Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu şu ifadeleri kullandı;
"Anahtar Parti niye var? Devleti devlet yapmak için var. Anahtar Parti, adaleti hızlı, herkesin sığınacağı liman yapmak için var. Anahtar Parti, harcadığı her kuruşun hesabını vermek için var. Anahtar Parti, bu Kamu İhale Kanunu'nu değiştirmek için var. Anahtar Parti, HSK'nın, Anayasa Mahkemesi'nin yapısını değiştirip burayı siyasetin gölgesinden kurtarmak için var. Anahtar Parti, akademiye gölge düşmüş "benden olursan rektör olursun" dönemine son vermek için var.
Anahtar Parti, bileni baş tacı etmek için var, bilene sormak için var, bilenle yürümek için var. Anahtar Parti, devleti kendinin zanneden şımarıklığın karşısında, devletin milletin emanetçisi olmak için var. Anahtar Parti, ambarımızı, silolarımızı, kendi tarlalarımızdan ektiğimiz ürünlerle doldurmak için var. Harmanda ne kazanacağını tohumu serperken çiftçinin bilebileceği bir üretim ve satış modeli için var. Tarlada tohumunu serperken harmanda ne kazanacağını bilebilen, evlat evlendirecekse harmanda diyebilen, borç ödeyecekse harmanda söz verebilen, öngörülebilir bir tarım ülkesi olmak için var.
Üniversiteleri "popülizm yapmayacağız, kapatacağız" kardeşim. Bu böyle üniversite mezunu olmayı prestijli hâle getiren bu algıyı değiştireceğiz. Alın teriyle kazanmak, meslek sahibi olmak, mesleğiyle hayal kurabildiği şartlarda yaşamanın önünü açacak bir yeni kalkınma modeli kurgulayacağız. Üniversiteleri böl, her yere üniversite aç dönemine son vereceğiz. Bölünmüş üniversiteleri birleştireceğiz, lüzumsuz açılmış üniversiteleri kapatacağız. 4+4+4'ün sebep olduğu "ağaç yaşken eğilir" hikmetini göz ardı eden, 18 yaşından sonra meslek edinemeyen, bu ara eleman açığına da sebep olan, bugün üretim bandını da hasarlayan işin önüne geçeceğiz.
İmarı rant alanı olmaktan çıkaracağız. Devlet Planlama Teşkilatı gibi bir İmar Planlama Teşkilatı kuracağız. Kafasına göre imar değişikliği, kafasına göre yeşil alan ilanı, sonra yakına, yandaşa orayı teslim edip ondan sonra hudutsuz zenginleşme imkânı, siyaseti kirlet, sivil toplumu kirlet, toplumu kirlet, haramı millete bulaştır dönemine son vereceğiz. Belediye hizmetlerini mahdut hâle getireceğiz, büyük yatırımların tamamını merkezîleştireceğiz. Devletin Planlama Teşkilatını siyasetin gölgesinden kurtaracağız. İmar Planlama Teşkilatı, oluşan iktisadi rantı belediyeye de, merkezî yönetime de, arsa sahiplerine de adaletli dağıtacak.
Kimsenin keyfine milletin malını, mülkünü, arazisini teslim etmeyeceğiz. Şehirlerimiz, azgın bir kazanma şehvetinin imar emsal yolsuzluklarıyla kirlettiği şehir olmaktan kurtulacak. Topraklarımızı, sularımızı, bir karışını, bir damlasını israf etmeyeceğimiz sulama metotları da dahil hepsini modernleştireceğiz. "Devlet satmış, efendim özelleştirmiş, şimdi başımıza bela oldu, altyapı yatırımı yapmıyorlar," elektrik kurumlarından kaynaklanan bu zamlı elektrik ödememize sebep olan tekelciliğin önüne geçeceğiz. Bak ne kadar kolay işlerimiz var bizim, kolay. Nasıl kolay? Bilene teslim ettin mi kolay. Nurettin Bey'e teslim edince çöküyorsun. Nurettin Nebati'ye teslim etmeyeceksin. Ona teslim edince çöküyorsun. Bilene söyledin mi, bilenin dediğini yaptın mı kolay. Çağır bir çiftçiyi, sor ona, onun dediğini yap, kolay. Kafana göre bakan atıyorsunuz. "Küsbe ekelim" dedi ya Bekir Pakdemirli. Yahu adam "küsbe ekelim" dedi yahu. Tarım Bakanı bu memlekette "biz bu küsbeyi niye ekmiyoruz?" dedi yahu. Ondan sonra diyorlar ki bize millî tarım politikası. Yem ithal, saman ithal, çoban ithal Afganistan'dan, ahır yerli. Millî tarım politikasıymış. Bize konuşmaya gelince şöyle konuşuyorlar: "Suriyeliler giderse çalışacak eleman bulamazsınız. Afganlar giderse hayvancılık yapamazsınız." Siz hükümet olarak bostan korkuluğumusunuz?
Bu memleketi doğru yönetirseniz 850 milyona bakar. Bu memleketi, bu hâle getirdiğiniz için biz sizin karşınızdayız. Yoksa bu siyaset akıllı adamın yapacağı iş değildir. Allah'ın bazı kullarını böyle yaratması rahmetindendir. Bizi böyle biraz yarım akıl yarattı Allah ki ne yaptığımızı anlamayalım diye. Bu, Allah'ın akıllı kullarının yapacağı iş değildir. Gece gündüz yollarda binlerce defa aynı şeyi bıkmadan, usanmadan anlatmak, 1000 sene yaşasa bir insanın, akıllı bir insanın tenezzül edeceği bir şey değildir, yapacağı bir şey değildir. Ama Rabbimiz bizi biraz böyle noksan yaratıyor ki bu işleri birisi yapsın. Ben "Tayyip Bey" dediğim kadar "Allah" desem evliya olmuştum. Tayyip Bey de Kemal Bey dediği kadar "Allah" dese o da evliya olmuştu. Herkes evliya olsa memleket de kurtulmuştu."