Odunpazarı Belediyesi CHP Grup Başkanvekili Emre Genç şu ifadeleri kullandı;
"Öncelikle devlet ve hükümet kavramını birbirinden ayıralım. Cumhuriyet Halk Partisi bu devletin kurucu partisidir. Mustafa Kemal Atatürk'ün isminde, savaş meydanlarında kurulmuş bir partinin üyesi olarak özellikle bir kez daha altını çiziyorum: Devlet ve hükümet birbirinden çok farklıdır. Altı okumuzun bir tanesi de devletçilik ilkesi vardır. Şu anda hükümet uygulamaları ile ilgili olarak eleştirilerde bulunuyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda şöyle bir ifade geçiyor: "Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir." Sosyal devletin gereği de o aç vatandaşını, evsiz vatandaşını, ihtiyaç sahibi vatandaşını yardım edebilmektir. 6 Şubat'ta hâlâ sayıları belli olmayan enkaz altındaki vatandaşlarımızın akıbetini öğrenemediğimizde, onları öğrenmesi gereken yine devlettir. 6 Şubat'ta çadır krizi girdiğinde Kızılay birilerine çadır satarken vatandaşlarımız o soğuk havada mağdur oldu, onun önüne geçebilmesidir.
Toplu Konut İdaresi diye bir kurum var. Toplu Konut İdaresi sosyal devletin ilkeleri gereğince yapması gerekenleri yapsa bu kadar eleştirmeyiz. Odunpazarı özelinde baktığımız zaman Karapınar'da hâlâ o sosyal tesisler yapılmadı. Camii hâlâ ortalıkta yok. Şimdi Toplu Konut İdaresi ile ilgili olarak, evet, "100 yılın projesi" deniyor, 100 yılın projesi söyleniyor.
Neden TOKİ'yi eleştiriyoruz? Bir kere öncelikle onu belirtelim: TOKİ şeffaf değil. Biz bankadan bir kredi kullandığımız zaman, o kredinin 10 yıl sonra ne ödeyeceğimizi biliyoruz ancak Toplu Konut İdaresi'nde bunu maalesef bilemiyoruz. TOKİ konutları teslim ediyor, daha sonra vatandaşları yine TOKİ'nin elindeki marifetlerle bir yönetime devrediyor. Orada vatandaş kendini yönetemiyor. Oradaki yöneticiler bu vatandaşları mağdur ediyorlar. Birçok aidatlar alınıyor. Vatandaş sorduğunda yanıt alamıyor.
TOKİ ne yapıyor? TOKİ herkes için uygulanması gereken yasaları arkadan dolaşıyor. Hani diyorlar ya "engellediniz" diye, aslında biz engellemedik. Toplu Konut İdaresi bize başvurmadan Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü'ne giderek kaçak inşaat ruhsatı aldı. Ve o ruhsatları alarak orada şu anda vatandaşlarımız oturuyor.
Her zaman bahsediyorlar: "İşte şöyle bir sıfır atık yönetmeliğimiz var, böyle çalışıyoruz, şöyle yapıyoruz" diye. Bakın şu an Hoca tarafındaki Toplu Konut İdaresi'nde... Sıfır atık yönetmeliğini Cumhuriyet Halk Partisi çıkartmadı. Dönemin bakanı tarafından imzalandı ve belediyelere tebliğ edildi, dedi ki: "Bu yönetmeliğe uyacaksın." Toplu Konut İdaresi uymuyor. Ben kime şikayet edeceğim? Atık toplama sistemi içerisinde belediye bunu nasıl toplayacak? "Yeraltı konteyneri konulması gerekir" demiş, "Ben koymuyorum" demiş. Ama başka bir vatandaş, bir amcamız bir inşaat yapıyorsa ona koy. Neden koymadı? Koymadıysan ya da buraya çöp konteyneri koyduysan kendi kaynağından gittiysen bu fetiş geliyor.
Belediyeler yapsın, rezerv alana... Bakın her gün sallanıyoruz, bugün de sallandık. Balıkesir'de her gün sallanıyor ve Eskişehir de etkileniyor. Depremin siyaseti olmaz ama belli bir noktaya getiriyorlar.
Şimdi rezerv alanı dediğimiz bir olay var. Ya lütfen açın bakın. Aranızda müteahhitler var ama inşaat mühendisleri de vardır. Şimdi burada rezerv alanında nedir? Bir kentsel dönüşüm uygulamasında orada bir yapı yaparsınız, kentsel dönüşüm içerisinde oturan kişileri oraya yerleştirir, daha sonra dönüşümünü gidersiniz. Biz ne yaptık? TOKİ'ye devrettik. Kimin haberi var? Kimsenin haberi yok.
"Belediye yol yapsın efendim" diyor, "Belediye altyapısını yapsın." Ya bir sen gel, ilgili belediyesiyle bir otur, konuş. Belediyenin elinde imkanı var mı? Bütçesini ona göre planladı mı? Stratejik plan yaptı, yatırım programı ortaya koydu. Bir tasarruf tedbiri dedi. Bu uygulamaları gerçekleştirdi mi? Bunların hiçbiri yok. "100 yılın projesi."
Eskişehir'de kaç kişi şu anda ev sahibi değil? Kaç kişi kirada? Sayıları bile belli değil. Yaptığın eğer bu 5000 tane konutla Eskişehir'deki konut sorununu mu çözeceksin?
Belediyeler, belediyeler, hani biz Odunpazarı'nı konuşuyoruz ya, lütfen hani Odunpazarı bölgesini konuşalım. Yerele inelim, Türkiye geneline inmiyorum. Şimdi bununla alakalı olarak da tabii ki yapıyorsun. Malatya'da gördük, o bölgeye gittim depremde. Perde beton sistemi olarak kullanmışsın. E sen inşaat maliyetlerini düşürürsen, normal özel sektör anlamında da bunları da inşaat maliyetlerini düşürürsen, buradaki müteahhit de o ve benzeri uygulamaları yapar ya da bunların zorunluluğunu kanunla getirirsen onlar da yine buna göre yapar.
Kaç kişi konut sahibi değil Eskişehir'de şu anda? Hiçbirimiz bilmiyoruz. Elimizde bir veri yok. Bunlarla beraber Eskişehir'de, Eskişehir'de, Eskişehir'de, şu anda, evet şu andaki bu dönem içerisinde asgari ücretle çalışan bir vatandaşımız, şu anda bu düzensiz ödeme planı içerisinde, onu TOKİ'de ev sahibi olamıyor. O sizin yerli ve millî diye övündüğünüz, az önce meclis üyemiz söyledi, o aracı alması için 7 yıl aç, susuz gezmesi gerekiyor, yani o asgari ücretlilerle birlikte de.
Sürekli olarak Toplu Konut İdaresi'ni bahane ediyorlar, popülist yaklaşımlarda bulunuyorlar diye. Aslında popülist yaklaşımda bulunmuyoruz. Bu şehrin içerisinde yaşıyoruz. Diyoruz ki: Uzlaşıyla bunları çözmeye çalışalım. Gelin bu projelerin ne olduğunu ortaya koyun. Bir yanda konut idaresi depremle ilgili söylerken, Küçük Sanayi ellerinde hâlâ bir proje var. Biz görmedik bu projenin ne olduğunu. Yetki onlarda, Gündoğdu, yetki onlarda. Yapın. Hani biz hata yapmadığımızı ısrarla söylüyorum ama onlarda yetki yapmıyorsunuz. Ne yapacağız? Tarihi belli olmayan, herhangi bir şu anda altyapısı olmayan, yolu olmayan, vatandaşları mağdur edecek TOKİ projeleri ortaya koyuyorsunuz.
Şimdi "Ben yaptım oldu" mantığıyla gittiğiniz zaman da oradaki vatandaş mağdur oluyor, Eskişehir halkı mağdur oluyor bu ödeme planları ile ilgili. Şunu söyleyin Toplu Konut İdaresi'ne: Ödeme planları şeffaf olsun. Sözleşmeler tek taraflı zorlayıcı şartlarla olmasın, hukuka uygun olsun. TOKİ teslim ettikten sonra orada oturan vatandaş kendini idare edebilsin. Özel bir şirkete devrederek vatandaşları daha da mağdur etmeyin. Hesaplarınız şeffaf, hesap verilebilir olsun. Yoksa "Neden Toplu Konut İdaresi yapılmadı?" demiyoruz. Bir de verdiğiniz sözleri tutun. Burada da eğer sosyal konutlar yapılacaksa ona göre bu sosyal konutları getirin.
Evet güzel, bunlar anlatıldığı zaman çok iyi ama şu anda ülkedeki bu sıkıntıları ortaya koyuyoruz. Hep beraber çözelim, çözmeye çalışalım. Bunları yaşıyoruz, idare olarak da yaşıyoruz ve yaşamaya da devam edeceğiz. Biz üzülüyoruz oradaki vatandaşlarımız mağdur olmasın diye uğraşmaya çalışıyoruz ama burada farklı bir noktaya, farklı bir şeye gidiyor. Bunlara insaf diyorum. Bir kanun çıkartıyorsunuz, devletin bir kurumu, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı buna uymuyor. Vatandaşın kanuna uymasını söylüyorsunuz. Her şey kanun, nizam çerçevesinde yapılmalı.
O yüzden bu Toplu Konut İdaresi projeleriyle ilgili evet, şehre bir faydası olur mu? Olacaktır, muhakkak olacaktır ama yaparken de "Ben yaptım oldu" mantığından lütfen kurtulunması gerekiyor. Sonra belediyeler ve vatandaşlar bu sorunlarla uğraşmak zorunda kalıyor."
            




