ES TV'de yayınlanan 90+3 programında konuşan Eskişehirspor Kulüp Başkanı Ulaş Entok şu ifadeleri kullandı;
"Hoca tercihinde tabii ki geçen senenin başına dönmek lazım. Ergun Ortakcı hocayı ben bir sene önce, önceki yönetim döneminde de tanıyordum. Ergun Ortakcı ile o zaman da görüşmüştük, yemek yemiştik. O dönemde tercih edilmemişti. Geçen sene sezon başında yine Ergun hocayla görüştüm. Birkaç hocayla daha temasımız oldu, sonunda Ergun hocayla anlaştık. Çok fazla eleştiri geldi. Ama ben her zaman söylüyorum, eleştiriler doğruyu bulmamız için önemli. Hep birlikte doğru yerden, doğru açıdan baktığımızda eleştiriler bize yön gösterir. Onlara kulak vermek lazım. Fakat şöyle bir şey var… Camia olarak en son sevdiğimiz hoca kimdi? En son hangi hocamızı gerçekten benimsedik?
Yani sevmek, sevmemek meselesi değil. Hepsine saygımız var. Ama genel olarak hiçbirinden tam anlamıyla memnun kalmadık. Ergün Hoca göreve geldiğinde “En azından İbrahim Baş Hoca’nın bir oyun planı vardı” diyorduk. Basında da böyle konuşuluyordu. Sonra “Ergun Hoca’nın oynattığı futbolla şampiyon olunmaz” denildi. O gitti. Bu sene yine Ergun Hoca’ya “iyi değildi” dedik ama şimdi bakıyoruz, o da fena değilmiş. Yani sürekli daha pozitif, daha iyi bir futbol arayışı içindeyiz.
Ümit Metin Yıldız Hoca’yı nasıl getirdiniz derseniz… Ergun Hoca’yla ayrılışımızın en önemli nedeni iletişim problemiydi. O gün yaptığım açıklamada da özellikle “derinleşen iletişim sorunları nedeniyle yollarımızı ayırdık” demiştim. Aramızdaki iletişim tamamen kopmuştu. Sportif anlamda da memnuniyetsizliklerimiz vardı. O yüzden daha iletişimi güçlü biriyle çalışmak istedik.
O dönemde Ümit Metin Yıldız ile telefonla görüşüyorduk. “Hocam gelin, bir görüşelim” dedik. Zaten bizi takip ediyormuş, takımı tanıyormuş. Daha önce BAL Ligi’nden tanıdığı oyuncular da vardı; Kerim Deler, Necati Önal gibi isimlerle çalışmıştı. Hatta futbolcularımıza da sordum. Genel kanaat olumluydu. Biz de iletişim yönü güçlü bir hocayla devam etmeye karar verdik. Sonrasında Ümit Metin Yıldız ile çalıştık. Bu sezon başında ise daha genç bir hocayla ilerlemek istedik.
Serdar Göçerler Eskişehirli sayılır. Uzun yıllardır burada yaşıyor. Geçen sene de devre arasında kendisiyle görüşmüştük ama o dönem Mazıdağı Fosfatspor’da görevine yeni başlamıştı. Bu sene tekrar görüştük, konuştuk, şartları değerlendirdik. O ne oynamak istiyor, biz ne bekliyoruz, hepsini masaya yatırdık. Zaten Eskişehir’in ne beklediğini hepimiz biliyoruz. İyi oyun, coşkulu oyun, iyi skor. Biz de bunları istiyoruz.
Teknik Direktör belirlerken tek bir isimle görüşmüyoruz. Geçen sene de birkaç teknik adamla görüşmüştük. Ancak bazı hocaların çekinceleri olabiliyor. Çünkü Eskişehirspor camiasının baskısı gerçekten çok büyük. Hocalarımızı seçerken, bize uygun, pozitif futbol oynatabilecek isimleri tercih ediyoruz.
Geçen sene oyun beğenilmediğinde de anlatmaya çalıştık: “Bölgesel Amatör Lig’deyiz, burada futboldan çok skora bakmamız gerekiyor. Önemli olan haneye yazılan 3 puandır” demiştik. Sezon sonunda da şampiyon olduk. Bu sene ise bambaşka bir ligdeyiz ve tamamen farklı bir talimatnameye göre oynuyoruz. Hep söylüyorum, bu lig denk güçlerin mücadelesi. Sadece 5 tane 25 yaş üstü oyuncu oynatabiliyorsunuz. Kadronun yaklaşık yüzde 75-80’i 25 yaş altı futbolculardan oluşuyor. Yani daha genç, daha dengeli bir mücadele ortamı var.
Her maçı kazanmak istiyoruz. Her karşılaşmaya “3 puan parolasıyla” çıkıyoruz, gönül ister ki her maçta rahat galibiyetler alalım. Ama bu ligde işler öyle kolay değil. Herkes birbirini yenebiliyor. Geçtiğimiz haftalarda da gördük; takımlar arasındaki güç dengesi çok yakın. Dediğim gibi, denk güçlerin mücadelesi yaşanıyor. TFF 3. Lig zaten zordu, ama şimdi daha da zorlaştı. Düşme hattındaki takımlar da, play-off’a oynamak isteyenler de büyük mücadele veriyor. Hedefsiz takım neredeyse yok. Herkesin bir amacı, bir hedefi var.”