Eskişehir İli Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Yılmaz Aşçı şu ifadeleri kullandı;
“Arı üreticileri bu sene açıkçası umduğumuzu bulamadık. Sıkıntılar gittikçe artıyor. Önceki yıllarda başlayan kuraklık bu sene de devam etti. Buna ek olarak don olayları da yaşandı. Dolayısıyla bitkilerde istediğimiz gelişim görülmedi. Çiçeklenme dönemleri çok kısa kaldı.
Arılar da bu durumdan faydalanamadıkları için ne yazık ki arılarımızı geliştiremedik. Çünkü polen ve nektar akışı olmadığında arıları geliştirmek mümkün olmuyor. Böyle bir sıkıntı ortaya çıktı. Akabinde devam eden kuraklık süreci daha da ağırlaştırdı. Bu durum ürünlerimize de doğrudan yansıdı. Polen üretimimiz, bal üretimimiz bu sene son derece azaldı.
Şu anda Eskişehir’de 400’ün üzerinde yetiştiricimiz var. En çok şikâyet edilen konu ise iklim krizi. Zaten arıcıların en çok muzdarip olduğu mesele bu. Bu hasar nedeniyle üreticilerimiz destek bekliyor. Ancak yeterli desteği görmekte zorlanıyorlar.
Bakanlık bu sene destekleri artırdı ama enflasyon gibi sebeplerden dolayı alınan destekler yine arıcılar için yeterli görülmüyor. Bu da üreticiyi ciddi şekilde zorluyor.
Zincir marketlerin sattığı ballar konusu bizi üzen bir konu. Merkez Birliğimiz bu konuda Ankara’da ciddi çalışmalar yürütüyor. Bilimsel kurulun yaptığı hesaplamaya göre bu yıl kilogram başına maliyet 325 lira. Bu fiyatın altında satılan bir balı “bal” olarak nitelendirmek mümkün değil. Hiç kimse zararına ürün satamaz. Satarsa bu iş sürdürülebilir olmaktan çıkar.
Dolayısıyla 325 liranın altında satılan bir balın gerçek bal olma ihtimali yok. Üretici zaten bu maliyetin altında ürün satamaz. 325 liranın üzerine üretim maliyetlerini ekler, toptancıya verir; toptancı işletme giderleri ve kârını ekler, ardından market lojistiği ve market kârı biner. Hal böyle olunca tüketiciye ulaşan fiyatın nereye varacağını halkımız az çok tahmin edebilir.
Ama buna rağmen hâlâ 199 lira gibi rakamlara raflarda bal görünüyor. Bu bizi son derece üzüyor. Maliyetlerin çok çok altında bir fiyat söz konusu. Üstelik yanına bir de kase hediye ediyorlar. Bu durumun bakanlık tarafından incelenmesi gerekiyor.
2024 yılında bu konu üzerine ciddi şekilde gidildi. İncelemelerin artırılarak devam etmesi gerekiyor. Aksi halde üreticilerimiz büyük sıkıntılar yaşayacak.
Açıkçası mevcut şartlarda çok iyi gördüğümü söyleyemem. Arıcılık çok güzel bir meslektir. Yapılan yatırımın 2-3 ay gibi kısa bir sürede kendini amorti ettiği, kısa zamanda kâra geçilen bir meslektir. Ancak iklim krizinin derinleşmesi ve bahsettiğimiz diğer sorunlar bunun önüne geçiyor. Nasıl çözüleceği benim boyumu aşan bir konu. Burada bilimsel çalışmalar yapılması ve uygulanması gerekiyor. Bu da devlet büyüklerimizin işi. Biz üretim ayağındayız.
Bizim görevimiz arıcılarımıza yardımcı olmak. Girdilerini düşürmek, ürünlerini değerinde satabilmelerini sağlamak bizim en büyük vazifemiz. Sorunlarına çare olmaya çalışıyoruz. Ama iklim krizi gibi meseleler devletimizin çözmesi gereken konular.”