ES TV'de konuşan Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt şu ifadeleri kullandı;

"Ben bir kere Türkiye'nin ekonomik anlamda da, siyasi anlamda da tam bağımsız bir Türkiye olmasından yanayım. Yıllarca Amerika'nın emperyalizmine karşı itiraz ettik, mücadele ettik, sesimizi çıkarmaya çalıştık. Amerika'ya hiç güvenmiyorum. Dolayısıyla her konuda, her ortamda kendi çıkarına bir sonuç elde edecektir, etmek ister. Ben nükleer iş birliği anlaşması imzalandı dediği zaman, "Eyvah, Beylikova gitti" dedim. Çünkü o işin sizin dediğiniz kadar ayrıntısını bilmiyordum ama bu işin içinde bunun da eriyebileceğini bir cümleyle halledebileceklerini düşündüm. İnşallah haklı çıkmam.

Ama ben bu Donald Trump'ın, Sayın Cumhurbaşkanının sandalyesini/koltuğunu çekmesi, ona "çok iyi adam, ben ne dersem çok iyi yapıyor" filan demesinin altında bu işlerin yattığını düşünüyorum. İyi tüccar iyi müşteriye iyi muamele eder. Sayın Trump da bizim Cumhurbaşkanımızın koltuğunu çekti, masasına getirdi. Ona "iyi adam" dedi, bürokratlara "iyi çocuklar bunlar, çalışkan, akıllıya benziyorlar" gibi iltifatlar yaptı. Bu aynı böyle uyanık tüccarların hareketine benziyor. İnşallah bir şey olmaz ama şuna kesin adım gibi eminim, inanıyorum, bütün ömrümün mücadelesi bununla geçti: Biz iktidar olduğumuzda bu işi yaptırmayız.

Bu elementler kaç yüzyıldır orada duruyor. Eksiliyor mu? Eksilmiyor. Bekle, teknolojini geliştir, bu işi kendin kullanacak hâle gel. Ya da bu iş şimdi Çin'le Amerika'nın savaşı ise sen buradan en kârlı biçimde çıkacak bir alışveriş yap. Ama biz Halk Bankası'nın tartışmalarını kapatalım, efendim, iktidarı kolaylaştıralım, meşruiyetimizi artıralım, "Beylikova ne olursa olsun." derseniz, o zaman bu iş olmaz. Olmaz. Yani biz, bu madenin en az zararla, en iyi verimli şekilde işletilebileceği bir teknolojiyi yaratabiliriz, yaratmalıyız. Amerikalılardan ne yiyeceksin ki? Amerika, Çin, Rusya'da bu teknoloji var.

Ben şöyle tercih ederim, hammadde ihraç eden duruma gelmeyelim şeklinde. Ben şöyle tercihte bulunurum, bol gibi. Bakın, 250 tane Boeing bilmem kaç, F-35, efendim bilmem F-36, F-16 alıp yüz milyarlarca doları Amerika'ya vereceğime, bu işe harcarım. Boeing'leri sanki biz ertesi günü getirdiler mi? Ya da F-35'leri ertesi günü getiriyorlar mı? Size diyorlar ki: "Biz yaparız, üretiriz, getiririz. Sen parayı ver." Ben parayı vereceksem o zaman ben bu işe harcarım. Ben bu işe harcarım, parayı bak o zaman F-35'leri parasız verir Trump. Yani devlet yönetmek öyle işte diyor ya bilmem nereden marketten süt almaya benzemez."