, sabit gelirlilerin millî gelirden almış olduğu pay azalıyor. Ve 2026 yılı ne yazık ki 2025 yılından çok daha zor geçecek.
Sanayi bir çöküş süreci içerisinde. 30 yılda oluşturduğumuz tekstil sanayinin şimdi elimizin içinden kayıp gittiğini görüyoruz. 5 milyar dolar tutarında bir sermaye sadece tekstilde Mısır'a gitti. 364 bin tekstil işçisi işsiz kaldı. Her bir işçinin yanına eşini ve iki çocuğunu koyun, 1 milyon 200 bin kişiden bahsediyoruz. Büyük bir rakam bu.
Almanya'da bir iş adamı kredi aldığı zaman yüzde 3 faiz öderken, Türk iş dünyasından yüzde 50 faizle yatırım yapması bekleniyor. Nasıl istihdam yaratacaklar? Nasıl işsizlere yeni iş açılacak? Mümkün mü? Hayır, değil.
Ya esnaf? Esnafın kapısında maliyeci elinde ceza faturasıyla geziyor. Ve çiftçi? Çiftçi, gülü çevirmekte zorlanırken, Amerikan çiftçilerine Türkiye'ye gümrüksüz ürünlerini satması imkanı veriliyor.
Buradan çıkış ancak Zafer Partisinin Zafer Ekonomisi programıyla mümkündür. Buradan çıkış ancak neoliberal ekonomik politikaları ait olduğu yer olan tarihin çöplüğüne atarak, 21. yüzyıla uygun, devletin de ekonomide itici bir rol oynadığı, sürdürülebilir planlı kalkınmayla, ülkenin bütün millî kaynaklarının bir seferberlik havasında yatırıma dönüştüğü ve iş insanlarımızın önündeki engellerin kaldırıldığı, talanın, soygunun durdurulduğu bir ortamın sağlanmasıyla bu ekonomik kriz aşılabilir.
Bu ekonomik krizin aşılması, ancak bu ülkede düşman ceza hukuku uygulamalarına son verilerek, adaletin tesis edilmesi ve ekonomiyi ayakta tutacak sağlıklı bir eğitim sisteminin gerçekleşmesiyle mümkün olabilir. Türk milletine söz veriyoruz. Temiz kadrolarla ve güçlü bir programla bunları yapmaya talibiz."





