Eskişehir Berberler, Kuaförler, Güzellik ve Dövmecilik Odası Başkanı Gürdal Sarıkaya şu açıklamaları yaptı;
“2024-2025 eğitim ve öğretim yılının sonuna yaklaştık. Meslek grubumuz olarak Eskişehir’de 4 okulumuz bulunuyor ve bu okullarda toplam 1025 öğrencimiz var. İnşallah bu dönem sonunda 131 öğrencimizi mezun olacak.
Mesleki eğitim, sadece bir iş kolunu öğrenmek değil; aynı zamanda disiplinli, üretken, ahlaklı ve etkin bir kişiliğe sahip olmak demektir. Bu nedenle mesleki eğitim yalnızca öğretimden ibaret değildir. Unutmayalım ki meslek sahibi olmak, özgürlüğün ve bağımsızlığın en güçlü anahtarlarından biridir. Bizler hem kendi hayatımızı hem de toplumun refahını şekillendirecek bireyleriz.
Mesleğimiz her zaman ön plandadır ve insanlarla birebir temas hâlinde olduğumuz bir alandır. Şimdi okullar kapanıyor. Ailelerde, “Çocuklarımız yazın ne yapacak?” telaşı başladı. Son üç yılda mesleğimize yönelik taleplerde bir artış söz konusu. Bu noktada, değerli velilerimize erkek berberliği, bayan kuaförlüğü ve güzellik uzmanlığı gibi meslek dallarını tavsiye edebiliriz.
Ancak şunu özellikle rica ediyoruz: Değerli velilerimiz, çocuklarınızı sadece dükkânlara getirip bırakmakla yetinmeyin. Haftada bir, on günde bir ya da en geç ayda bir kez ustalarla fikir alışverişi yaparak çocuklarınızın durumunu mutlaka sorun. Çünkü genellikle çocuklar bırakılıyor ve kendi hâllerine kalıyorlar. Daha esnek ve rahat bir ortamda olmaları, gelişimlerini olumsuz etkileyebilir. Eğer çocuklarımızın daha iyi gelişmesini istiyorsak, onların eğitim sürecinde aktif rol almalıyız. Çalıştıkları yerlerde ustalarla irtibatta olup fikir alışverişinde bulunalım.
Çocuklarımız bizim geleceğimizdir. Biz meslek odası olarak öğrencilerimize çok önem veriyoruz. Onlar bizim mesleğimizin yarınıdır. Gençlere sahip çıkmak da odamızın asli görevlerinden biridir.
İnşallah bu dönem mezun olan tüm arkadaşlarımızın hayali, mesleğe başladıkları ilk günden bu yana bir dükkân açmaktı. Bu hayallerini gerçekleştirdiler. Eskişehir’e büyük değer katacaklarına inanıyorum. Mesleğimizle gurur duyuyorum. Mezun arkadaşlarımıza ve emeği geçen öğretmenlerimize, müdürlerimize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Okullar üç ay tatil yapıyor. Peki, üç ayda eleman yetişir mi? Elbette yetişmez. Üç ayda bir sanatkâr yetiştirmek mümkün değil. Yaz döneminde gelen öğrencilerimiz, mesleği sevdiklerinde okulu bırakıp mesleğe tamamen adapte olabiliyorlar. Bu yolla çok sayıda ustamız yetişti. Ancak üç ayda meslek öğrenmek oldukça zor.
Çocuklarımız 14, 15, 16 ve 17 yaşlarında. Değerli veliler, lütfen bu yaştaki çocuklardan para beklemeyin. Eğer çocuklarımız bu yaşta paranın değerini öğrenmeye çalışırsa, ne meslek öğrenebilirler ne de okul okuyabilirler. Öğrencinin görevi okumaktır, ailenin görevi ise onu okutmak.
Evet, bazen veliler geliyor, çırağa “Ne kadar vereceksin?” diyor. Bizim çıraklık dönemimizde haftalık ücret diye bir şey yoktu. Bugün çoğu meslek grubunda haftalık ücret veriliyor ama bu, çocukları teşvik amacıyla yapılıyor; geçim sağlamak için değil.
Tekrar rica ediyorum: Çocuklarımızı para kazanmak için değil, meslek öğrenmeleri için bu yola yönlendirelim. Onlara paranın değil, değerlerin kıymetini öğretelim ki büyüdüklerinde her şeyin değerini sadece parayla ölçmesinler. Para ikinci plandadır; hizmet ise ön planda olmalıdır.
Veliler “Ben yapamadım, çocuğum yapsın”, “Ben giymedim, çocuğum giysin” anlayışında. Bu, en büyük hatalardan biri. Biz kolay şartlarda yetişmedik. Zorluklarla büyüdük. Çünkü hayat zorluklara karşı dirençli olmayı gerektirir. Bazı aileler, “Benim çocuğuma bağırdılar, işten alıyorum” diyebiliyor. Ancak disiplin ve ciddiyet olmadan ne meslek öğretilebilir ne de eğitim verilebilir. Veliler, çocukların evde kalmasına çok fazla müsaade etmiyorlar ama dışarıda da rahat bir ortamda çalışmalarını istiyorlar. Oysa hiçbir meslek kolay öğretilmez. Hiçbir iş doğrudan sevgiyle başlamaz. Ortamı güzel hâle getirmek çocuğun kendisine bağlıdır.
Bugün bakıldığında meslek gruplarına ciddi bir yönelim var. Sanatkârlar güzel kazançlar elde ediyor, sanatın kıymeti biliniyor. Ancak bu değerin farkında olmak şart.
Bir başka konu da kira fiyatları. Bugün birçok berber ve kuaför, yüksek kiralar nedeniyle merkezden ara sokaklara taşınıyor. Örneğin Şirintepe gibi mahallelerde 3 ayrı dükkâna kira veriliyor. Bunun sebebi, merkezi yerlerde kiraların çok yüksek olması.
Bu, son iki yıldır bizim kanayan yaramız. Ne yazık ki bu yaraya merhem olmak yerine dükkân sahipleri tuz basıyor. Bir esnafın yerini değiştirmesi, mutlaka müşteri kaybına yol açar. Müşteriye güven veren şey, esnafın uzun süre aynı yerde hizmet vermesidir.
Devletimiz bu konuda mahkeme yolunu açıyor ama bizler ekmeğimizi kazandığımız yerlerde dükkân sahipleriyle mahkemelik olmak istemiyoruz. Mahkemeyi kazanabilirsiniz ama bir sonraki kira artışında dükkân sahibi sizi yeniden zor durumda bırakabilir. Bu nedenle bu sorunun çözümü yasal değil, vicdanidir. Dükkân sahiplerini vicdana davet ediyorum.
Biz el emeğiyle geçinen bir grubuz, ticaret yapmıyoruz. Ürün satmıyoruz. Bu şartlarda dükkân değiştirmek zorunda kalan meslektaşlarımıza sabır diliyorum. Çünkü değişiklik sonrası mutlaka kazançta düşüş yaşanıyor. Bu sorunu henüz çözebilmiş değiliz.
2023 yılında okullarımız, mesleğe en çok özendiren oda olarak bizi seçti. 2022’de göreve geldiğimizde 1420 üyemiz vardı. Bugün 1800 üyeye ulaştık. Yani meslek grubumuza olan talep her geçen gün artıyor.”