Saadet Partisi Eskişehir İl Ekonomik İşler Başkanı Süleyman Yavuz şu ifadeleri kullandı;
"2025 yılı Aralık ayına geldik. Yılsonu olunca gündemimiz Ekonomik İşler Başkanlığı olarak Asgari Ücret ve Bütçe oluyor.
TÜİK kişi başı milli gelirin 17,9 bin Dolar olduğunu açıklıyadursun vatandaş dört gözle asgari ücretin 28 bin TL mi 29 bin TL mi olacağını bekliyor. Soruyorum evine kişi başı yıllık 765 bin TL giren kaç aile var Allah aşkına.
Türk-iş in hesaplamalarına göre açlık sınırı 29 bin , yoksulluk sınırı 97 bin TL olmuş. Ülkemizde 33 milyon ücretli çalışanın sadece %3’ü yoksulluk sınırının üzerinde maaş alıyor. Başka bir bakış açısıyla %97’si yoksulluk sınırı altında maaş alıyor. Bu rakamlar ortadayken iktidar ülkenin büyüdüğünü, ekonomide sorun olmadığını iddia ediyor. Bu olsa olsa ülkenin kuvvetlenmesi değil şişmanlaması olabilir. Rakamlar büyür fakat ekonomik refah sağlanamaz.
Peki bugün ki durum bu haldeyken gelecekten umutlu olabilecek miyiz? 2026 yılı bütçe teklifini incelediğimizde maalesef yine karamsar bir tablo karşımıza çıkıyor. Bütçe Kanunu Teklifi ekinde yer alan “Merkezi Yönetim Bütçe Giderleri” tablosu açıkça göstermektedir ki 2026 bütçesi, faizi önceleyen, emeği ve sosyal adaleti geri plana iten bir anlayışla hazırlanmıştır.
2026 yılı için;
• Toplam merkezi yönetim bütçe gideri:
18 trilyon 928 milyar 815 milyon 484 bin TL
• Faiz giderleri:
2 trilyon 741 milyar 656 milyon TL olacağı öngörülmektedir.
Bu rakamlarla, faiz giderlerinin bütçeden aldığı pay yaklaşık yüzde 14,5 seviyesine ulaşmıştır. Yani devlet, 2026 yılında yaptığı her 100 liralık harcamanın yaklaşık 15 lirasını, sadece borcun faizi için ayırmaktadır.
Vergi geliri açısından incelendiğinde 15,5 Trilyon TL olması beklenen vergi gelirinden her 100 liralık vergi gelirinin 17 lirasının faiz ödemesine gideceği görülmektedir.
Aynı bütçede personel giderleri memur maaşları 4 trilyon 907 milyar 308 milyon 940 bin TL olacağı öngörülmekte iken 2025 yılında yaklaşık 3,5 trilyon emekli maaşı ödenmiştir. 2026 yılında toplamda %30 seviyesinde zam yapılması durumunda emekli aylıkları toplamı yaklaşık 4 trilyon 500 milyar TL seviyesinde olması beklenmektedir.
Bu tabloya göre faiz giderleri;
• Memur maaşlarının yüzde 56’sına,
• Emekli aylıklarının ise yüzde 61’ine ulaşmıştır.
Buradan açıkça ifade ediyoruz:
Faiz giderleri, artık emekli maaşları ve memur maaşlarıyla kıyaslanabilecek büyüklükte bir bütçe kalemi haline gelmiştir.
Bu vahim durumun düzeltilebilmesi için Saadet Partisi olarak Faiz Bakanlığı kurulmasını teklif ediyoruz.
Zira 2026 yılı bütçesinden faize ayrılan tutar;
Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinin; 1,41 katı
Sağlık Bakanlığı bütçesinin; 1,86 katı
Milli Savunma Bakanlığı bütçesinin; 3,33 katıdır.
Hazine ve Maliye Bakanlığı haricinde Faize ayrılan tutardan fazla bütçe ayrılan bakanlık bulunmamaktadır.
Emeklimiz geçim derdiyle boğuşurken, memurumuz enflasyon karşısında maaşını koruyamazken, bütçeden trilyonlarca liranın üretime, istihdama ve sosyal refaha değil, faize ayrılması kabul edilebilir değildir.
Saadet Partisi olarak biz diyoruz ki;
• Bütçe, faizin değil milletin bütçesi olmalıdır.
• Kaynaklar, borç faizine değil emekliye, memura, üreticiye ayrılmalıdır.
• Adil, denk ve üretim odaklı bir mali yapı mümkündür.
2026 bütçesi bu haliyle;
• Sosyal adaleti güçlendiren,
• Gelir dağılımını düzelten,
• Emekliyi ve çalışanı koruyan bir bütçe değildir.
Saadet Partisi olarak çağrımız nettir. Biz sadece eleştiren bir parti değiliz tüm bu sorunların çözümü için plan ve programımız hazırdır. Bunu geçmişte Milli Görüş iktidarlarında yaptık ve yine yapacağımıza olan inancımız tamdır.Buradan iktidara sesleniyoruz ve diyoruz ki;
Faiz yükünü azaltan, insanı önceleyen, adil bir bütçe anlayışı derhal hayata geçirilmelidir.
Vatandaşlarımıza da sesleniyor ve diyoruz ki Saadet Partisinin tecrübesi, programları ve kadroları bu sorunların çözümü için hazırdır. Gelin bizlere destek verin Yaşanabilir Bir Türkiye’yi, Yeniden Büyük Türkiye’yi ve Yeni Bir Dünya’yı hep birlikte kuralım. Gelin birlikte çalışalım."