Tüm Emeklilerin Sendikası Eskişehir Şube Başkanı Ali Paşa Şanlı şu ifadeleri kullandı;
"Yargı, SGK ve Maliye'de örgütlü Büro Emekçileri Sendikası BESAR'ın son Ekim ayı verilerine göre; Açlık sınırı 37 bin 387 lira, bekar bir çalışanın aylık yaşam maliyeti 60 bin 990 lira ve yoksulluk sınırı 92 bin 378 lira olmuş. Emekli maaşı ise 16 bin 881 lira. Cumhurbaşkanı başta olmak üzere, bakanların, millet vekillerin ve bürokratların maaşları ise, emeklilerin enkaz 10 katının üzerinde. Apaçık bir adaletsiz gelir dağılımı var. Bu veriler, emeklilerin her gün daha da yoksullaştırıldığını göstermektedir.
Tüm bu gerçek duruma rağmen, SGK başkanı Raci Kaya, TBMM Plan Bütçe Komisyonunda yaptığı konuşmada, Eskiden 'mezarda emeklilik' deniyordu. 50-55 yaşta ölüyorduk. "Şimdi emekliler 78 yaş ortalamasına gelmiş ve maaş alıyorlar" diyerek, Sosyal Güvenlik Kurumunun mali durumunu bozduğunu ileri sürüyor. Ekonomik krizin sorumlusunu buldu. Suçlu yine emekliler. Emekliler ölseler, sorunlar da yok olacakmış. Biraz uzun yaşarlarsa, sorunlar artıyor ve emekli maaşları da onun için düşük oluyor demek istiyor. Akıl alır gibi değil.
Çetelere, tefecilere, yandaşlara ve rantiyeye gelince para var. Vergilerini ve primlerini 25-30-35-40 yıl peşin peşin ödeyen emeklilere gelince, para yok. Açıkça emekliler erken ölsünler, tüm mali sorunlar çözümlenir demek istiyorlar. SGK yöneticileri, faturayı her zaman olduğu gibi yine emeklilere kesmek istiyorlar. Oysa asıl sorun; düşük istihdam, düşük ücretler, kayıt dışılık ve emekliye değil, faize, rantiyeye kaynak ayıran bütçe tercihleridir. Buradan emeklilerin insanca yaşam haklarına yönelik saldırı dili kullanan SGK başkanı Raci Kaya'ya sesleniyoruz. El insaf. Hiç mi insani vicdanın yok.
Derhal tüm emeklilerden özür dile. Yoksa emekliler olarak alanlarda sürekli sloganlarımızla seni teşhir etmeye devam edeceğiz. Sadaka değil, hakkımız olanı istiyoruz. Bizimle dalga geçmeyi de bırakın.
Ekonomik krizin her geçen gün daha da derinleştiği, içinden çıkılmaz duruma geldiği günleri yaşıyoruz. Bu krizin üzerini örtmek isteyen, Saray iktidarı ise; yargıyı sopa gibi kullanarak, iç siyaseti dizayn etme oyun ve entrikalarına her gün yenilerini ekliyor. Kendisinden olmayanı düşman ilan etmeye, muhalif olan her sesi, gazeteciyi yalan ve iftiralarla karalayıp tutuklatarak, televizyonlara kayyumlar aracılığıyla el koymaya devam ediyor. Yasal olmayan şekilde Tele 1'e kayyum atayarak, el koydular. Merdan Yanardağ ve İstanbul belediye başkanı Ekrem İmamoğlu'nu casus ilan ederek, tutuklama kararları verdirdiler. Yasa tanımaz tutum ve baskılarını arttırarak, iktidardaki ömürlerini uzattırabileceklerini sanıyorlar. Halkın alanlardaki, kararlı karşı duruşu, onlara yanıt veriyor.
Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere tüm ülkemizi yönetenlere sesleniyoruz: Eşitlik, Özgürlük, Hak, Hukuk, Adalet ve insanca yaşamın egemen olduğu demokratik bir düzeni rehber edinin. Derhal bir adaletli gelir dağılımı düzenlemesi yapın.
Eğer halada olmaz diyorsanız, erken seçim kararı alın, sandıkda hesaplaşalım. Bütün emeklilere de çağrımız; İnsanca yaşam haklarımız ve taleplerimiz, Çocuklarımıza, torunlarımıza insanca yaşanır onurlu bir gelecek bırakmak için, sendikal örgütlenmekten başka bir çare ve yol yok. Yoksa hangi parti veya siyasi iktidar olursa olsun, haklarımızı vermez. Örgütlenelim ve Birleşik mücadeleyi büyütelim."