Eskişehir Süt Üreticileri Birliği Başkanı Yüksel Gedik şu ifadeleri kullandı;
“Süt inekleri daha öncelerden de kesime gidiyordu. Şimdi kurban dönemi biraz zor geçiyor. Satışlar oldukça ağır ilerliyor. Vatandaşlarımızın çoğu hâlâ hayvanlarını satamadı. Bu yıl gerçekten çok ağır geçiyor. Maliyetler çok yüksek olduğu için vatandaş da alamıyor, üretici de satamıyor.
Üretici satamayınca et fiyatları da, maliyetlerin etkisiyle, yüksek seyrediyor. Bu nedenle üreticiler damızlık hayvanlarını kesime yöneliyor. Aslında damızlık hayvanların kesimi hiç durmadı, hep devam ediyor. Biz ise diyoruz ki. Üreticilerimiz damızlık hayvanlarını kestirmesin. Çünkü üretimin devam etmesi için uğraşıyoruz, çabalıyoruz.
Damızlık ineklerimiz ve düvelerimiz var. Bunlar damızlık hayvanlar. Üreticimiz para kazanamayınca, süt fiyatları da düşük olduğundan, bu hayvanlarını kestirmek zorunda kalıyor. Kurban döneminde düvelerini satıyor. Gerçekten zor durumda oldukları için satıyorlar. Vatandaş, o güzelim damızlık düvelerini durduk yere satar mı? Satsa bile yerine koyması için 150 bin liraya, 200 bin liraya hayvan alması gerekiyor.
Üretici işletmelerden kurtulmak istiyor. Neden? Gidip konuşuyoruz. “Sütümüz para yapmıyor, zam vermiyorsunuz” diyorlar. Suçlu olarak bizi, süt birliğini görüyorlar. Ama biz de Süt Konseyi’ne bağlıyız. Fiyatı orası belirliyor. Yaklaşık 7-8 ay önce bir fiyat belirlendi: 17,50 TL. Ancak biz üreticiye 15,40 TL olarak yansıttık. Çünkü giderlerimiz var, soğuk hava depolarımız var. Bu sebeple bu şekilde yansıttık.
Şimdi vatandaş elindeki hayvanları, hatta damızlık olanları bile kurbanda elden çıkarmaya çalışıyor. Üretici zarar etmesin diye, sütün litre fiyatının ne kadar olması gerekiyor? Şu anda üreticiye maliyeti 18 lira. En az 22 lira olması lazım ki çark dönsün, üretici kendini kurtarsın. Aslında 25 lira olması lazım ama biz 22 lira diyoruz. Üretici artık kendi emeğini bile hesaba katmıyor. Sadece “Acaba ayakta kalabilir miyim?” diye uğraşıyor. Para kazanmayı bırakmış durumda.
Biz süt topluyoruz ve topladığımız bölgelerde üretim sürekli azalıyor. İşletmeler kapanıyor. Bu işlerin içindeyiz, kırsaldaki bütün işletmeler kapanıyor. Bu da demek oluyor ki süt üretimi bitecek. Bazıları “süt fazlalaşıyor” diyor ama öyle bir şey yok. Kırsalda işletmeler kapanıyor, üyelikten düşüyorlar. Bize geliyorlar, üyelikten ayrılıyorlar. Üretim azaldıkça tehlike artıyor.
Son bir yılda maliyetler konusunda çok fark var. Geçen sene insanlar daha rahat alım yapabiliyordu. Maliyetler yine yüksekti ama dengeliydi. Bu sene aradaki fark aşırı derecede açıldı. Yeme çok fazla zam geldi. Üretici zaten buna yetişemiyor. Sadece yem de değil, birçok kalemde gider var. Maliyet yükselince üretici bu işin içinden çıkamıyor. Ne yapsın? Mecburen satmaya çalışıyor ama satamıyor da. Tüketici de alamıyor çünkü fiyatlar ona da pahalı geliyor.
Üretici maliyetin baskısıyla fiyatı yükseltiyor, ama alıcı da alamıyor. Sıkıntı büyük. Bu yıl hayvanlar satılmadı, vatandaşın elinde kaldı.”