Eskişehirspor Başkanı Kulüp Başkanı Ulaş Entok şu ifadeleri kullandı;

"Bugün duygu yoğunluğu yaşayacağımı tahmin ederek, genelde tercih etmediğim bir şeyi yapıp kağıttan okumayı seçtim. Belki bu duygu yoğunluğuna kapılıp, duygularımı ya da sitemlerimi fazla dile getirmek istemem. Bu yüzden uzun bir metin okuyacağım. Hepinizin affına sığınarak düşüncelerimi yazıya dökerek ifade etmek istedim bu genel kurulda.

Bir sene önce yine bu kürsüden sizlere seslenmiş, çok kısa bir konuşmayla “Eskişehirspor’da ben değil biz varız. Başarırsak hepimizindir, başaramazsak ben ve yönetim kurulum sorumludur” demiştim. Bugün ise ‘biz’ olabilmiş bir camianın, 17 yıl sonra sonu hüsranla bitmeyen bir finali yaşamış başkanı olarak, aynı sezonda rekorlar kırmış, sokaktaki çocukların üzerinde yeniden Eskişehirspor formasını görmüş bir camianın başkanı olarak karşınızdayım. Yüksek müsaadelerinizle, bugün biraz fazla vaktinizi alacağım.

Kah acı kah tatlı konuşmamız gereken birçok konu var. Ve bu konuşmaları yapmanın en doğru yeri Eskişehirspor Genel Kurulu’dur.

Önce güzel kısımdan başlayalım. Evet, onca yıl sonra ilk kez evlerimize mutlu döndüğümüz, kederden değil mutluluktan ağladığımız bir sezon geçirdik. Ancak bu mutluluğun tek sebebi sadece şampiyonluk değildi. Bu mutluluk, şehrin uzun süredir çeşitli nedenlerle kızdığı, küstüğü, kırıldığı ya da yeterince umursamadığı Eskişehirspor’un yeniden bu şehrin ortak paydası olmasıydı.

Şehrimizin büyükleri sağ olsun, uzun yıllar sonra bir araya geldiler. Toplantılar yaptılar ve destek sözü verdiler. Yönetimimize güvendiler, bizleri bu şanlı göreve layık gördüler. Sizlerin de güveniyle burada bir genel kurul gerçekleştirdik ve uzun süredir dillendirdiğimiz gibi “şehrin kardeşleri” olarak biz olma yolculuğuna başladık.

Emin olun, bu görev benim hayatımdaki en onurlu ve en şerefli görevdir. Bize güvenenleri mahcup etmemek için gecesini gündüzüne katan, kendi işini bir kenara bırakıp bu kulüp için mesai yapan, tüm kredisini kulübümüz için kullanan çok kıymetli bir yönetim kuruluyla birlikte çalıştım. Bir yıl boyunca ömründen ömür veren, stresi ve sıkıntıyı sessizce üstlenip dışarıya yansıtmayan yönetici arkadaşlarıma sonsuz şükranlarımı sunuyorum. Eğer bir başarı yakaladıysak, en büyük emek kuşkusuz ki yönetim kurulumuzundur.

2024-2025 sezonunda yapılan her iyi işin altında yönetim kurulumuzun imzası vardır. Yapılan tüm doğru işler onların eseridir; varsa hatalarımız, onların sorumluluğu tamamen bana aittir. Buradan tekrar tüm yönetim kurulu arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Bu işi hep birlikte başardık. Yanımda olup, yükü benimle omuzlayan hepinize şükranlarımı sunuyorum. İyi ki varsınız. Sizlerle gurur duyuyorum. Bütün şehir de sizinle gurur duymalı.

Tabii ki biz olmanın olmazsa olmazı, şehrin hem maddi hem manevi olarak taşın altına elini koymasıydı. Bu noktada ne mutlu ki güzel bir başlangıç yaptık. Sayın Valimiz Hüseyin Aksoy’un koşulsuz destekleri, Büyükşehir Belediye Başkanımız Ayşe Ünlüce, Odunpazarı Belediye Başkanımız Kazım Kurt ve Tepebaşı Belediye Başkanımız Ahmet Ataç’ın destek sözleriyle başlayan bu süreçte, milletvekilimiz Nebi Hatipoğlu, AK Parti İl Başkanı Gürhan Albayrak ve Gençlik Spor İl Müdürümüz Hasan Kalın da bizlere eşlik etti.

Ancak bazı isimleri, hem şahsım hem de yönetim kurulum adına ayrı bir yere koymak isterim. Kulübümüzün tüm deplasman masraflarını üstlenerek maddi ve lojistik desteğini esirgemeyen Büyükşehir Belediye Başkanımız Ayşe Ünlüce’ye teşekkür ediyorum. Zamanında “asla olmaz” denilen şeyleri başardık. Ne zaman yanına gitsek, ne istesek hayır demedi. Eskişehirspor sevgisini her sene olduğu gibi bu yıl da gösterdi. Bu başarının en büyük paydaşlarından biri de Odunpazarı Belediye Başkanımız Kazım Kurt’tur. Kendisine sonsuz teşekkür ediyorum.

Maddi-manevi desteğini ve ağabeyliğini bizden hiç esirgemeyen, özellikle son maçlarda hep yanımızda olan milletvekilimiz Nebi Hatipoğlu’na da teşekkür ederim. Eskişehir ve Eskişehirspor sevdasını, biz gençlere olan güvenini fazlasıyla hissettiren, sadece formamızda değil gönlümüzde de yer edinen ETİ ailesine ve Sayın Firuzan Kanatlı’ya hem yönetim kurulumuz, hem şehrimiz hem de taraftarlarımız adına sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

Ne mutlu ki bu sezonu korkulu rüya görmeden, hasreti 18 yıla çıkarmadan, yaşadığımız sıkıntıları dışarı yansıtmadan şampiyonlukla tamamladık. Yetmedi, bu şampiyonluğu bir meşale haline getirmek istedik. Eskişehirspor’un inancını tazeleyen, dosta düşmana mesaj veren büyük bir kutlama yaptık.

En büyük teşekkür ise büyük taraftarımıza. Stadyum açıldığından beri ilk kez tamamen doldu. İki kez lig seyirci rekoru kırdık. Bu hikaye Türkiye'yi aştı, dünya medyasında yer buldu. Deplasmanda, tesislerde, sahamızda taraftarımız sayesinde hiç yalnız kalmadık. Yorulduk, onlar dopingle eşlik etti. Sendeledik, kolumuza girdiler. Sayelerinde daha çok koştuk, daha çok mücadele ettik. Birlik ve beraberliğimizi güçlendirdik.

Ama her şey süt liman değildi. Bu camianın imkânlarını kişisel ayrıcalıklara dönüştürmek isteyenleri de gördük. Sustuk, duymazdan geldik. Sezon boyunca ciddi bir mesai harcadık. Zora düştüğümüzde kimseye hissettirmedik. Sözünü tutamayanlara da kızmadık, küsmedik. “Bir yol buluruz” dedik.

Bir olmak kolay değil. Özellikle gruplaşmaların yoğun olduğu Eskişehir’de sancılar yaşanacaktı. Haksız ithamlarla, hoşnutsuzluklarla mücadele ettik. İlk günden itibaren transferlerimiz, teknik ekibimiz bilinçli şekilde eleştirildi. En farklı galibiyetlerimizde bile bu takımdan şampiyon olmaz diyenleri gördük. Biz inandık, devam ettik. "Aynası iştir kişinin, lafa bakılmaz" dedik.

Zor şartlarda oynanan, saha standartlarının olmadığı, hakem kararlarının sağlıklı işlemediği, iklim farklarının yaşandığı bu ligde çok mücadele verdik. Galibiyette bile sevinemediğimiz anlar oldu.

Burası bizim genel kurul salonumuz. Kusura bakmayın, bugün biraz uzun konuştum. Sezon boyunca içimizde tuttuğumuz ne varsa dökmek istedim. Hani derler ya; “ne çektiğimi bir ben bilirim, bir de Allah bilir” diye. Gerçekten ne çektiğimizi bir Allah biliyor, bir de yönetim kurulumuz ve evdeki ailelerimiz.

Bu konuda da doluyuz. Ama hep birlik, hep beraber olmaya çalıştım. Kongrelerde, sezon boyunca hep birleştirici oldum. Bundan sonrası için de bu metni daha fazla uzatmama gerek yok sanırım.

Ne kadar yıl boyunca sitem etmemiş olsak da, bugün belki birkaç şey söylemek istedim. Ama bu konuşmayı bu şekilde devam ettirmenin de bizi bir yere götürmeyeceğini ifade edeyim.

Lütfen, özellikle bu salonda bulunanlar, eleştirilerin ne kadar ağır ve ne kadar yaralayıcı olabileceğini düşünsünler. Bölgesel Amatör Lig’de mücadele ettik. Defalarca anlattık; burası bildiğimiz ligler değil, bildiğimiz sahalar değil. Gittiğimiz hiçbir yerde oturacak sandalye yoktu. Bırakın protokol tribününü, şeref tribününü... Ayakta maç izledik biz. Eskişehirspor Kulübü’nün başkanı, yöneticileri; hepsi ayakta maç izledi. Gittiğimiz yerlerde oturacak yer bulamadık. Bundan da hiç gocunmadık. Hiç kimseye de şikayet etmedik.

Kusura bakmasınlar; bizim yerimize türlü yakıştırmalar yapan insanlar, o statlara gidip maç izleyemezler. ‘Ben kulüp başkanıyım’ deyip gidip de Eskişehirspor’un hakkını savunamazlar, maç bile izleyemezler.

Biz böyle zorlu mücadelelerden geçtik. Ama dediğim gibi, her zaman çok güçlü bir yönetim kurulu ve çok güçlü bir taraftar desteğiyle gittik. Her yeri kendi evimiz gibi gördük. Buraya gelen herkesi misafirperverlikle ağırladık. Gittiğimiz yerlerde ise bizim elimiz sıkılmadı. “Hoş geldiniz” denilmedi.

Neyse... Allah’ın izniyle yeni bir döneme gireceğiz. Eskişehirspor’un elbette borçları, önünde bekleyen dosyaları ve birçok sorunu var. Ama bu dosyalar ve sorunlar bugünden yarına oluşmuş meseleler değil. Yıllardır süregelen, kongrelerde konuşulmayan, üzeri örtülen problemlerdi bunlar. Ancak özellikle kulübün son 5-6 yılında bu sorunlar çok ciddi bağlayıcılıkları olan krizlere dönüştü.

Bu vesileyle, özellikle Süper Lig’den düştüğümüz yıldan sonra görev yapmış tüm başkanlara ve yöneticilere büyük bir alkış göndermemiz gerektiğini düşünüyorum. Çünkü gerçekten çok zor görevlerdi. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

Bu şampiyonluk onların da şampiyonluğudur. Bu kupa, kulüp tarihinde görev yapmış herkesin emeğidir. Ama özellikle son 5-6 yıldır yoklukla mücadele eden yönetimlerin kazandığı bir kupadır. Bu kupada herkesin hakkı vardır. Camiamızın da, yöneticilerimizin de, başkanlarımızın da...

Burada kulüp personeline bakıyorum. Yıllardır ne büyük çileler çektiklerini biliyorum. Genel kurul hakkında çok fazla şey söylemeyeceğim dedim ama birkaç noktaya değinmeden geçemeyeceğim. Mali genel kurullarla ve tablolarla ilgili kulübe ve camiaya çok uzak insanlar, çıkıp bu işlerin hesabını sormaya kalkıyor. “Şampiyonluk gecesinin hesabını vermediler, mali tabloları okumadılar” diye konuşuyorlar.

Camiaya o kadar yabancılar ki... Her yıl bu salonda mali genel kurul yapılıyor. Bunu söyleyenlerin hiç mi haberi yok? Ya da nasıl bir akılla bunu söylemeye cesaret ediyorlar? Kimse de çıkıp “Arkadaş, bir sus artık. Her yıl Eskişehirspor’un mali genel kurulu yapılıyor” demiyor. Bu da akıl alır gibi değil.

Dediğim gibi, bize emanet edilmiş bu parayı, kendi paramızdan daha kıymetli görerek harcadık. Orada oturuyor İhsan Alp –nerede bilmiyorum şu an–, mali işlerden sorumlu başkanımız. Her şeyi tek başına idare etti. Gökay Bey’le birlikte oturup çalıştılar. Kulüp personeline ödenecek para yoktu. İhsan Alp cebinden çıkardı, verdi o paraları.

Buradaki bütün arkadaşlarım, “Kulüp personelinin maaşlarını ödemezsek şampiyon olamayız” dediler. Biz bunun farkındaydık. Kulüpte çalışan, evine ekmek götüren insanlar, yılın on iki ayının sadece üç ayında maaş alabildiler. Şampiyonluk primi verilmedi diye “Ulaş Entok sözünü tutmadı” diyorlar. Doğru, veremedik. Bana da söz verenler sözünü tutmadı. Ne yapalım yani?

Veremedik ama “vermeyeceğiz” demiyoruz. Elimize para geçtikçe o insanlara verdiğimiz sözleri tutmak için mücadele edeceğiz. Ama bugüne kadar, şampiyonluk primi dışında, verilen her kuruşun hesabı eksiksiz verildi. O yüzden ben ve arkadaşlarım, başımızı yastığa çok rahat koyuyoruz. İçimiz huzurla dolu.

Bir kez daha yönetim kuruluma teşekkür ediyorum. Başarılıydılar. Bütün bu zorluklara rağmen.

Söylemiştim. Belki toplu bir görüşme yapamadık ama başkanlarımızla, şehrin ileri gelenleriyle yaptığımız birebir görüşmelerde, bizlere bu yola devam etmemiz için desteklerini sürdüreceklerini ifade ettiler.

Geçen sene, siyaset ve şehrin önde gelenleri bizleri bir araya getirmişti. Demek ki bu sene bu görev bizlere düşüyor. Biraz önce uzun süredir, yaklaşık bir senedir görmek istediğimiz bir tabloyu yaşadık. Tüm seçilmişleri burada, kupayı kaldırırken el ele görmek... Tüm sezon boyunca beklediğimiz, özlediğimiz bir manzaraydı. Nihayetinde bunu başarabildik. Belki daha önce olsaydı etkisi daha büyük olurdu, daha farklı bir atmosfer yaratırdı. Ama bugün bunu gerçekleştirebildik.

Bundan sonrası için şunu tekrar ifade etmek isterim: Biz üstlendiğimiz sorumluluğun, taşıdığımız yükün farkındayız. Bu yükü omuzlarken bizlere destek verildiği sürece, Eskişehirspor’u bir adım daha ileri taşımak, sürdürülebilir bir mali yapı kurmak ve başarıyı hedefleyen bir takım oluşturmak için elimizden geleni yapacağımıza –başta ben, Ulaş Eritok olarak ve yönetim kurulumuz adına söz veriyorum.

Bundan sonraki süreçte özellikle büyük taraftarımıza çok büyük görevler düşüyor. Şehirde o birlik ve beraberlik havasını yeniden yaşatabilmek için onların desteğine ihtiyacımız var. Siz kongre üyelerinin desteğine de aynı şekilde ihtiyacımız var.

Sadece ve sadece Eskişehirspor’un geleceğine dair iyi bir senaryo yazabilmek için bu göreve bugün talip olduğumuzu açıkça ifade ediyorum. Ve sizlerden bu yolda desteklerinizi bekliyorum.

Önümüzdeki haftadan itibaren çok hızlı bir şekilde çalışmalara başlayacağız. Kombinelerimizi, localarımızı ve LED ekran reklam satışlarımızı devreye sokarak, ona göre bir planlama yapacağız. Eskişehirspor’un tüm bileşenleriyle birlikte nasıl bir sezon geçireceğimizi hep birlikte belirleyeceğiz.

Hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bize güvendiğiniz için hepinize çok teşekkür ediyorum. Eğer başınızı ağrıttıysam, sürçülisan ettiysem affola. Herkese saygılarımı sunuyorum. Teşekkür ederim."