Hürriyetçi Eğitim Sen Eskişehir Şubesi Başkanı Erol Ger şu ifadeleri kullandı;

“Eskişehir eğitim camiası günler geldi. İnsanlar önce okullara bağış paralarını aşarak, yüksek meblalarla öğrencilerini kaydettirmeye çalıştılar. Tabii bu olaya iki yönden bakmak lazım: Hem veli açısından hem de okul yönetimleri açısından.

Okul yönetimleri açısından baktığımızda, okullar maalesef sahipsiz. Ödenekleri yok. Birçok okulda destek personeli yok, hizmetli açığı var, güvenlik görevlisi açığı var. Okullar kendi hâline bırakılmış durumda. Milli Eğitim açısından baktığımızda ise onlar, “Biz okullara eğitim açıklarını kapatması için temizlik ödeneği veriyoruz, kırtasiye ödeneği veriyoruz, boya badana işlerini yapıyoruz” gibi açıklamalar yapacaklardır.

Veliler açısından baktığımızda, ne yazık ki artık geleneksel hâle gelmiş bir durum var: 10 bin lirayla 200 bin lira arasında değişen, okulların özelliğine göre farklılaşan zorunlu bağışlar söz konusu.

Peki, okullar hazır mı? Parası olan okullar evet, hazır. Boyandı, temizlendi, ihtiyaçları karşılandı, fiziki anlamda yapılması gerekenler tamamlandı. Onlar bir nebze olsun hazırlar.

Elimizde bol miktarda öğretmen var. O kadar çok norm fazlası öğretmen var ki, belki atamadan sorumlu müdürümüze sorsak sayısını bile bilemez. Bu öğretmenler özürlerinden veya ailevi nedenlerden dolayı ilimize geldiler. Aile yılı olması sebebiyle öğretmenlerin aileleriyle kavuşturulmaları güzel bir olay, doğru bir hareket.

Peki bu öğretmenlerimiz ailelerinden sonra ayrıldı mı? Maalesef, bugünlerde ayırmaya çalışıyorlar. Resen atamalar yapılıyor çünkü okullarda norm ihtiyacı yok. İlimizde ilçeler gruplandırıldı. Öğretmen ihtiyacı olan merkezdeki okullarda fazlalık var. Örneğin üç matematik öğretmeni ihtiyacı olan yerde sekiz öğretmen var. Abartısız söylüyorum, gidip araştırabilirsiniz.

İhtiyacı olan yerlerde ise özel eğitim, okul öncesi ve sınıf öğretmeni eksikliği var. Buralara resen atama yapılmak zorunda kalınacak. Böylece “aile yılında aileleri birleştireceğiz” derken aslında aileler tekrar ayrılacak.

Eğitim-öğretime hazırlık kapsamında başka sorunlar da var. Örneğin ikili öğretim yapan okullarda derse giriş-çıkış saatleri. Geçmişte ortaokullar günde 7 saat ders yaparken ikili öğretim 14 saate çıkıyordu. Sabah 7’de girip akşam 7’de çıkan öğrenciler vardı. Geçen yıl Sayın Bakanımız ders saatlerini 30 dakikaya düşürmeyi gündeme getirmişti. Bu yıl ikili öğretim yapan okullarda bu uygulanmaya başlandı. Veliler endişelenmesin, 30 dakikalık derslerde öğretmenlerimiz gereken telafiyi yapabilecek güce ve zamana sahip.

Ama hâlâ birçok okul hazır değil. Yeni açılan okullar var: Şehit Mustafa Özdemir Ortaokulu, Nurettin Topçu İlkokulu gibi. İdareciler canla başla hazırlık yapıyorlar fakat eğitim-öğretim başlayınca yetişip yetişmeyeceği belirsiz. Yıllardır bitirilemeyen Yunus Emre Meslek Lisesi örneği de ortada.

Özetle, Eskişehir’de çok az okul tam anlamıyla eğitim-öğretime hazır. İl yöneticileri çabalasa da eksiklikler hâlâ ciddi boyutta. Özellikle kırsal ilçelerde öğretmen ihtiyacı daha fazla. Sarıcakaya gibi merkezden 40 kilometre uzakta ama ulaşımı zor yerlerde özel eğitim, okul öncesi ve din kültürü öğretmeni ihtiyacı sürüyor. Buna karşılık İngilizce ve sınıf öğretmeni fazlalığı var. Yani birçok il öğretmen beklerken, Eskişehir’de bazı branşlarda fazlalık, bazı branşlarda ise ciddi açıklar bulunuyor.”