ESKİŞEHİR HABER

Serdar Ulucan: "Türk milletinin aklıyla kimse alay etmesin"

Serdar Ulucan, “Terörsüz Türkiye” söylemleri eşliğinde kurulan komisyona tepki gösterdi ve 3 Ağustos’ta Bursa mitingiyle süreci başlatacaklarını açıkladı.

Abone Ol

İYİ Parti Eskişehir İl Başkanı Serdar Ulucan şu ifadeleri kullandı;

"Yaklaşık bir yıl önce Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı’nın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, gazi meclisimizde yaptığı açıklamanın ardından, kamuoyunun nabzı tutulmuş, terörist başının da içinde bulunduğu, adı “Terörsüz Türkiye” olarak anılan ancak içeriği belirsiz bir yapının görüşmelerine dair hareketli günler başlamıştır. Geldiğimiz noktada, Meclis Başkanı tarafından siyasi partilere bir komisyon kurulması yönünde çağrı yapılmıştır. Bu komisyonun kurulmasının temelinde de İmralı canisinin çağrısı yatmaktadır. Göstermelik silah bırakma açıklamaları sonrası, onların siyasi uzantısı olan DEM Parti’nin diğer partilerle görüşmeleri kapsamında şekillenen bir sürecin içine girilmiştir.

İYİ Parti olarak, Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu’nun öncülüğünde, iç tüzüğü belli olmayan, amacı ve işleyişi netleşmemiş bir yapının içinde yer almayacağımızı, bugüne kadar da terörle ilişkili hiçbir yapıyla yan yana gelmediğimizi kamuoyuna deklare ettik. Genel merkezdeki kurmaylarımızın yaptığı istişareler doğrultusunda, Allah nasip ederse, 3 Ağustos Pazar günü Bursa’da bir bölge mitingi düzenleyeceğiz. Bu mitingin amacı, “Terörsüz Türkiye” hedefi doğrultusunda ülkemizi bölmeye yönelik planların halkla paylaşılmasıdır. Eskişehir’den de arkadaşlarımız bu mitingde yerlerini alacak. Diğer illerde de benzer bölge mitingleri sürecek.

Geçtiğimiz hafta Perşembe günü, Genel Başkanımız Diyarbakır’da 23 il başkanımızın ve bölgedeki alt il başkanlarının katıldığı genişletilmiş bir istişare toplantısı gerçekleştirdi. Diyarbakır’da esnaf, baro, odalar ve borsalar ziyaret edilerek bu süreçle ilgili vatandaşlara bilgilendirme yapıldı. Şimdi Marmara Bölgesi kapsamında Bursa mitingiyle devam edeceğiz. Eylül–Ekim aylarında Eskişehir’de benzer bir toplantının yapılması için genel merkezimize talebimizi ilettik. Tarih netleştiğinde Eskişehirli hemşehrilerimizle bu durumu paylaşacağız.

Bunlara değinirken şunu da vurgulamak istiyorum: Terörle mücadele sürerken, ülkemiz aynı zamanda ciddi bir “orman terörü”yle karşı karşıya. Bilinçli sabotaj niteliğinde yangınlarla içimiz yanıyor. Daha üç gün önce, Perşembe günü 10 vatan evladımızı şehit verdik. Dün Bursa’daki yangında bir orman işçimizin kalp krizi sonucu vefat ettiğini öğrendik. Karabük, Uşak, Bilecik, Sakarya, Diyarbakır, Urfa ve Antalya Aksu’da yangınlar çıktı. Ormanlarımız, ciğerlerimiz yanıyor.

Bu tablo, tek adam rejiminin ülkeyi getirdiği eksikliği gözler önüne seriyor. Liyakatsizlik artık dayanılmaz boyutlara ulaştı. Bugün orman yangınlarıyla mücadelede emek veren orman işçileri, gönüllüler, çiftçiler, köylüler traktörleri ve su tankerleriyle canla başla çalışıyor. Ancak Tarım Bakanı’nın mesleği bile bu alana uygun değil. Dört Tarım Bakan Yardımcısından biri veteriner, diğer üçü ise tarım ve ormancılıkla ilgisiz alanlardan gelmiş. Bu kadrolar, liyakat değil, sadakat esas alınarak atanıyor. Diğer bakanlıklarda da benzer durumlar var. Siyasette “fahri konsolosluk” unvanı altında yürütülen ilişkiler, bu işlerin ciddiyetini sorgulatır hale geldi.

Biz bunları cenazelerimizi defnederken bile yaşıyoruz. Onlar kendi şovlarını yapadursun, milletin ciğeri cayır cayır yanıyor. Ekonomik kriz halkı zorlarken, halk tüm bunlara seyirci kalıyor gibi görünse de günü geldiğinde gereken cevabı verecektir. Gerçekten söylenecek çok söz var ama yaşadıklarımızın tarifi yok. Sözün bittiği noktadayız.

Bu liyakatsizliği, mevcut iktidarın 25 yıldır bir proje kapsamında yürüttüğü “BOP eş başkanlığı” çerçevesinde değerlendirmek gerekir. 3 Ağustos’ta Bursa’da başlayacak miting süreciyle bu konuları vatandaşlarımıza anlatmaya, onları bilinçlendirmeye ve uyandırmaya devam edeceğiz.

Kurulan komisyonun ne yapacağı, kime hizmet edeceği, yarınlarda nasıl bir sonuç doğuracağı belli değil. 1990’lı yıllardan bu yana cezaevinde olan teröristlerin birer birer serbest kaldığını görüyoruz. Bu büyük oyuna artık ‘dur’ demek zorundayız. Türk milletinin aklıyla kimse alay etmesin. Milletimiz büyüktür, kudretlidir. Biz de bu milletin sesi olmaya, göstermelik muhalefet değil, gerçek muhalefet olmaya devam edeceğiz."