Anahtar Parti Genel Başkan Yardımcısı Hakan Tanrıöver şu ifadeleri kullandı;

"Uzun yıllar Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda görev yaptım. Eskişehir’e hem özel tatil münasebetiyle hem de görev dolayısıyla çok sık çalışma, inceleme ve seyahat ziyaretlerimiz oldu. Gerçekten Eskişehir’de bu süreçte görev yapan belediye başkanlarımızı hayırla ve minnetle anmak istiyorum. Hakikaten Yılmaz Büyükerşen Hoca’nın çok vizyoner bakış açıları oldu. Odunpazarı ilçemizde o dönemdeki belediye başkanımızın da restorasyonla ilgili gerçekten güçlü bir yaklaşımı vardı ve bunu uygulamaya, hayata geçirdiler.

Eskişehir, bu anlamda kültür, sanat ve turizm altyapısıyla oldukça güçlü bir şehir. Bunu şuna bağlıyoruz: Türkiye’nin önemli yol güzergâhlarının birçoğu bir şekilde Eskişehir’den geçiyor. Yine aynı şekilde, tematik müzecilik konusunda da Eskişehir’in çok yaygın ve güçlü müzeleri var; bu da çok önemli. Meydanlar ve parklar keza aynı şekilde çok değerli. Etkinlikler konusunda da oldukça iyi bir düzeyde. Dolayısıyla bu anlamda bir altyapı sıkıntısı yok.

Yapılması gereken şey, bu unsurların doğru bir tanıtımla önce bölgeye çünkü bölgenin bile bazen haberi olmuyor, ardından Türkiye’ye ve sonrasında dünyaya tanıtımının çok iyi yapılmasıdır. Mesela Eskişehir’in termal kaynaklarının bu kadar zengin olması, Türkiye genelinde ve bölgesel ölçekte hâlâ yeterince bilinmiyor. Dolayısıyla bu çok mühim. Termal kaynaklarının dünyaya anlatılması da son derece önemli.

Eskişehir, güçlü bir altyapıya sahip. Bunu da doğru şekilde anlatmamız gerekiyor. Eskişehir, aynı zamanda bir savunma ve direniş şehridir. II. Haçlı Seferi sırasında Selçuklu Sultanı I. Mesut, Haçlıları bu topraklarda durdurmuştur. Yine bildiğiniz üzere, Millî Mücadele döneminde de önemli bir savunma şehri olmuştur. Birinci ve İkinci İnönü Savaşları ile Sakarya Savaşı sürecinde Eskişehir, bu direnişin ve savunmanın önemli kalelerinden biri olmuştur.

Özellikle Kırım Tatar bölgesinden gelen nüfus sayesinde, Eskişehir çok önemli bir kültür taşıyıcılığı ve kültürel altyapıya sahiptir. Bu çeşitlilik ve zenginlik, Eskişehir mutfağında ve gastronomisinde de kendini göstermektedir. Bu nedenle, Eskişehir’in gastronomi alanında da kendini daha çok ön plana çıkarması gerekmektedir.

Bu tür şehirlerin tanıtımında, özellikle uluslararası kültür ve sanat organizasyonlarına dahil olmak büyük önem taşır. Avrupa Birliği ile ilişkili olan Europa Nostra gibi kuruluşlara miras alanlarımızın dâhil edilmesi ya da UNESCO’nun kültürel miras listelerinde yer alınması, şehirlerin tanıtımı açısından son derece değerlidir. Nitekim Eskişehir, yakın zamanda Sivrihisar’daki Ahşap Direkli Nadide Camisi ile UNESCO’nun listelerine dâhil olmuştur.

Allah’ın izniyle, milletimizin desteğiyle, teşkilatımızın çabasıyla ve Anahtar Parti iktidarında Çağlar Başkanımızın önderliğinde; kültür, sanat ve turizm alanlarında Eskişehir’i hak ettiği noktaya taşıyacağız. Bu süreçte, kültür ve sanat konularına oldukça ilgili olan İl Başkan Yardımcımız Ece Bozkayı ile birlikte çalışıyoruz. Hedefimiz, Eskişehir’i UNESCO’nun Geçici Kültürel Miras Listesi’nden asıl listeye aldırmaktır.

Özellikle Friglerin giriş kapısı olarak bilinen Yazılıkaya Vadisi ki bir süredir ihmal edilmiştir için gerekli altyapıyı oluşturacağız. Aynı şekilde, termal turizme bağlı sağlık turizminin gelişmesi adına da önemli yatırımların önünü açacağız. Türkmen Dağı, Yazılıkaya Platosu, Sündiken ve Bozdağlar gibi coğrafi bölgeleri turizme kazandıracağız. Yöresel lezzetleri ve ürünleri turistik birer altyapı haline getirip, Eskişehir’in kalkınmasında kültürü, sanatı, kültürel mirası ve arkeolojiyi itici bir güç olarak kullanacağız.

Anahtar Parti’nin turizm anlayışı, Türkiye’nin her şeyini pazarlamak ya da her şeyi turiste göre şekillendirmek anlayışını reddetmektedir. Biz, ne kadar özgün olursak, ne kadar kendimiz kalabilirsek ve değerlerimizi doğru biçimde yaşatabilirsek, dünyanın ilgisini o kadar çok çekeceğimize inanıyoruz. Dolayısıyla kültürü, kültürel mirası, sanatı ve arkeolojiyi göz ardı etmeden; Eskişehir’in kalkınmasında sanayinin yanında, hatta belki sanayiden daha da ileri bir noktada turizmi ve kültürü itici bir güç olarak gördüğümüzü ifade etmek isterim.

Şehrin altyapısı, güçlü şehrin tanıtım konusundaki eksikliklerini ifade etmiştik. Şimdi isterseniz eve misafir davet eden bir ev sahibesi olun, isterseniz de çok büyük bir ordunun kumandanı olun. Cevap vermeniz gereken ilk soru elimizde ne vardır? Dolayısıyla Eskişehir'in elinde ne olduğunun çok doğru bir şekilde envanterlenmesi lazım ve artık dijital bir çağda yaşıyoruz. Bunun dijital kültür altyapısıyla bölgeye, bölgede Ankara'da daha doğrusu plan yok. O yüzden bölge altyapısını çiziyorum. Türkiyemize ve dünyaya bunun anlatılması lazım.

Çünkü artık dünyanın yeni şehirleri, dünyanın yeni ülkeleri artık şehirler. Şehirler rekabetçi yapılarıyla ön plana çıkıyor. Eskişehir'e bu anlamda hem coğrafi konumundaki avantajı, hem sanayi altyapısının güçlü olması, hem de son günlerde sıkça gündeme gelen toprak elementleri ve madenler konusundaki zenginliği büyük bir imkan. Yine termal, kültür ve sanat altyapısı da bu anlamda çok önemli. Kurşunlu Camii Anadolu'nun nadide eserlerinden biri ve bu itibarla Türk estetik ve mimarisinin en çok öne çıkan alanlarından bir tanesi.

Bu itibarla biz Anahtar Parti olarak Eskişehir İl Başkanımız Sayın Çağlar Ölçe'nin önderliğinde Eskişehir'e şunu teklif ediyoruz: Bu şehri ortak akılla yönetin. Bizim kültür, sanat ve turizm konularındaki tecrübelerimizi de şehrin karar alma mekanizmalarında bugünden kullanmaya başlayın.

Çünkü Farabi'nin Medinetül Fazıla'sında belirtmiş olduğu Erdemli Kent'te Farabi şu şekilde tarif eder: Erdemli kentler hikmetle yönetilen kentlerdir der. Hikmetle yönetilen kentlerden kastettiği bu kentlerin ortak akılla yönetilmesidir. Dolayısıyla bu akıl, bu altyapı partimizin de girişinde görmüş olduğunuz gibi liyakatli şöhretsizler anahtar parti kadrolarında vardır ve göreve hazırdır.

Bir diğer husus, Farabi'den günümüze geldiğimizde yeni dünyanın yeni ülkeleri artık şehirlerdir teorisini dünyada savunan İngiliz kent tasarımcısı Charles Landry de tasarım kentini şu şekilde tarif eder: O kente ait her türlü somut ve somut olmayan kültürel öğesini tanımlayıp tanıtabilen kentler tasarım kenti olmaya adaydır der. Farabi ile Charles Landry arasında kurmuş olduğumuz bu felsefi altyapının kendisinde vücut bulduğu şehir Eskişehir'dir.

Dolayısıyla bu somut ve somut olmayan kültürel mirasına dair Eskişehir'in her türlü envanteri çıkartılacak ve bunlar teker teker, teker teker bölgeye, Türkiye'ye ve dünyaya anlatılarak bu sorunun üstesinden gelecektir.

Eskişehir'de ortalama 2'ye yaklaşan, yani 1.7 geceleme sayısını biz önce 2,5'a, 3'e, 3,5'a, 4'e getirdiğimiz zaman bundan Eskişehir'deki birdenbire 36 sektör olumlu anlamda etkilemeye başlayacak ve bu lokomotif görevini görecektir. Zaten Türkiye'nin ilk lokomotif fabrikası da Eskişehir'de yapılmıştı.

Kültür, Sanat ve Turizm İl Başkan Yardımcıları ile bir toplantı gerçekleştirdik. Eskişehir’i temsilen de Ece Bozkaya arkadaşımız katıldı. Toplantıda bu konuyu gündeme getirdik ve Anahtar Parti olarak 1 Kasım’dan sonra, 102 yıllık Cumhuriyet tarihinde ilk kez ilan edilecek olan bir Millî Kültür Siyaset Belgesi ile sahneye çıkacağız.

Bu Millî Kültür Siyaset Belgesi’nde, şehirlerimizi geleceğe hazırlarken tarihî miras altyapılarını nasıl ele alacağımıza dair yol haritamızın ipuçlarını ve bunların uygulama örneklerini paylaşacağız. Türkiye’de bugüne kadar hazırlanan planların en büyük eksikliği, yüzeysel kalmalarıydı. Biz ise uygulama planlarını da içeren somut bir yol haritası sunacağız.

Size küçük bir ipucu vermek isterim: Biz şehirlerimizi bu anlamda tematik olarak kategorilere ayıracağız. Örneğin, Dünya Kaleli Kentler Birliği gibi bir sınıflandırmadan yola çıkarak; kaleleri olan şehirlerimiz, kuleleri olan şehirlerimiz, termal zenginlikleri bulunan şehirlerimiz ve ayrıca şehir ve edebiyat dergisi bulunan şehirlerimiz gibi kategoriler oluşturacağız. Bu şehirlerin dünya kültür ve sanat altyapısında hak ettikleri yere ulaşabilmeleri için gerekli destekleri, uygulama planlarıyla birlikte sağlayacağız.

Burada özellikle ifade etmek isterim: Sayın İl Başkanımızın, değerli teşkilatımızın ve basınımızın güzide temsilcilerinin huzurunda altını çizmek istiyorum; dünyadaki kültür ekonomisinin en güçlü lokomotifi hiç şüphesiz Hollywood’dur. Bu, aynı zamanda Amerika tarafından kültürel düşüncelerini bir hegemonya, bir propaganda aracı olarak kullanmanın da en etkili yoludur.

Şöyle düşünün: Hepimiz televizyonlardan, sinemalardan ya da son dönemde yaygınlaşan dijital platformlardan film ve dizi izliyoruz. Ancak dikkat ederseniz, Hollywood’un ilgilenmediği veya mesafeli durduğu tek coğrafya Anadolu’dur. Ama er ya da geç buraya da gelecekler.

Biz, ne kadar özgün olursak, kendi değerlerimize, köklerimize, kültürümüze ve geleneksel sanatlarımıza ne kadar sahip çıkarsak, o kadar güçlü, özgün ve kalıcı oluruz. Dolayısıyla bu anlayışla; camilerimizden tarihî miras alanlarımıza, toprağı vatan kılan ve vatanı da devlete millî kültürle bağlayan bir anlayışın taşıyıcısı olarak, Anahtar Parti kadroları Genel Başkanımız Sayın Yavuz Ağıralioğlu önderliğinde göreve hazırdır.

28 Ekim 2024 tarihinde Genel Başkanımız Sayın Yavuz Ağıralioğlu önderliğinde Anahtar Parti kurulmuştu. 1 Kasım 2025 tarihinde ise Ankara’da birinci yılımızı kutlayacağız. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı etkinlikleriyle çakışmaması için kutlamamızı 1 Kasım tarihinde gerçekleştireceğiz.

Bu vesileyle, hem il başkanımız hem teşkilatımız hem de teşkilat başkanımız sizleri bu özel programa davet etmişti. Ben de genel merkezden gelen bir misafiriniz olarak, sizleri Ankara’daki bu anlamlı programa ev sahibi sıfatıyla davet ediyorum."