DÜNYA

Robert Redford hayatını kaybetti; Robert Redford neden öldü

Robert Redford, 89 yaşında Utah’taki evinde uykusunda yaşamını yitirdi. Efsane oyuncunun ölüm haberini sözcüsü Cindi Berger duyurdu.

Abone Ol

Sinema tarihine adını altın harflerle yazdıran Robert Redford, 89 yaşında hayata gözlerini yumdu. New York Times’ın aktardığına göre Redford, Utah’taki evinde uykusunda yaşamını yitirdi. Ölüm haberini oyuncunun sözcüsü Cindi Berger açıkladı. Berger, Redford’un 16 Eylül 2025 günü en sevdiği yer olan Utah Dağları’ndaki Sundance’te son nefesini verdiğini duyurdu.

Ailesi ve yakınlarının yanında olduğu bildirilen Redford’un ölümü sinema dünyasında derin bir boşluk yarattı. Berger ayrıca, Redford’un ailesinin bu zor dönemde özel hayatlarının gizliliğine saygı duyulmasını rica ettiğini belirtti.

GENÇLİK YILLARINDAN SAHNEYE

Tam adıyla Charles Robert Redford Jr., 18 Ağustos 1936’da Santa Monica, California’da dünyaya geldi. Van Huys Lisesi’nden mezun oldu. O dönemde beyzbol yıldızı Don Drysdale ile sınıf arkadaşıydı. Kendisini “kötü bir öğrenci” olarak tanımlayan Redford, spor ve sanata ilgi duyuyordu.

Los Angeles Tenis Kulübü’nde bir süre oynadı, ardından California Üniversitesi Boulder’a girdi. Ancak gelişen kötü alışkanlıkları nedeniyle hem bursunu kaybetti hem de okuldan uzaklaştırıldı. Bu dönemde Avrupa turuna çıktı; Fransa, İspanya ve İtalya’yı dolaştı. ABD’ye dönüşünde Brooklyn’de Pratt Enstitüsü’nde resim dersleri aldı. Daha sonra Amerikan Drama Sanatları Akademisi’ne katılarak oyunculuğa ilk adımlarını attı.

TİYATRODAN HOLLYWOOD’A

Redford’un oyunculuk serüveni New York’ta başladı. 1959’da Tall Story adlı Broadway yapımında sahneye çıktı. Ardından The Highest Tree’de rol aldı. Büyük çıkışını ise Neil Simon’ın yazdığı Barefoot in the Park (Parkta Çıplak Ayak) ile yaptı.

1960’lı yıllarda Naked City, Maverick, The Untouchables, Perry Mason ve Alfred Hitchcock Presents gibi birçok televizyon dizisinde rol aldı. 1960 tarihli Tall Story filmiyle de sinemaya adım attı. Jane Fonda ve Anthony Perkins ile aynı projede yer aldı.

Televizyon ve sinemadaki başarısı kısa sürede ona yeni kapılar açtı. The Voice of Charlie Pont’taki performansı sayesinde Emmy adaylığı elde etti. Ardından Butch Cassidy and the Sundance Kid, Başkanın Bütün Adamları gibi unutulmaz filmlerle sinema tarihinde efsaneler arasına girdi.