Tüm Emeklilerin Sendikası Eskişehir Şubesi Başkanı Ali Paşa Şanlı şu ifadeleri kullandı;
"Öncelikle şunu belirtmek istiyorum; emekliler sürekli gündemde, asgari ücretler de gündemde. Ama bir taraftan sizler daha iyi biliyorsunuz, izliyorsunuz; emekli Yargıtay üyemizin açtığı bir dava vardı, o süreç devam ediyor. O mahkeme şimdi 15 gün ertelendi.
Burada memur emeklilerinin seyyanen haklarından yararlanması lazım. Yani memurlara verilen bütün artışların emekli memurlara da verilmesi gerekiyordu. Bu anlamda devam eden bir yargı süreci var. Bu yargı sürecinin sonucunda her memur emeklisine toplam bu zamana kadar cebinden alınan 400 bin TL’nin üzerinde bir birikimin olduğu yargı tarafından şu anda değerlendirilecek.
Burada da baktığımız zaman, ülkemizi yönetenlerin esasında adaletsiz davrandıklarını, yasalara uymadıklarını görüyoruz. Bu bence bir hak gaspıdır. Ama diğer yana baktığımız zaman da her ne kadar Çalışma Bakanı, Maliye Bakanı görüşmelere devam etse de asgari ücret komisyonları devam etse de şu görülüyor: Yine asgari ücretliler de emekliler de açlık sınırının yarısının altında kalacaklar. Zaten uzmanlar açıklıyor; ülkemizde %80’in üzerinde bir çalışan açlık sınırının altında, kimisi de bunun yarısının da altında bir aylık gelirle yaşamını sürdürmeye çalışacak.
2026 yılı yine bizler için bir mücadele yılı olacak. Ben her zaman söylüyorum; bu asgari ücretle çalışan işçiler için de geçerli, bütün emekliler için de geçerli. Çare emeklilerin kendisinde, asgari ücretlilerin kendisindedir. Örgütlü olan işçi sendikalarının kendi sendikalarını bu konuda harekete geçirmeleri lazım ve mücadelelerini yükseltmeleri lazım. Biz emekliler de bu anlamda emeklilerin haklarına sahip çıkmaları için alandaki mücadelemizi 2026’da daha da yükselteceğiz ve sonunda, eninde sonunda mutlaka mücadele edenler kazanacaktır diye düşünüyorum.
Emeklilerin sıkıntılarını sosyal medyadan siz de izliyorsunuz. Artık barınamadıkları için otel köşelerinde, en ucuz otel odalarında yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Böyle bir sıkıntılı süreci esasında ülkemizi yönetenler görüyor. Biz söylüyoruz; en yukarıdakilerin emeklinin 14 katı, 10 katından fazla maaş aldıkları böylesi bir durumda adaletsiz gelir dağılımından bahsedilemez. Bunu görmeleri gerektiğini düşünüyorum. Bunu görmüyorlarsa bunun hesabını mutlaka vereceklerdir. O da bizim açımızdan bir erken seçimi özellikle istiyoruz. Çünkü sandık önümüze gelsin; ülkemizi yönetenlerden hesabını biz emekliler, asgari ücretliler soracağız.
Özellikle ben asgari ücret konusunda örgütlü olan Türk-İş’tir, Hak-İş’tir, DİSK’tir, özellikle de memur kesiminde yetkili olan Memur-Sen hem memurların haklarını sadece sözde savunuyor hem de işçi sendikalarının başındakiler kendi gelirleri yüksek olduğu için asgari ücretle çalışanların durumları konusunda gerekli tepkiyi gösterdiklerine ben inanmıyorum. Şu anda komisyona katılmamak çözüm değil. Bence örgütlü olan bu işçi konfederasyonlarının işçilerinin gerçekten de bu adaletli gelir dağılımına sahip olmaları için daha farklı, birlikte, örgütlü bir demokratik tepki göstermeleri gerektiğine inanıyorum. Yoksa sadece böyle açıklamalarla işçileri ikna edemezler, asgari ücretlerin asgari ücretini de artıramazlar. Çünkü onlar kendileri sonuçta yukarıda istedikleri ücretleri alabiliyorlar, hem de haddinden fazla bir ücret alıyorlar. Bu anlam itibarıyla böyle bir eleştiriyi biz emekliler olarak yapıyoruz, örgütlü sendikalara da yapıyoruz."