Emekçi Kadınlar Derneği tarafından Eskişehir'de bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Dernek adına söz alan Beste Akgüç şu ifadeleri kullandı;
“Dominik’te diktatörlüğe karşı mücadele ederken katledilen Mirabel Kardeşler’in anısına adanan 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü yaklaşırken yine katledilen, şiddete maruz kalan kadınlar için öfke doluyuz. Dünyanın her yerinde gerici şiddet, patron şiddeti ve emperyalist şiddet kadınları kuşatmış durumda.
8 Kasım’da Dilovası’nda Ravive Kozmetik’te yaşanan patlama ve yangında 6’sı kadın ve çocuk, 7 işçi yaşamını yitirdi. Sigortasız ve çocuk işçi çalıştırdığı bilinen, daha önce ihbar edilen, yangın çıkışı bile bulunmayan bu işyeri; lise sıralarında olması gereken kız çocuklarına ve çoktan emekliye ayrılması gerekirken hâlâ çalışmak zorunda kalan emekçilere mezar oldu. Patronlar kaçış hazırlığındayken yakalandı fakat Çalışma Bakanı istifa etmedi, AKP iktidarı bu katliamın hesabını vermedi.
2025’in ilk 10 ayında en az 317 kadın katledildi. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilen, şiddeti cezasızlıkla ödüllendiren, gericiliği toplumun her hücresine nüfuz ettiren AKP iktidarı 2025’i “Aile Yılı” ilan etti ama kadınların payına daha fazla güvencesizlik ve daha fazla şiddet düştü. Kadınlar şiddetsiz bir yaşam, güvenceli iş, emeklilik hakkı, insanca ücret talep ederken bu düzen gittikçe daha fazla eşitsizlik üretiyor.
AKP İktidarı Üniversiteleri cinayet mahalli haline getirdi. Geçen sene bu zamanlarda Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi kampüsünde Rojin Kabaiş ölü bulundu. Şüpheli ölüm intihar denilerek örtbas edilmeye çalışıldı. Mücadele sonucunda Rojin’in cansız bedeninde rastlanan erkek DNA’sı kalıntıları ancak bu sene adli tıp raporlarına girdi fakat hala dosyada tek bir şüpheli yok. Aynı üniversitede birkaç gün önce 15 yaşında bir çocuk ölü bulundu olay aydınlatılacağı yerde kampüslerinde güvenliğin sağlanmasını talep eden öğrenciler gözaltına alındı. Bir ay önce Erciyes Üniversitesi’nde egitim gören Meliha Keskin fakültesinin önünde eski eşi tarafından silahlı bir saldırıyla katledildi. Erciyes Üniversitesi Rektörlüğü, saldırı sonrası öğrencilere gönderdiği mesajda pişkince yaşanan kadın cinayetini "münferit olay" olarak adlandırdı ve derslere devam edileceğini duyurdu. Boğaziçi Üniversitesi’nde yine bu sene 15 yaşında bir kız çocuğu, çocuk işçi olarak çalıştığı; düğünler için kiralanan özel işletmede aynı şekilde katledilmişken yaşananlar, asla münferit değil; AKP tarafından üniversiteleri gerici, piyasacı bir şekilde yeniden dizayn etmek için sürdürülen planlı saldırıların bir sonucu.
Başta kadınlar olmak üzere tüm emekçilerin yoksulluğu derinleşiyor. Göçmen işçiler, yerli emekçilerin hak ve taleplerine karşı bir baskı unsuru haline getiriliyor. Yetmiyor ucuz emek gücüne doymayan sermaye, binlerce çocuğu MESEM projesi adı altında çocuk işçi haline getiriyor. Sadece bu yıl en az 82 çocuk iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.
Emperyalist şiddet dünyadaki tüm emekçi kadınların eşit, özgür ve güvenli bir yaşam sürme özlemini tehdit etmeye devam ediyor. Filistin’de süren emperyalist savaşta binlerce kadın katledildi, şiddete, cinsel saldırıya uğradı. Sözde Filistin’in yanında olan AKP, savaş boyunca işgalci İsrail’le ticareti durdurmadı. Kadınlar, çocuklar, emekçiler katledilirken; yerinden edilirken AKP iktidarı emperyalist heveslerle bu suça ortak oldu.
Bunca sömürü, katliam ve eşitsizliğe hiçbirimizin tahammülü kalmadı biliyoruz. Çünkü çalınan tüm hayatlar, yarım kalan tüm hikâyeler bizim. Şiddetsiz, sömürüsüz, eşit bir şekilde yaşanacak bir ülkeyi kurabilecek olanlar biziz.
Kadınların hayatını hiçe sayan bu düzene verecek tek bir canımız daha yok. Bu düzen bize şiddet ve yoksulluktan başka bir şey sunmuyorsa, değiştirmekten başka çaremiz yok. Gericiliğe karşı laiklik, sömürüye karşı emeğimiz, haklarımız ve hayatlarımız için ayağa kalkmak zorundayız.
AKP gericiliğinin; sokakları, kampüsleri, şehirleri yaşanmaz, kadınları açık hedef haline getiren saldırılarına geçit vermeyeceğiz. Üniversitelerde ücretsiz, bilimsel, güvenli ve eşit eğitim alma hakkımızdan vazgeçmeyeceğiz. Eşit, sömürüsüz ve şiddetsiz bir yaşam talebimizden bir adım geriye çekilmeyeceğiz. Kadınlara yaşam hakkı tanımayan bu düzeni tersine çevirmek için hayatın her alanında örgütlü mücadeleyi büyüteceğiz.
Çünkü biliyoruz biz mücadele edersek, örgütlü olursak gericiler ve kadın düşmanları kaybedecek; biz kazanacağız. Emekçi kadınları, çocukları iş cinayetlerinde katleden patronlar halka hesap verecek. Sömürü son bulacak. Kadın cinayetlerine, şiddete dur diyeceğiz. Laikliği kazanacağız, çocukları tarikatlardan, çetelerden kurtaracağız. Biliyoruz çünkü dayanışmamıza ve mücadelemize güveniyoruz. Bu ülkenin emekçi kadınlarına, kendimize inanıyoruz.
Bugün yitirdiklerimizin hesabını sormak, eşit, şiddetsiz, sömürüsüz bir ülkede yaşama talebimizi en gür sesimizle dile getirmek için yan yanaydık, kararlılığımızı kadın düşmanlarına gösterdik. Ama yetmez 25 Kasım’dan sonra da her gün “kurtuluş kendi ellerimizde” demek ve dayanışmayı büyütmek için tüm kadınları, Emekçi Kadınlar Derneği’ne katılarak mücadeleyi büyütmeye davet ediyoruz.”





