CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer şu ifadeleri kullandı;

"İftiradır deniliyor, bu kelime kullanılıyor. Aslında bu noktada bunu söyleyenlerin yapabileceği basit bir şey var. O da Trump ile imzalanan anlaşmanın ve diğer anlaşmaların şeffaf bir şekilde kamuoyuna açıklanmasıdır. Nükleer sivil işbirliği anlaşmasının altında nasıl bir işbirliği var, bunun açıklanması gerekiyor. Trump'ın "2 dolara alacağız", "daha birçok yerden alacağız" dediği ülkeler arasında Türkiye olup olmadığını ortaya koymak gerekir.

Biliyorsunuz, 3 yıl önce belki hatırlayanlarınız olacaktır, o dönemde seçimlere 20 gün kala açıklanmıştı. "Beylikova'ya eski nadir toprak elementi merkezi kuracağız" diye. Ben şahsen, hep birlikteydik, "biz bundan mutlu oluruz, şehrimiz adına memnuniyet duyarız" demiştim. Ancak bu, "Beylikova'ya süt tesisi, et tesisi açacağız" dediniz, hepsi boş kaldı, burayı da böyle boş kalacak bir yer yapmayın" diye uyarımıştım. Meslektaşlarımız hatırlayacaktır. Sonra 3 yıl sonra ne oldu? İşte Trump ile bir toplantıda bütün yaptıkları pazarlıklar ortaya çıktı. Genel Başkanımız açıkça bunu, bu peşkeşi ortaya çıkardı. Ondan sonra bir telaş başladı. "Biz şöyle yapıyoruz, aslında biz böyle yapıyoruz" dediler.

Eskişehir Büyükşehir Belediyemizin sorumluluğunda olan ve Eskişehir halkı için yaptığı, ÇED sürecine yaptığı doğal bir itirazı, diğer tüm projelerde yapılan itirazı sanki bir engelleme gibi kamuoyunun önüne sermeye çalıştılar. Bu, kendi yaptıkları peşkeşin üstünü örtme girişimleridir.

Kanun teklifini biz veriyoruz. Nadir toprak elementlerinin yurt dışına bu şekilde cevher olarak satışının yasaklanması noktasında. Kanun teklifimizin ilk imzacısı Genel Başkanımızdır, Grup Başkan vekillerimiz arkasındadır. Bunu sadece Cumhuriyet Halk Partisi olarak vermiyoruz. Bütün meclise, tüm milletvekillerinin imzasına açıktır. AK Partili, şehrimizin 3 milletvekilini de bunu imzalamaya davet ediyoruz. Madem iftira diyorlar söylediklerimize, o zaman atsınlar imzayı. Bu Beylikova'daki nadir toprak elementimizin Eskişehir'imize faydalı olmasını sağlayalım.

Milletvekili Eskişehir'imizin teknoloji yüzyılının merkezi ilan edilmesinden bahsediyor. Stratejik kaynakları ekonomiye kazandırma adına. Biz tabii ki destekleriz. Eskişehir'in öne çıkacağı her şeyde biz varız. Bunu her fırsatta üçümüz de, İl Başkanımız Talat Yalaz, Büyükşehir Belediye Başkanımız Ayşe Ünlüce hepimiz söylüyoruz. Hepimizin arzusu Eskişehir olarak budur. Ama bu, "Eskişehir için ne sözler duyduk geçmişte, Eskişehir kültür dünyasının başkenti olacaktı, Eskişehir eğitim dünyasının başkenti olacaktı" sözlerine benzemesin. Hatırlayın, Emek mahallesinde lise yok. O yüzden bu sözlerin ölçülerek, tartılarak verilmesi lazım.

Biz, Eskişehir için bir şey yapılacaksa biz bunun arkasındayız. Ancak bu, Eskişehir'in pazarlanması, peşkeş çekilmesi olmamalıdır. Biz buna karşıyız. O yüzden Genel Başkanımız ve Sayın İl Başkanımız söyledi. Bu Pazar günü gelecek, açık seçik Eskişehir'in zenginliğinin burada kalmasını söyleyecek.

Bir hususu bir kere daha vurgulamak istiyorum. Eskişehir Büyükşehir Belediyemiz gerekli cevabı verdi. Ancak madenciliği engelleme suçlaması noktasında yapılan sözler, sorumluluktan kaçmaktır. Yani sorumluluktan kaçıyorlar, sonra da "madenciliği engelliyorsunuz" diyorlar. Bizim itirazımız madenciliğin kendisine değil. Bu çaptaki bir mega projenin çevresel etkilerine yöneliktir. Büyükşehir Belediyesi yasal süreçte, ÇED olumlu kararının yeterli çevresel tedbirleri içerip içermediğini denetlemek, bölgedeki tarım arazilerini, su kaynaklarını ve halk sağlığını korunması için hukuki yolları kullanmak zorundadır. Yerel yönetimlerin görevi, sizin ÇED raporunuza koşulsuz güvenmek değil, halkın sağlığını güvence altına almaktır.

Biz bu madenlerin üretim planlaması, çevresel ve sağlık etki değerlendirmesiyle birlikte yapılmalıdır diyoruz. Bunu sadece Beylikova için söylemiyoruz. Bunu şu anda iktidarın sustuğu Alpagut için söylüyoruz. Mihalgazi için söylüyoruz. Alpu için söyledik. Kaymaz için söyledik, söylüyoruz. Biz, hepimiz, sadece Cumhuriyet Halk Partisi değil, AK Parti de Eskişehir halkının sağlığından, yaşamından sorumluyuz.

Bu milli kaynak, bir kere daha söylüyoruz, yerel yönetimlerin, meslek odalarının, üniversitelerin, Eti Maden'in, hepsinin tam katılımıyla, şeffaf bir şekilde yönetilmelidir. Eskişehir'i merkeze koymak, masa başında yapılan açıklamayla değil, şehrin tüm paydaşlarına söz hakkı verilerek mümkündür diyoruz. Bunu hep söylemeye devam edeceğiz. Türkiye'nin kendi kaynaklarının, kendi topraklarımızda işlenerek kullanılmasını istiyoruz. Dünyanın ikinci büyük rezervinin ne siyasi propaganda yapılmasını, ne de Amerikalı şirketlere peşkeş çekilmesine izin vereceğiz. Bu stratejik madenlerimize tüm Eskişehirlilerin birlikte sahip çıkacağına inanıyoruz. Buradan da milletvekillerini, kanun teklifini imzalamaya davet ediyoruz. Yerli ve millilik budur, madeni cevherini Türkiye'de tutacaksınız, dışarıya satmak yasaktır.