TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç şu ifadeleri kullandı;
"UNDP paydaşımız olarak Neslihan Hanım'a buraya geldiği için çok teşekkür ediyoruz. TEMA Vakfı'nın yöneticileri, Büyükşehir Belediyesindeki tüm ekipler, TEMA ekipleri ve emeği geçen herkese, sivil toplum kuruluşlarına özellikle söylemek istiyorum. Çünkü sivil toplum kuruluşları da bu projede çok önemli paydaşlar olarak yanımızda yer aldı.
Aslına bakarsanız öğleden sonra detaylı bir şekilde projenin neler yapıldığını ve sonuçlarının ne olduğunu göreceğiz. Burada bizim konuşmalarımızdan sonra kısa bir sunumla proje hakkında bilgi verilecek. Çok kısaca özetlemek gerekirse burada yapılmak istenen sivil toplumun ve halkın katılımını iklim krizi kararlarına ve bu konuyla ilgili farkındalıklarını artırmaya yönelik çalışmalardı ve bunlar düzgün ve başarılı bir şekilde yapıldı.
Biz bu projeyi aslında bir başlangıç olarak görüyoruz. Çünkü bir küçük ateş yaktık ve onu bütün aşamalarını planladık. O planlanan aşamalarda halkın, toplumun ve sivil toplum kuruluşlarının tepkilerini alabildik. Bu şu andaki artış bize çok iyi sinyaller veriyor. Dolayısıyla devam ettiğimiz takdirde Eskişehir'in iklim risklerinin neler olduğunu artık biliyoruz ve bunu mahalle bazında biliyoruz.
Teknik bir çalışmayla bu yapıldı. Bu konularda sivil toplum kuruluşları, kent konseyleri, mahalle meclisleri bilgilendirildi. Ciddi panellerle çok uzmanlar Eskişehir'e getirildi, bilgiler aktarıldı. Bunları her zaman tekrar yapabiliriz; bir kere yaptık ve bir daha yapmayacağız diye bir şey yok. Bu çıkan sonuçların artık politikalarla ve uygulamalarla 3 belediyemizde uygulamaya geçmesi gerekiyor. Bunun için öneri belgesi de hazırlandı.
Sıcak Sular'da bir İklim Eylem Merkezi kurduk. Aslında orası bu projenin ve Eskişehir'in iklimle ilgisinin bir feneri olarak orada duracak. Bundan sonraki yıllarda o İklim Merkezi üzerinden aktivitelerle şehri bir katılım merkezi haline getirip sorunları birlikte nasıl göğüsleyeceğiz, neler yapacağız ve bunlar mahallelerde, evlerde nasıl yayılacak; bunları belirleyeceğiz.
Eskişehir'in ciddi riskleri var ve Eskişehir toplumu da bu işin gayet farkındadır. İklim değişikliğinin varlığını ülke bazında genel olarak ne kadar kabul ediyor diye baktığımızda oran %93 olarak görülmektedir. Fakat Eskişehir açısından ne kadar farkında diye baktığımızda oran %76 çıkmaktadır. %76 da çok ciddi bir rakamdır; yani Eskişehir'in %76'sı Eskişehir'in iklim risklerini önemli görüyor.
Yerel iklim çalışmalarında yer almak isteyen ne kadar vatandaşımız var diye baktığımızda bu oran %44 olarak karşımıza çıkıyor. Peki daha önce ne kadar katılım sağlandı diye sorduğumuzda ise %12 oranı çıkıyor. Bizim bu %12 oranını hep beraber yükseltmemiz gerekiyor. Onun için de kent konseylerini, mahalle meclislerini, belde evlerini yani belediyelerin elinde olan bütün imkanları kullanarak bu sorunu her tarafa yaymamız lazım.
Analizleri arkadaşlar anlatacaklar. Eskişehir'in bütün bölgelerinde ilk defa bu kadar dar alan dikkate alınarak çok ciddi bir analiz yapıldı. Kuraklık riski en önemli başlıklardan bir tanesidir. İyi senaryoda İnönü hattı ve Sarıcakaya-Mihalgazi çevresi dikkat çekiyor. Orta senaryoda yayılım uzun süre artmakta ve kötü senaryoda ise bütün ili kapsamaktadır.
Aşırı sıcaklık riskinde yine karşımıza Mahmudiye, Çifteler ve Sarıcakaya çıkıyor. Daha da kötü olursa Sivrihisar, Günyüzü, Doğu hattı ile Alpu-Beylikova'da görüyoruz. Özellikle dikkatinizi çekiyorum; bu alanlar şu anda Eskişehir 4. grup metalik madencilik risklerini barındırdığı ve orada harekete geçtiği yerlerdir. Sivrihisar zaten şu anda risk altına girmiş durumdadır ama o diğer yerlerden gelecek olan cevherlerle büyütülmeye çalışılıyor.
Dolayısıyla politika belgesi önergeleri, ne yapılacağı bellidir; belediyelerin ne yapacağı şu anda elimizde doküman olarak hazır vaziyette duruyor. Teknik eleman yetiştirilmesi lazımdı çünkü biz bu analizi bir kere yaptık ama bunun devam etmesi ve belki daha inceltilmesi lazım. Bunun için de 26 kişiye teknik eğitim verildi. Bunların büyük bir kısmı Büyükşehir Belediyesinde, 3 arkadaşımız Tepebaşı'nda, 3 arkadaşımız Odunpazarı Belediyesinde ve 1 kent konseyinden arkadaşımız bu teknik analizleri yapabilecek donanım için eğitildiler. Biz hem İklim Eğitim Merkezi'ni hem de bu arkadaşlarımızı belediyelerimize emanet ediyoruz. Bunları kaybetmememiz ve projeye devam etmemiz gerekiyor. Proje aslında 1 yıl sürdü ama bu işler için 1 yıl hiçbir şey değildir; o yüzden devam etmemiz gerekiyor."