HASAN DEMİR - NADİR TOPRAK ELEMENTLERİ
Zafer Partisi Eskişehir İl Başkanı Hasan Demir şu ifadeleri kullandı;
"Malumunuz, son dönemde önem arz eden nadir toprak elementleri konusu gündemdedir. Bu konu üzerine çeşitli açıklamalar yaptık ve uzman arkadaşlarımızla, maden mühendislerine bir rapor hazırlattık. Bu raporlar genel merkezimize peyderpey gönderildi. Sizinle de bu raporun birkaç önemli kısmını paylaşmak istiyorum.
Eskişehir ilimizin Beylikova ilçesinde bulunan nadir toprak elementleri rezervleri ilk kez 1970 yılında keşfedilmiştir. Yani yaklaşık 55 yıl önce keşfedilen bir rezerv alanından bahsediyoruz. Ancak teknolojik koşullar, bu elementlerin zaman zaman önem bakımından arka plana itilmesine yol açtığı dönemler yaşanmıştır. Bugün ise bu toprak elementleri, özellikle mıknatıs üretimi açısından büyük önem taşıdığı için ciddi şekilde ele alınması gereken bir konu haline gelmiştir.
Nadir toprak elementleri, toplam 17 bin 600 dönümlük maden alanına ait işletmede, 2011–2017 yılları arasında 310 lokasyonda 125 bin metre sondaj yapılarak, 60 bin numune alınmış ve 694 milyon ton rezerve ulaşılmış bir bölgeyi ifade etmektedir. Beylikova açısından bu durum oldukça önemlidir. Dünyada rezerv büyüklüğü bakımından ikinci sırada yer aldığımız artık kamuoyu tarafından da bilinmektedir. En fazla rezerve sahip birinci ülke Çin'deki maden sahasıdır; ikinci sırada ise 694 milyon tonluk rezerviyle Eskişehir’in Beylikova–Sivrihisar ilçelerini kapsayan saha yer almaktadır.
Bu rezerv alanında Enerji Bakanlığı’na bağlı Eti Maden tarafından florit ve baritin yanında lantan, seryum, praseodimyum, samaryum, gadolinyum, evropiyum ve neodimyum gibi toplam 17 nadir toprak elementi tespit edilmiştir. Bu elementlerin en büyük özelliği bağlama kapasiteleridir. Yani bu alandaki minerallerin, madenlerin ayrıştırılması ve işlenmesi süreçlerinde önemli bir kolaylık sağlamaktadırlar. Bu bağlama kapasitesine sahip madenler bölgede oldukça yoğundur.
Bu elementler yüksek verimli mıknatısların üretiminde kullanılmaktadır. Bu mıknatıslar; savunma ve havacılık sanayisi başta olmak üzere rüzgâr türbinleri, elektrikli araçlar, pil sistemleri, petrokimya sanayi, seramik üretimi ve tıbbi görüntüleme sistemleri gibi birçok kritik alanda kullanılmaktadır.
Türk milletinin ve bizlerin kaygısı ise bu madenlerin yalnızca hammadde olarak ihraç edilmemesi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ilerleyen nesilleri için teknolojik olarak işlenmesi ve katma değerli ürünlere dönüştürülmesidir. Cumhurbaşkanımızın Amerika ziyareti sonrasında gündeme gelen, ABD Başkanı’nın bu alandaki taleplerine yönelik gelişmelerin Türk milleti adına olumlu sonuçlanması için kamuoyu oluşturmak bizlerin görevidir. Bu doğrultuda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bahsettiğim raporun özetini genel merkezimize gerekli birimlere göndermiş bulunuyoruz."