Tarım Orkam-Sen Genel Başkanı Serap Baysal şu ifadeleri kullandı;
“Maalesef, yitirilen 10 canımız hepimizin yüreklerini dağladı. Sadece on gencimizi kaybetmedik. Ormanda yaşayan birçok canlıyı, topraktaki dengeyi, her şeyimizi yitirdik. Son altı ayda 1.370 tane orman yangını olmuş. Bu veriler de Orman Genel Müdürlüğü’nün kendi resmi sayfasında yer alıyor.
Şuradan şunu sormak istiyoruz aslında: Altı ayda 1.370 tane orman yangını olduğu halde neden hâlâ hiçbir tedbir alınamıyor? Neden söndürme uçaklarımız yetersiz? Ve bugün, iki tane söndürme uçağı arızalıydı. Neden bir ay önce işe başlayan bir orman emekçisini orman yangınına gönderiyoruz? Liyakatsiz kişilerin yapacağı iş, eğitimsiz ve tecrübesiz emekçileri sahaya sürmektir.
Aslında bu tam da bir sınıf mücadelesidir. Bizim bunları birbirimize anlatmamız, birbirimize dokunmamız lazım. Sokakta, parkta, okullarda bu sömürü düzenini herkese anlatmamız lazım.
Çünkü biz bugün taziye evine gittiğimizde, yine bayraklar sıvasız, yoksul evlere asılmıştı. Yine siyasetçiler çıkıp “şehit” dediler, “kahraman” dediler, bir sürü insanın bam teline basacak cümleler söylediler. Belki onlar yaşasaydı, bu hayatta bu unvanları istemeyeceklerdi. Sadece yaşamak isteyeceklerdi. Onurlu bir yaşam… Belki çevrelerine, etraflarına yararlı bir vatandaş olmak isteyeceklerdi.
Tarım Bakanlığı’nın ya da iktidarın birçok talihsizliğini saymakla bitmez elbette. Ama halklar olarak şunu istiyoruz: En azından bir yetkilinin çıkıp sorumluluğu üstlenmesini ve kamuoyunu tam anlamıyla aydınlatmasını istiyoruz.
Ormanlara girişler neden serbest bırakıldı? Meteorolojinin uyarılarına rağmen, son iki haftadır çok sıcak havalar, fön dalgası gibi etkiler bekleniyordu. Bunu en basit ilkokul öğrencisi bile bilir: Bu havalarda orman yangını çıkabilir. Buna rağmen hiçbir ormana giriş yasağı alınmadığını biliyoruz.
Ormana giren insan sayısının denetimsizlikten kaynaklandığını ve çıkan orman yangınlarının %80’inin insan kaynaklı olduğunu biliyoruz. Ya ağaç kesme, ya maden arama, ya piknik yapma ya da kendilerine rant devşirecek bir sebepten dolayı ormana giriyorlar.
Bunların artık son bulmasını istiyoruz. Bir daha hiç kimsenin evladı üzerinden “şehit”, “kahraman” gibi söylemler yapılmamasını, Türkiye’deki emek mücadelesi veren tüm kesimler arasındaki bu uçurumun kapanmasını istiyoruz.
Sömürülen halk, katledilen, kaderine terk edilen yine halktır. Artık bunların geride bırakılmasını; eşit, özgür ve adil bir düzende yaşama talebimizi buradan tekrar dile getiriyoruz.”