ES TV'de konuşan CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz şu ifadeleri kullandı;
"Sanayi Odası var, borsa var, Organize Sanayi Bölgesi başkanı var. Bunlar olmalı. Yani siz Eskişehir Konseyi kuracaksanız bunları çağırmak zorundasınız. Bunlar önemli kurumlar, önemli kesime hitap eden, temsil kabiliyeti yüksek kurumlardır. Ama bunu kurup siz Eskişehir Konseyi diyemezsiniz. Hayırdır derler adama, sendika var mı? Emek örgütü var mı? İşçi örgütü var mı? 100 tane sanayici var, binlerce çalışan var. 100 tane sanayici başımızın üstünde yeri var, bu ülkeye istihdam sağlıyorlar, üretime katkı sunuyorlar, bu ülkenin ekonomisinin katkılanmasına önemli katkıları var. Bunlar olsun, benim bunlara itirazım yok. Ama siz oradaki o alın teri döken işçileri niye temsil eden bir kurum orada tutmuyorsunuz?
Bir sürü sivil toplum kuruluşunu temsil eden bir örgütlenmenin temsiliyeti neden yok? Neden Ziraat Odası yok? Hadi dedim hepsini geçtim. AKP İl Başkanı var. Ben de yokum, olmayayım. İYİ Parti yok, Deva yok. Hadi biz de olmayalım. Siyasi partiler olmasın. Ayşe Ünlüce nasıl yok? Eskişehir'in şehri emini. Eskişehir'in temiz, helal oylarıyla seçilmiş, 70 bin oy fark atarak, net bir tercihle, net bir iradeyle seçilmiş, Eskişehir için gece gündüz çalışan bir Büyükşehir Belediye Başkanı, Ayşe Ünlüce'yi almadığınız konseye Eskişehir Konseyi diyemezsiniz. Hiç de kusura bakmasınlar. O konseyde hiçbir sorunu çözemez. Nitekim çözülmüyor da zaten.
Merkezi iktidar çözemiyor. Yani Gürhan Bey'in şöyle bir özeleştirisi de aslında o konsey. Ya ben iktidar il başkanı olacağım. Aracı bir şeye ihtiyaç yok ki, konsey ne? Ben Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı olacağım. Ben kimle neyi çözeceğim? Benim çözümüm bakanda. Bakana giderken konseyi mi kullanacağım? Ya da Cumhurbaşkanına giderken konseyine mi gideceğim? Yani bunlar lokal olarak hizmet veren kurumlar. Sanayi Odası'nın hitap ettiği kesim sanayici. Organize Sanayi Bölgesi Başkanı'nın hitap ettiği kesim Organize Sanayi Bölgesi. Gelip Batıkent'te bir çalışma yapabilirler mi? Yapamazlar.
Bu haliyle bir kere kadük olarak doğmuş bir konsey ve Ayşe Ünlüce'yi içinde barındırmaması anında temsiliyet kabiliyeti olmayan bir konsey ve konseyin çözüm kabiliyeti de sınırlı. Ölüm yolunu yapacak mı bu konsey? Bu konsey Kuzey Çevre Yolu'nu yapacak mı? Bu konsey utancımız haline gelen Dede Korkut Parkı'nın otlarını tekrar yeşillendirecek mi? Yani hangi sorun çözülecek? Depreme dayanıksız hale gelmiş olan Tıp Fakültesi'nin bir fakülte, bir hastane depreme dayanıksızlık anlamında tescillenmiş olabilir mi? Bir de kentsel dönüşüm diyorlar. Kentsel dönüşümü mü yapacak bu konsey? O hastaneyi yıkıp yeniden mi yapacak? Bunlar olmaz. Öyle samimiyet gerekir, samimi bir vizyon ortaya koymak gerekir.
Bu konsey, konsey üyelerinden bağımsız söylüyorum, tekrar vurguluyorum. Evet bir konsey olacaksa o bileşenlerin hepsi olmalı. Ama o konsey sadece ondan, onun adına Eskişehir Konseyi denmez. Ayşe Ünlüce'nin içinde olmadığı hiçbir konseye Eskişehir Konseyi kimse diyemez. Bir de "Şehre abi lazım" demiş. Şehre abi lazımdır, bulursunuz, bulamazsınız bilmiyorum ama şehirde bir abla var. O da gidip görüşürseniz her sorunu çözer."