Odunpazarı Belediyesi AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Kepez şu ifadeleri kullandı;

"Eskişehir TOKİ ile bizim dönemimizde tanıştı. 2004 yılında Odunpazarı Belediyesi'ni ve Tepebaşı Belediyesi'ni AK Parti olarak biz aldıktan sonra Eskişehir TOKİ ile tanıştı. Ondan önce de bu ülkede TOKİ vardı. Ondan önce de Eskişehir'de belediyeler vardı. Ondan önce de Türkiye'de hükümetler vardı ama Eskişehir'de ne yazık ki TOKİ diye bir şey yoktu. Onun için çok fazla bu konularda görüş bildirirsiniz, tabii bildirmenize gerek yok demiyorum ama kendi kendinize bu konuda eksi puan alacağınızı düşünüyorum.

Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin Eskişehir'de, atıyorum, 26 yıldır Büyükşehir'i idare eden Cumhuriyet Halk Partisi. İşte üçüncü dönem veya dördüncü dönem Tepebaşı, zatıaliniz üçüncü dönem Odunpazarı'ndasınız. Ne kadar konut ürettiğinizi herkes biliyor. Ne yaptığınızı, yani vatandaşa konut anlamında ne kadar konut ürettiğinizi biliyor. Onun için TOKİ ile kıyaslama yapmanız bir kere yanlış. Yani TOKİ devlettir. Devlet burada, burada...

TOKİ dar gelirli insanlarımızın, piyasadan müteahhitlerden ev alma imkanı bulamayanların, TOKİ sayesinde Türkiye'de ve Eskişehir'de, özellikle yaşadığımız bölgede de birçok ev sahibi olduğunu vatandaş biliyor. Bunlardan birisi benim. Ben de Odunpazarı Belediyesi personeli iken personel konutları olarak yapılan dairelerden ben de aldım.

Ihlamurkent TOKİ projesi yapıldığında yine CHP'li belediye, Büyükşehir Belediyesi mahkemeye götürdü. 1 sene, 1,5 sene geç başlayabildik. Vadşehir'de aynı sıkıntıları yaşadık. Yine mahkemeye götürdünüz CHP olarak, yine geç başladık. Yani şu anda Ihlamurkent ve Vadişehir'de yaklaşık 5 bin konutta oturan insanlarımız hepsi birden dua ediyorlar. Bize dua ediyorlar: "Allah razı olsun, TOKİ sayesinde ev aldık." diyorlar. Sayın Başkan da TOKİ sayesinde ev aldı. Hayırlı olsun. Ben de TOKİ'den, TOKİ sayesinde ev sahibi oldum. Dua ediyoruz. Yani birtakım eksiklikler olabilir, bunları kabul ediyoruz, tabii ki eksiklikler olacak ama bunu engellemeye çalışarak ancak şunu yaparsınız: Süreci uzatmış oluyorsunuz. Bugün başlayacak bir iş 1 sene sonra, 2 sene sonra ancak başlayabiliyor. Altyapıyı tabii ki yapacaksınız. Belediyeseniz altyapıyı yapacaksınız. Kim yapacak? Altyapıyı da yapacaksınız, üstyapıyı da belediyenin yapması gerekenleri yapacaksınız. Öyle yani TOKİ'ye ödemelerde belirsizlik var, şu var. Hiçbir yerde hiçbir belirsizlik yok. Sözleşmeler yapılmaya başlandığında her şey gayet net bir şekilde ortaya çıkacak. Kim, kim ne kadar taksit ödeyecek, kaç yıl ödeyecek... Odunpazarı'na ve Tepebaşı'na sayılar basında habire yayınlanıyor. Siz diyorsunuz ki belirsizlik var. Yani Odunpazarı ile Tepebaşı'na yapılacak sayılar belli. Diğer ilçelere yapılanlar belli. Bunları artık yani böyle algı oluşturmak için uğraşmanıza gerek yok.

TOKİ'de yaşayan, şu anda ev sahibi olan arkadaşlarımızın, vatandaşlarımızın hiçbir şikayeti yok. Siz burada kalkıyorsunuz, "Vatandaş mağdur oldu, vatandaş mağdur." Kim nerede mağdur olmuş? Sen yolunu yapmıyorsan sen mağdur etmiş olabilirsin. Kanalizasyonu bağlamadıysan mağdur etmiş olabilirsin. Hükûmetle karşı karşıya gelerek, kavga ederek bir şeyleri elde etmeye çalışmanın da bir anlamı yok. TOKİ sosyal konutlarıyla 500 bin konut ile yüzyılın projesini başlatmıştır. Biz TOKİ'ye bu anlamda başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere tüm çalışanlarına takdirlerimizi ve teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Şimdi bir arkadaşımız da merkezi bütçeden bahsetti. Ben onu tebrik ediyorum. Yani Odunpazarı'nı halletti. Sağ olsun, merkezi hükûmetin bütçesini de halletmeye çalışıyor. Kıyaslamalar falan... Ya 90 milyonluk bir ülkeyle 400 bin nüfuslu bir belediyeyi kıyaslamanın bir anlamı yok. Bu, anlamsız bir şey olamaz. Yani Odunpazarı Belediyesi şimdi merkezi bütçeyi eleştireceğinize kendinize bakın. Kendi bütçenize bakın. Bakın, işte vergilerden şunlardan bunlardan bahsediyorsunuz fazladır diye. Ya siz de geçen atık toplama işiyle ilgili bir ödeme planı yaptınız, vatandaşlardan ne kadar ne alınacak. Vatandaş yine bağırmaya başladı, size bağırdılar. "Bizden fazla alıyorsunuz, metrekareden şu kadar alınıyor." Esnaf bağırdı, lokantacı bağırdı, şu bağırdı, bu bağırdı. Demek ki bazı yerlerde sıkıntı oldu, gittiniz esnaf odalarıyla toplantı yapıldı. Bir düşüm yapıldı diye biliyorum. Olabilir. Ha, bunlar yapılabilir. Onun için siz merkezi hükûmeti bırakın. Biz o işi, biz AK Parti Hükûmeti zaten işi biliyor. Uzmanlarımız bu işleri hallediyorlar. Onun için 23 yıldır iktidardayız. Siz kendi belediyenizin bütçesine bakın. Bunu daha güzel bir şekilde nasıl yönetebiliriz, daha verimli nasıl yapabiliriz?

CHP'li belediyelerin durumunu görmüyor musunuz? Dökülüyor hepsi. Çöpler yığılmaya başladı. Su kesintileri başladı artık. Artık tankerlerle su dağıtmaya başladınız. İzmir'de çöpler yığılmaları oluştu. Yaban domuzları şehre inmeye başladı, fareler cirit atmaya başladı. Bodrum Belediyesi'nde bilmem yolsuzluk iddiası olduğu çıktı. Hepsinin belgesi var. Televizyonda gösterilen o çöp dağları herhalde şeyde değil, Konya Belediyesi'nde değil, Kayseri Belediyesi'nde değil, İzmir Belediyesi'nde. Niye bunları görmezden geliyorsunuz? Kendi belediyelerinizin şu anda ne durumda olduğunu bu vatandaş biliyor. Her türlü orada birtakım iddiaların, yolsuzluk, rüşvet gibi iddialarla gündeme gelen bizim belediyelerimiz değil. En son işte casuslukla ilgili iddialar ortaya çıktı falan. Yani bunları görmezden gelip yani hiçbir şey yokmuş gibi ya belediyeler, CHP'li belediyeler çok güzel idare ediliyor kıyaslama yapıyor.

Bir arkadaşımız işte Odunpazarı bütçesinin bilmem kaç katı kadar merkezi hükûmetin topladığı şey, ödediği faiz giderleri. Bir de İstanbul Belediyesi'nde götürülen paralarla kıyaslanmasını ben o arkadaşa tavsiye ediyorum. Ne kadar, kaç katı götürmüşler parayı görsünler. Kendi belediyelerinizde yapılan bunları görmeyip hükûmete laf atmak o sizi kurtarmaz. Onun için yargıda şu anda olan devam ediyor. İddianameler ortaya çıkmaya başladı. İşte Beşiktaş Belediyesi'yle ilgili, bilmem öbür belediyelerle ilgili neler olduğunu herkes görüyor, biliyor. Onları, ya bunlara hiçbir şey demiyorsunuz. Ya böyle bir şey yok diyen yok, bilmem ne. Yok siyasi operasyon, yok merkezi hükûmetin faiz geliri bu kadar, yok vergiler bilmem ne olmuş. Siz onlara karışmayın. Siz kendi belediyelerinizi nasıl daha iyi yönetebiliriz, onun derdine düşün. Belediye yönetemeyen, İstanbul Büyükşehir'i yönetemeyen insanlar kalkmış şimdi ülke yönetimini biz alırsak AK Parti'den kurtaracağız milleti, refah içinde yaşayacağız diye konuşuyorlar. Onun için ben size bunu tavsiyede bulunuyorum.

Şimdi deprem, depremde arkadaşlar deprem olduğunda artık deprem olduğunda devlet anında deprem alanında. Onu hiç lafa getirmeyin. Eskiden olduğu gibi 3 gün sonra 5 gün sonra gitmiyor. Yapılan hizmetleri görün, gözünüzü açın, yapılan hizmetleri görün. Ya şunu şunu anlayamıyorum. Sizin bundan önceki genel başkanınız Van depreminde bilmem kaç gün sonra gitti oraya. Kızılay çadırının önünde basın açıklaması yapıyor, "Kızılay nerede, yok" diye söylüyor. Bu kadar da yanlış algı olmaz.

İzmir'deki yangınlarda açıklama yapıyorlar, "Helikopterler nerede?" Tepede helikopter uçuyor. Kendi milletvekilleriniz bile gördüler, şaşkınlıkla baktılar "Ne diyor bu?" diye. Ya TOGG yapılıyor, yani yerli, millî araba yapıyoruz diyoruz. Yok efendim İtalya'dan geldi de gemilerden burada yaptık diyorlar. Sonra ne oldu? CHP'li milletvekilleriyle İyi Partili birkaç tane milletvekili gitti Gemlik'te fabrikayı gezdi, "Ha gerçekten buradan yapılıyormuş" dedi. Bakın daha geçen günler genel başkanınız Özgür Özel gitti Altay tankıyla ilgili, "Gerçekten buradan bu yapılıyormuş" falan diye takdirlerini etti. Biraz bunlardan bahsedin.

Yapılanları takdir etmeyi bilmeniz lazım diye düşünüyorum. Şimdi hükûmetin yapacağı birtakım işlerde her zaman daha iş başlamadan yapılmadan olumsuz algı oluşturmakta Cumhuriyet Halk Partisi'nin önüne geçen yok zaten. En son örnek. Atatürk Havalimanı'yla ilgili 2 yıldır bağırıyorsunuz. "Burayı ranta açacaklar, buraya şunu yapacaklar, bunu işte öldürdüler, bittiler. Biz gelirsek şunu yapacağız, bunu yapacağız, yargılayacağız" diye. İşte dün açılışını yaptık. Kaç milyon metrekare yeşil alan, bilmem kaç bin tane ağaç dikildi, piknik yerleri yapıldı, toplantı merkezleri yapıldı. Demek ki rant, rant diye bir şey yok. Milletin hizmetine sunuldu.

Gerçekleri saptırmadan, güzelce görerek, takdir etmesini ve teşekkür etmesini de bilerek, hükûmetin yapmış olduğu bu savunma sanayiinde, millî eğitimde, sağlıkta ve bütün yerlerde yapılan bu gelişmeleri görün. Ha şunu söyleyebilirsiniz, kabul ederiz. Biz gelirsek iktidara, millet bize bu yetkiyi verirse, gelirsek biz sizden daha iyisini yapacağız."