Demiryol-İş Sendikası Eskişehir Şube Başkanı Hüseyin Çakmak şu ifadeleri kullandı;

“Türk Ağır Sanayii & Hizmet Sektörü Kamu İşverenler Sendikası'nın 2025 yılı için %16 + %8, 2026 yılı için ise %7 + %5 oranında zam teklifini, kamu işçisinin aklıyla ve onuruyla alay eden bir dayatma olarak görüyoruz. Bu rakamlar, bırakın refahı, çalışanı açlığa mahkûm eden bir sefalet politikasının ürünüdür. Hayatın her alanında katlanan maliyetler karşısında bu teklifin adı açıkça yoksullukta ısrardır. TÜİK’in bile gizleyemediği veriler ortadayken, %35’i aşan gıda enflasyonu karşısında bu teklif bir skandaldır. Kamu emekçisine, “bu maaşla yaşa” demek, “yoksulluğa razı ol” demektir.

Bu sözleşme, demiryolları başta olmak üzere, karayolları, enerji gibi ülkenin belkemiğini oluşturan 600 bin kamu emekçisini ilgilendiriyor. Bu emekçiler gece gündüz üretimi omuzlarken, TÜHİS’in önerdiği zam, bırakın hakkı teslim etmeyi, bir sadaka dahi değildir. Türk-İş’in Nisan 2025 raporuna göre, dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 24.035 TL’ye dayanmışken, kamu işçisine bu sefalet teklifini önermek, düpedüz açlık dayatmasıdır.

Ücretlerin erimesi sadece cebimizi değil, kamu hizmetinin sürdürülebilirliğini de tehdit etmektedir. Bugün, 15 yıllık bir kamu işçisi maaşıyla kirasını ödeyip mutfağını dolduramaz hale gelmiştir. Bu utanç verici tabloyu görmezden gelmek, bu ülkenin emekçisine yapılan en büyük haksızlıktır. Nitelikli gençler artık kamu kurumlarına adım atmak istememekte; yeni alınan işçilerin önemli bir kısmı düşük maaşlar nedeniyle işbaşı yapmamaktadır. Bu düzen sürdürülemez. Çünkü bu düzen, emeği yok sayan, çalışanın alın terini değersizleştiren bir anlayış üzerine kuruludur.

Biz bu teklifi sadece reddetmiyoruz. Bu teklifi kamu işçisine yöneltilmiş bir hakaret, bir küçümseme olarak görüyoruz. Ekonomik krizin faturasını çalışanlara kesmeye çalışan bu yaklaşım ne akılla ne vicdanla açıklanabilir. Kamu işçisinin bu kadar açık bir şekilde yok sayılmasına sessiz kalınması beklenemez.

Bu teklif geri çekilmeli, enflasyonun üzerinde, insan onuruna yakışır bir artış derhal masaya getirilmelidir. Aksi takdirde bu teklif, sadece ekonomik değil, toplumsal bir çürümenin de sembolü olarak kalacaktır. Biz bu teklifi asla unutmayacağız.”