Odunpazarı Belediyesi CHP Odunpazarı Meclis Üyesi Uğur Yıldız şu ifadeleri kullandı;

"Merkezi bütçe vergi gelirlerinde önemli bir yer tutan Özel Tüketim Vergisi hakkında görüşlerimi belirtmek üzere söz aldım.

17 Ekim’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan merkezi hükümet bütçesi, iktidarın kaynakları toplumun hangi kesiminden topladığını ve kimlere nasıl dağıttığını gösteren bir belgedir. Bu bütçe, aynı zamanda iktidarın tercihlerini toplumun hangi kesimlerinden yana kullandığını da açıkça ortaya koymaktadır.

Genel bütçe ya da merkezi bütçe teklifi incelendiğinde, iktidarın bütçe gelirlerini işçilerden, küçük esnaftan, köylülerden ve yoksul halktan almayı planladığı açıkça görülmektedir.

2026 yılı bütçesinde 15 trilyon 600 milyar lira vergi toplanacaktır. Bu vergi gelirlerinin yarısı dolaylı vergilerden, yani Katma Değer Vergisi ve Özel Tüketim Vergisi’nden sağlanmaktadır.

Kendi emekleriyle geçinen işçi, memur ve esnaf gibi kesimlerin maaş, ücret ve gelirlerinden alınan vergilerin ardından, bu kesimler yaşam için gerekli ihtiyaçlarını karşılarken bir kez daha dolaylı vergi ödemektedir. Bu vergiler, zorunlu harcamalar üzerinden ikinci kez alınmaktadır.

Özel Tüketim Vergisi de bu kapsamda kanunla belirlenen ürün ve mallara oransal olarak uygulanan, bir defaya mahsus alınan dolaylı bir vergidir. Gelir düzeyi ne olursa olsun herkesin aynı oranda ödediği bu tüketim vergisi, vergilemede adalet, ayırma ve eşitlik ilkeleriyle bağdaşmamaktadır. Milletin sırtında bir yük haline gelen ÖTV, en çok dezavantajlı kesimleri etkilemektedir.

Vergilemede ayırma ilkesi, emek gelirlerinden alınacak verginin, servet ve sermaye gelirlerine göre daha düşük oranda belirlenmesini öngörür. Eşitlik ilkesi ise her yükümlüden ödeme gücü oranında vergi alınmasını esas alır.

2026 yılında Özel Tüketim Vergisi’nden beklenen gelir, 2025 yılına göre yüzde 30 artışla 2 trilyon 549 milyar liradır. Bu tahsilatın ürün gruplarına göre dağılımı şu şekildedir:

Motorlu taşıt alımları: 960 milyar lira

Akaryakıt ve doğalgaz tüketimi: 662 milyar lira

Sigara ve tütün mamulleri: 563 milyar lira

Alkollü içkiler: 191 milyar lira

Kolalı içecekler: 23,5 milyar lira

Beyaz eşya, dayanıklı tüketim ve diğer ürünler: 149 milyar lira

Yaklaşık 1 trilyon lira tahsilat beklenen motorlu taşıt alımlarından da anlaşılacağı üzere, hükümet vatandaşın arabaya binmemesi için adeta çaba göstermektedir. Araç satışlarında yüzde 220’ye varan ÖTV oranlarıyla üretenden kat kat fazla gelir elde edilmektedir.

Kabine üyelerinin sıkça tercih ettiği Alman menşeli bir otomobilin vergisiz fiyatı 5 milyon liradır. Bu araca yüzde 220 ÖTV uygulandığında satış fiyatı 19 milyon liraya çıkmaktadır. Böylece yalnızca bir otomobilden 14 milyon lira ÖTV ve KDV alınmaktadır.

“Tekerlekli vergi dairesi” olarak adlandırılan otomobile, yerli ve milli otomobilimiz TOGG açısından baktığımızda, yüzde 25 ÖTV oranıyla aracın yurtiçi satış fiyatı 1 milyon 862 bin liradır. Ancak aynı aracın Almanya’daki satış fiyatı ülkemizden 200 bin lira daha düşüktür.

Yerli ve milli otomobilimiz TOGG’u, asgari ücretli bir çalışan hiçbir harcama yapmadan 84 ayda, yani 7 yılda alabilmektedir. Ülkemizde üretilen bir ürünün yurt dışında daha ucuza satılması da üzerinde durulması gereken bir konudur.

Sayın Başkanım, değerli meclis üyeleri; bilgi, teknoloji ve iletişimin çok önemli hale geldiği 21. yüzyıl, dijital çağ olarak adlandırılmaktadır. Bu çağda teknolojik yenilikler insanlığın hizmetine sunulmuş, yaşamın her alanında kullanılmaya başlanmıştır.

Cep telefonları ve bilgisayarlar artık hayatımızın ayrılmaz parçalarıdır. Ancak ülkemizde teknolojiye ulaşmak son derece pahalıdır. Örneğin, piyasaya yeni çıkan bir cep telefonu modelinin vergisiz fiyatı 46 bin lirayken, vergisi 47 bin 800 liradır. Cihazın satış fiyatı 93 bin 800 liraya ulaşmaktadır. Bu fiyat, alım gücü düşük bir ülkede son derece yüksektir.

Hükümet bu duruma kayıtsız kalmamış ve 24 Ekim 2023 tarihli 7734 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile yükseköğretim öğrencilerine teknolojik cihaz ve internet desteği verilmesine karar vermiştir. Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın sitesinde yer alan açıklamaya göre, “Genç Teknoloji Destek Projesi”, ekonomik imkânları kısıtlı öğrencilerin iletişim araçlarına erişimini sağlayarak eğitimlerini ve sosyal bağlantılarını desteklemeyi amaçlamaktadır.

Bu kapsamda destek verilecek telefon veya bilgisayarın vergiler dahil satış bedelinin 9.500 Türk Lirasından az olması ve sıfır olması gerekmektedir. Bu tebliğe göre, öğrencilere 9.499 liralık bir telefondan 4.218 lira, bilgisayarda ise 1.586 lira vergi desteği sağlanmaktadır. Toplam destek 5.500 lirayı geçmemektedir.

Ancak 2023 yılında alınan bu kararın üzerinden 2 yıl geçmiştir. 9.500 liralık tutar güncellenmemiştir. Bu nedenle verilen destek artık sadece eski model tuşlu telefonlar için geçerlidir. Ekonomik krizin derinleştiği bu dönemde teknolojik cihazlar para politikasının bir unsuru haline gelmiş, alımda taksit imkânı da kaldırılmıştır.

Yükseköğrenimde okuyan gençlerimiz için teknolojik ürünler bu kadar pahalı olmamalıdır. Gençlerin çağa ayak uydurmalarının önündeki engeller kaldırılmalıdır. Bu sağlanamadığında neler olduğunu, geçtiğimiz günlerde KAAN uçağının motorunu alamadığımızda gördük. Uçağın motorunun ABD Kongresi’nde bekletildiğini bizzat Dışişleri Bakanı açıklamıştır.

Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında, adil ve eşit bir gelecekte Türk mühendisleri, Atatürk’ün gençleri ve tam bağımsızlık mücadelesi veren bu ülkenin çocukları, ürettikleri uçağın kanadını kendileri takacak ve motoru bir pazarlık konusu olmayacaktır.

Sayın Başkanım, 2026 yılında ülkemizde saniyede 495 bin 658 lira, dakikada 29 milyon 739 bin lira, saatte 1 milyar 784 milyon lira, günde 42 milyar 824 milyon lira, yılda ise 15 trilyon 631 milyar 78 milyon lira vergi toplanacaktır. Öğrencilerin alacağı bir telefon ya da bilgisayar üzerinden alınan ÖTV, böylesine büyük bir bütçede gelir kaynağı olmamalıdır.

İktidar Teknofest’le övünmekte, her yere üniversiteler ve teknik fakülteler açmakta, içine pırıl pırıl gençler doldurmaktadır. Ancak öğrenciler, eğitimlerinde kullanacakları bir bilgisayar alırken bile vergi yüküyle karşı karşıya kalmamalıdır. Zaten mezun olduğunda iş bulmakta zorlanacak, düşük ücretlerle çalışmak zorunda kalacak bu gençleri, en azından öğrencilik dönemlerinde yıpratmayalım.

2026 yılında bir günde 7 milyar 511 milyon, bir ayda 228 milyar 475 milyon, yılda ise 2 trilyon 741 milyar lira faiz ödemesi yapılacaktır. Öğrencilere yapılacak desteklerin kaynağı, bu yüksek faiz ödemelerini azaltarak ya da alınmayan vergileri toplayarak sağlanmalıdır.

Konuşmalarda rakamlar verildiğinde anlaşılmadığı yönünde eleştiriler geliyor. Bu nedenle bir kıyaslama yapayım. Geçtiğimiz ay belediyemizin bütçesini görüştük. Gelir bütçemiz 4 milyar 750 milyon liraydı. Hükümetin 2026 yılında ödeyeceği bir aylık faiz gideri, belediyemizin bir yıllık gelir bütçesinin 48 katıdır. Yani Odunpazarı Belediyesi’nin 48 yıllık geliri, merkezi bütçenin yalnızca bir aylık faiz giderine eşittir. Bu karşılaştırma, faiz yükünün büyüklüğünü daha net ortaya koymaktadır.

Halkımızın üzerindeki bu ağır vergi yükü hafifletilmeli, çocuklarımızın eğitim hayatındaki kaygılar giderilmeli, kamuda tasarruf yapılmalı ve milletin menfaatine uygun politikalara dönülmelidir."