Saadet Partisi Eskişehir İl STK ve Halkla İlişkiler Başkanı Muhammed Güney, 20 Temmuz 1974’te gerçekleşen Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 51. yıl dönümü dolayısıyla açıklamalarda bulundu. Güney, harekâtın yalnızca bir askeri müdahale değil, aynı zamanda Milli Görüş’ün “şahsiyetli dış politika” anlayışının da tarihi bir örneği olduğunu ifade etti.
Güney açıklamasında, 1974’e kadar Kıbrıs Türklerine yönelik zulmün görmezden gelindiğini, ancak Milli Selamet Partisi ile Cumhuriyet Halk Partisi’nin koalisyon hükümeti döneminde bu sessizliğe son verildiğini belirtti. Harekât kararının, hiçbir tehdit ya da baskı dikkate alınmadan, “tereddütsüz” alındığını söyledi.
Muhammed Güney’in açıklamasından öne çıkan ifadeler şöyle:
“Biz iktidar ortağı olduk ve hiç tereddüt etmeden Mehmetçiğimizi adaya çıkardık. Kıbrıslı kardeşlerimizin yardımına koştuk, akan kanı durdurduk, huzuru sağladık.”
“Milli Görüş’ün dirayetiyle kazanılan bu topraklar, Cumhuriyet tarihinin Hatay’dan sonra ikinci kazanımıdır. Kıbrıs, bizim için sadece bir mesele değil, dava meselesidir.”
Güney, Kıbrıs’tan geri adım atılmasına kesinlikle karşı olduklarını vurguladı. Türkiye’nin, adadaki askerî varlığını azaltmak yerine güçlendirmesi gerektiğini söyledi:
“Aksi takdirde Avrupa’ya vizesiz gitmek isteyenler, yarın Lefkoşa’ya vizeyle gitmek zorunda kalabilir. Bu hesap millet vicdanında da tarihte de verilemez.”
Kıbrıs davasına yönelik yaklaşımı, partilerinin temel siyasi ilkelerinin bir yansıması olarak tanımlayan Güney, “Bir santim dahi geri adım atılmayacaktır” diyerek konuşmasını sürdürdü.
20 Temmuz’un sadece Kıbrıs Barış Harekâtı’nın değil, aynı zamanda Saadet Partisi’nin kuruluş yıl dönümü olduğunu da hatırlatan Güney, partilerinin 24 yıldır “önce ahlâk ve maneviyat” şiarıyla yoluna devam ettiğini belirtti.
“Partilerimiz kapatıldı, cezaevlerinde yatıldı, yasaklarla mücadele ettik ama biz tertemiz gömleğimizi asla çıkarmadık” diyen Güney, Erbakan’ın açtığı yolda yeni nesil siyaset anlayışıyla devam ettiklerini ifade etti.
Güney ayrıca merhum lider Necmettin Erbakan’ı, eşi Nermin Erbakan’ı, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’i, harekâta katılan tüm asker ve mücahitleri rahmetle andı. Açıklamasında Saadet Partisi’nin bugünkü mücadelesinin sadece iç politika değil, başta Filistin ve İslam coğrafyaları olmak üzere tüm mazlum halkların yanında duran bir duruş olduğunu vurguladı.
Kapanışta ise, Saadet Partisi’nin kamu kaynaklarını gözeten, yolsuzlukla mücadele eden, kalkınmaya dayalı ve adil bir yönetim modeli için var olduğunu belirtti. Türkiye’nin dört bir yanında “Yeni Bir Dünya” kurma hedefiyle çalışmalarını sürdüreceklerini söyledi.