Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği Odunpazarı Şube Başkanı Hasan Alatan şu ifadeleri kullandı;

“Evet, biz burada hakkımızı haykırmak istiyoruz. Fakat bizler vatan ve millet sevgisiyle dolu bir meslek grubuyuz. Haklarımızı isterken şunu da belirtmek istiyorum: Hepimizin bir siyasi görüşü olabilir. TEMAD Tüzüğü’nün 4’üncü maddesine göre; “Dernek, Atatürk devrim ve ilkelerinin sürekli savunucusudur. Bu konularda yapılacak her türlü çalışmaya maddi manevi destek sağlar.”

TEMAD Odunpazarı Şubesi olarak, içerisinde bulunduğumuz siyasi ortamda Anayasamızın ilk 4, 42 ve 66’ncı maddelerinin kesinlikle değiştirilemeyeceği yönünde karınca misali tarafız.

Anayasamızın ilgili maddeleri:
* Madde 1: Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
* Madde 2: Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde; insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.
* Madde 3: Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, kanununda belirtilen şekliyle beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî Marşı “İstiklâl Marşı”dır. Başkenti Ankara’dır.
* Madde 4: Anayasanın 1’inci maddesindeki devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile 2’nci ve 3’üncü maddelerindeki hükümler değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
* Madde 42: Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dili olarak okutulamaz ve öğretilemez.
* Madde 66: Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür.

Biz, sosyal medya ve diğer platformlarda sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Ancak hakkımızı haykırdığımızda “Astsubaylar para istiyor” deniliyor. Sayın yetkililer; biz sadece hakkımızı istiyoruz. Çalışırken verdiğimiz emeğin, alın terinin karşılığını emekliliğimizde de istiyoruz.

Bir zamanlar, “Astsubaya verirsek diğer meslek grupları da ister” deniliyordu. Oysa biz hakkımızı istiyoruz. Eğer vermek isteseniz, bunun adını bulursunuz. Subaya gelince tazminatın adını bulabiliyorsunuz da astsubaya gelince mi bulamıyorsunuz?

TSK’da hiyerarşi var, ama bu hiyerarşi sadece astsubaylara karşı mı uygulanıyor? Bir subay, emekli olana kadar aynı yıl çalışmış bir astsubaydan %10 fazla kesinti yapıyor ama maaş alırken %80 fazla alıyor. Bu mu adalet? Ayrıca uzman çavuşlar emekli olunca bizim kadar maaş alıyor, hak ediyorlar, daha fazlasını da alsınlar; ama o zaman kimse bize “askeri hiyerarşi”den bahsetmesin.

Sayın Bakanımız, siz Genelkurmay Başkanı iken “Astsubayların sadece tazminat sorununu haklı buluyorum, onun muhatabı hükümettir” demiştiniz. Şimdi hükümet oldunuz; neden engel oluyorsunuz? Bizim sorunumuz sadece tazminat değil; TSK’daki ağır kast sistemidir. Lojman, kamp, ordu evi, görev sorumluluğu gibi birçok sorun vardır.

Vatan savunması yapan, son nefesinde “Vatan sağ olsun” diyen astsubaylar, TSK’nın ana muharebe, idari, taktik ve teknik gücüdür. Bir subayın taşıdığı silahın, atılan merminin, binilen aracın zimmeti astsubaydadır. Uçağın uçabilmesi için bakımcı arkadaşlarımızın onayı gerekir. Onlar mühendislik seviyesinde bakım yapmalarına rağmen denklik sorunu yaşıyorlar.

Bugünlerde öyle yalnız bırakıldık ki… Dizilerde bile astsubaylık mesleği basit bir şeymiş gibi gösterilmeye çalışılıyor. Oysa bu meslek, fedakârlığın ve sorumluluğun en büyüğünü taşıyor. Hatta bir dönem, Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan hakkında bile “eski mesleği astsubaylık” üzerinden küçümseyici yazılar yazıldı.

Biz sadece hak ettiğimizi, yılların emeğinin ve fedakârlığının karşılığını istiyoruz. Artık sırtımızın sıvazlanmasından, vaat edilip yerine getirilmeyen sözlerden bıktık.

Artık gün, icraat günüdür. Biz imtiyaz değil, adalet ve eşitlik istiyoruz.”