SOL Parti Eskişehir İl Sözcüsü Mert Yedek şu ifadeleri kullandı;
"Gerici rejimi yeneceğiz, bu karanlığı göndereceğiz. Yürüyüşlerimiz Türkiye'nin her yerinde devam ediyor. Bugün de burada, Eskişehir topraklarının Beyaz Saray koridorlarında pazarlanmasına karşı sokaklardayız, meydanlardayız. Trump görüşmesi sonrasında sizi Trump da kurtaramaz. Gerici rejimi yeneceğiz, onu devirip değiştireceğimizi söylemek için buradayız.
Bugün burada havamıza, suyumuza, toprağımıza, memleketimize sahip çıkan onurlu insanlar olarak yürüdük. Eskişehir’in bir avuç sermayedara peşkeş çekilmemesi için uzun süredir yürüyüşlere devam ediyoruz.
Bugün Alpu Ovası'nda Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) sürecinin olumlu kararı alındı. Uzun bir süredir, bu ÇED olumlu kararına karşı sokaklardaydık. Daha önce, Eskişehir'in maden çöplüğü olmaması için Kaymaz'a taşınacak cevherler için de sokaklardaydık. Daha sonra Sarıcakaya'da verdiğimiz mücadele ile projeyi iptal ettirmiştik. Ancak yargının da kullanışlı bir aparat haline gelmesiyle, Danıştay, iptal ettirdiğimiz bu projenin "ÇED gerekli değildir" kararını iptal etme kararından geri döndü.
Biz burada, Eskişehir'in topraklarına sahip çıkmak için uzun süredir yürüyüşlerimize devam ediyoruz. Ancak Erdoğan-Trump görüşmesi sonrasında, Bakanlığın Beylikova'daki açıklamasıyla, 694 milyon ton rezervin Eskişehir topraklarından Beyaz Saray koridorlarında pazarlanması gerçeğiyle karşı karşıya kaldık.
Şimdi bizim buna bir itirazımız var. Burada, Eskişehir halkı ile hiçbir şekilde şeffaf bilgi paylaşımı yapılmadan, halkın görüşleri dahi alınmadan, katılımı sağlanmadan ve bir ÇED süreci dahi işletilmeden Eskişehir topraklarının Beyaz Saray koridorlarında pazarlanma sürecine şahit oluyoruz. Ne için? Siyasi ikballeri için. Ne için? Siyasi ömürlerini uzatmak için.
Ülkemizin bu emperyalist politikalarla bir avuç sermayedara ve küresel sermayeye peşkeş çekilmesine, bu talana karşı sokaklarda ve meydanlarda olmaya devam edeceğiz. Emperyalistlerin çok güçlü yasaları ve polisleri olsa dahi, bizim burada yurtsever bir direniş birikimimiz var. Topraktan ve üretimden gelen gücümüzü, doğa, özgürlük ve emek mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz.
Daha önce de "Zeytin Yasası" olarak bilinen Maden Yasası'yla daha ilerisinde planlı, projeli bir durum olduğunu açıklamıştık. Bu maden yasasına "talan yasası", "ölüm yasası" demiştik. Bugün bunun en büyük tezahürünü Eskişehir topraklarındaki Beylikova rezervlerinde görüyoruz.
ÇED süreçlerini bir kişinin iki dudağı arasına bırakan bu zihniyetle savaşıyor ve "biz kazanacağız" demek için yürüyüşümüzü Eskişehir'de tamamlıyoruz. Biz bugün buradaki gücümüzü; üretimden, köylülerden ve tarımdan gelen gücümüzü sahiplenmek ve göstermek için buradayız.
Eskişehir'in suyunun ne kadarının kullanılacağı, tarım arazilerimizin, orman varlıklarımızın, mera alanlarımızın ne şekilde zarar göreceği, herhangi bir sağlık veya çevresel etki değerlendirmesi yapılmadan Eskişehir halkına açıklanmadığı ve şeffaf bilgi paylaşımı sağlanmadığı halde topraklarımız Beyaz Saray koridorlarında pazarlanıyor.
Biz, bu emperyalist karanlığa karşı, gerici rejimin var olan tahakkümüne karşı; demokrasi mücadelemizle, özgürlük mücadelemizle ve anti-emperyalist mücadelemizle sermayeye peşkeş çekmeyeceğiz. Bir avuç sermayedara, tek adam rejimine ve saray rejimine topraklarımızı teslim etmeyeceğiz diyoruz. Hepinize teşekkürler arkadaşlar.