İYİ Parti Odunpazarı İlçe Başkanı Gürol Yer şu ifadeleri kullandı;

"Bugün Eskişehir Merkezde Şair Fuzuli Caddesi önünde şehrin başından bugüne elektrik sorumluluğu üzerinde olan ve eski yapının yıkılıp yenileme çalışması devam eden Eski Tedaş Binası önündeyiz.

Konumuz EPDK tarafından kamuoyuna duyurulan. 1 Ocak 2026 tarihi itibarıyla elektrik faturalarında devlet desteği oranında yapılan değişiklik hakkında kamuoyu ve özellikle girmekte olduğumuz kış aylarında doğrudan maddi mağduriyet yaşayacak hemşehrilerimize ikazlarımızı vasıtanızla iletmek istedik.

21 farklı bölgede oluşturulan ve 1 Haziran 2010 tarihinde özel şirketlere teslim edilen elektrik dağıtım ve işletme hakkı ana besleyici devlet ve özel sektör ve denetlemesi elektrik piyasası düzenleme kurulu tarafından hükümet maliye politikalarına bağlı olarak icra faaliyeti sürdürmektedir.

Dağıtım şirketlerinin yapısına bakıldığında tüme yakını son dönemin ünlü firmaları, büyük sermayelerin yan şirketleri ve bir bölgemizde önce İngilizlere en son 6 Şubat 2025 tarihinde Amerikalılara, bir bölgede büyükşehir belediyesine devredilmiş bulunmaktadır.

Özellikle tam bu zamanlarda geçilmesi gereken kış saati uygulaması bu sektöre destek için 7 Eylül 2016 tarihinde kaldırılmış ve doğrudan vatandaş şirketlere teslim edilmiştir.

Durum bununla kalmamış ayrıcalıklı bu yapılara her türlü ön alınmış, ön açılmış ve devam etmektedir. Yatırım teşvikleri, fatura düzenlemeleri, kayıp kaçağın tümden faturalara yansıtılması, yani biz tüketici olarak dağıtım şirketlerinin karlarına ortak değiliz ama zarar hanesine yazan kayıp, kaçak bedelini biz ödüyoruz.

Ey Müslüman geçinenler soruyoruz bu hakmıdır adalet midir cevap verin…

Yönetenler eliyle Milletin helal parası meşhur yapılara aktarılmaya devam etmektedir.

Bu uygulamaların örneklerinden biride fiyatlandırmada faturalara sosyal destek altında uygulanan fiyatlandırmada bugüne kadar 5000 kwh kadar faturaların yarısı hazine yarısı abone tarafından karşılanmaktaydı.

EPDK 31 Ekim 2025 Tarihinde yayınladığı karar ile 1 Ocak 2026 itibarıyla tüketici faturalandırmasında sübvansiyon oranını 4000/Yıl kwh düşürdüğünü duyurdu. Başlangıçta bu durumun radikal olarak 3000 kwh olarak düşünüldüğü ancak yaratacağı tepki ve siyasal sonuç etkisiyle rakam 4000 kwh olarak belirlendiği söylenmektedir.

Burada konuyu açmak istiyoruz yani kısaca kullanım ortalaması 330 kwh üzeri olanlar 2026 itibarıyla yeni faturalandırmada son fatura 2 katı gibi bir rakam ile karşılaşılacağı durumu ortaya çıkmaktadır.

Biz İYİ Parti Odunpazarı İlçe Teşkilatı olarak konunun yaşamsal ve sosyal yönünde dikkat çekerek uzmanlarından aldığımız bazı detayları Sevgili Hemşehrilerimize vasıtanızla ileterek, tedbir alınması, alışkanlık kazanılması ve muhataplarının gözlerinin görmek istemediği, yaşanacak olumsuzlukların vicdanlarına havale edilmesini istedik.

Ülkemizde özellikle gelişen teknoloji ve artan ihtiyaçlar sebebiyle günlük ve aylık elektrik tüketim oranları sürekli bir artış göstermektedir.

Bu oran ev genişliği, ev nüfusu ve ev donanımı farklılaştıkça değişmekte, mevsimine göre devamlı artış göstermektedir.

Piyasa rakamlarında 2000 ile 6000 kwh kadar aylık ortalama rakamlar arası kullanım ortalaması oluşmaktadır.

Beraberinde kırsal alanlarda ve kırsal mahallelerde özellikle mesela süt sağım makinaları, süt soğutma makinaları, yemleme makinaları ayrı bir tarife değil mevcut mesken üzerinden elektrik sağlanarak kullanılmakta ve sarfiyat oranı artmaktadır.

Yani 2026 yılı başlayınca köyleri yaşatmaya, üretmeye çalışan, Ata topraklarını bekleyen Hemşehrilerimiz sürpriz fatura rakamlarına hazır olsunlar diyoruz.

Beraberinde yatağa bağlı, ya da sürekli elektrikli medikal destek kullanan vatandaşlarımız 24 saat üzerinde bu sistemin içindedir.

Engelliler araçlarını evlerinde şarj etmektedir.

En sonunda özellikle soğuk havaların uzun ve sert ayazların yaşandığı yerlerde kömür ve katı yakıt alamayan ya da doğal gaz edinemeyen insanlarımızın evlerini çocuklarını ısıtmak için en birinci kullandıkları elektrikli ısıtma cihazlarıdır.

Şimdi düşünün Eskişehir de tonu 11000 Tl olmuş kömürü alamamışsın, doğalgazında yok ne yapacaksın, evi aileyi nasıl soğuktan koruyacaksın.

İşte elektrik bu anlamda hayati ihtiyaç olarak devreye giriyor, geniş bir kullanımla ısıtmada tercih ediliyor ve buda tüketim ortalamasına büyük oranda yansıyor. Haliyle faturaların geleceği boyutu buradan çok rahat ölçebiliyoruz.

Değerli Katılımcılar insanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışından Yandaşı yaşat ki gerisi önemli değil bir anlayışa geldiğimiz en basitinden bu örnekle ortaya çıkmış durumdadır.

Sosyal devlet ilkesinin olmazsa olmazı bireyi, aileyi, toplumu önceleme ortadan kalkmış. Her şey para ticari kazanım siyasi sonuç olarak endekslenmiştir.

Buna itiraz ediyoruz. Ancak mühür elinde olanlar gözlerini karartmış ve görmüyor duymuyorlar. Dediğim dedik çaldığım düdük misali konu sonuçsuz uzayıp gidiyor.

Biz buradan yaşanacak olumsuzluklara dikkat çekiyoruz.

Kıymetli Hemşehrilerimize özellikle ev kadınlarına sesleniyoruz. Artık elektrik faturaları üzerine biraz hassasiyetle bakın ve not tutmaya başlayın. Yeni sistem ortalamayı alacağından ve sonuçta fatura bedeli yüzde yüz artacağından gerçekten can yakacak. Karşılayabilen karşılayacak karşılayamayanın elektriği süreç sonunda kesilecektir. Hep beraber yaşadığımız sistem maalesef durumunu sorgulamıyor ve mağduriyetinle, ihtiyacınla ilgilenmiyor

Tekrar ediyorum bu günden itibaren elektrik faturalarını iyi takip edelim, ortalamaya vakıf olalım, kullanımlarda alışkanlık değiştirelim ve ekonomiyi yönetenlerin yapamadığını biz yapalım ve gelir gider dengesini düz çizgide tutmaya çalışalım.

Gerçekler bunlar acı ve zor durumlar. Bunun çok farkındayız bu Büyük Millet tüm bu sonuç ve davranışlara mahkum değil, ancak yaşananlar büyük bir kasvet ve çaresizlik yaratıyor.

Umutsuzluğa yer olmadığını ve her şeyin böyle gitmeyeceğini, bir gün bir şeylerin değişeceğine inançla mücadeleye devam diyerek.

Önümüz süreçte bizlerin Türk Milleti olarak dayanışma ve bir beraber olmaktan başka yolumuz olmadığı ve Bizim bizden başka kimsemiz olmadığı beyanı ile biz bize yeteriz duygusuyla Türk Milletinin sahipsiz olmadığını söylüyoruz."