Her sabah kahvaltıya otururken tabakta buharı tüten patates kızartmasını görmek birçok kişi için günün en keyifli anlarından biri oluyor. Kokusu masayı dolduruyor, çıtır dokusu iştah açıyor. Ancak uzmanlar, bu alışkanlığın uzun vadede düşündüğümüz kadar masum olmayabileceğine dikkat çekiyor. Sıcak ve anlaşılır bir dille yapılan uyarılarda, sabah öğününde kızartmayı sürekli tercih edenlerin vücudu fark etmeden zorladığı anlatılıyor.
Beslenme uzmanı Ayla Tan, patates kızartmasının günün ilk öğününde sık tüketilmesinin vücudu yavaşça yorabileceğini söylüyor. Tan, kızartmanın hazırlandığı yüksek ısının, sabahları ihtiyaç duyulan hafifliği bozduğunu belirtiyor. Ona göre kızartma tabağa konduğunda yalnızca iştahı kabartmıyor, aynı zamanda güne ağır bir başlangıç yapılmasına yol açıyor. Tan, “Sabah saatlerinde vücudun daha sakin bir enerjiye ihtiyacı var. Kızartma bunu gölgeleyebilir ve kişiyi gün içinde daha çabuk yorabilir” diyerek okuyuculara sade bir uyarı sunuyor.
Diyetisyen Kerem Yurt da benzer görüşte. Yurt, patatesin kendisinin sorun olmadığını, fakat kızartma yöntemiyle birleştiğinde sabah saatlerinde sindirim sistemine fazladan yük bindiğini anlatıyor. Bu durumun bazı kişilerde gün boyu devam eden ağırlık hissine yol açtığını söylüyor. Ayrıca bu alışkanlığın düzenli hâle gelmesinin, ilerleyen dönemde vücudun rutinini bozabileceğini ekliyor. Yurt, “Kahvaltıda kızartmayı seviyoruz, bu çok doğal. Fakat her gün olunca beden sessizce tepki göstermeye başlıyor” sözleriyle okura yakın bir dil kullanıyor.
Uzmanların ortak görüşü, patates kızartmasının ara sıra yenebileceği fakat her sabah aynı tabağın hazırlanmasının vücuda gereksiz bir yük getireceği yönünde. Kahvaltıda daha hafif yiyeceklerin tercih edilmesi, günün geri kalanında daha dengeli bir enerji sunuyor. Bu nedenle uzmanlar, alışkanlıklarını gözden geçirmek isteyenlere küçük değişikliklerin bile rahatlatıcı olabileceğini belirtiyor.